O HABERLERE MAHSUN KIRMIZIGÜL’DEN BASIN AÇIKLAMASI
Hükümete yakın Türkiye gazetesi, "İslam’la bağdaşmadığı iddia edilen" Vezir Parmağı filminin 25 Ocak’ta yayına girmemesi ve kaldırılması için açılan kampanyaya, 43 bin kişinin imza attığını yazdı. Change.org sitesinde düzenlenen kampanya için "İçeriğinde şalvarlı, cübbelileri, çarşaflı hanımları iğrenç gösteriyorlar. İnsanlara kötü tanıtıyorlar. Dine saldırıdır. Mahsun Kırmızıgül’ü kınıyorum. Vezir Parmağı isimli filmin kalkmasını istiyorum" ifadelerine yer verildi. Kampanyanın muhatapları ise RTÜK ve BİMER olarak belirlendi.
Yeni Akit yazarı Hacı Yakışıklı'da, Mahsun Kırmızıgül’ün 25 Ocak 2017’de vizyona girecek “Vezir Parmağı” filmini çok ağır ifadelerle eleştirmişti.
“Yine rezil bir filmle karşı karşıyayız! Topluma algı operasyonu çekmeye devam ediyorlar. Milletin atasını, ceddini, tarihini, annesini, bacısını, yaşantısını, kültürünü ‘yerin dibine’ batırmaya çalışıyorlar. Buna ‘kültür terörizmi’ desek yanlış olmaz herhalde!” ifadelerini kullanan Hacı Yakışıklı, “Şimdiki rezalet Mahsun Kırmızıgül imzalı bir film olan Vezir Parmağı! Vezir Parmağı sana ‘gişe rezaleti’ olarak dönsün Mahsun! Bizce müptezel bir filme, gişede de rezillik yakışır!” demişti
‘Vezir Parmağı’ filmine gidilmemesi çağrısı yapan Akit yazarı, “Bu filme +21 ibaresi gelmeli! 21 yaşında altındakiler filme alınmamalı! 21 yaşın üstündekiler de azıcık ceddinden utanıyorsa sinemaya gitmemeli! Mahsun çok afedersiniz bu filmiyle pornoculuk yapıyor!” şeklinde yazmıştı Kampanyanın muhatapları ise RTÜK ve BİMER olarak belirlendi.
Filme yapılan eleştirilere filmin Yönetmeni Mahsun Kırmızıgül yaptığı basın açıklaması ile cevap verdi. İşte o açıklama
KAMUOYUNA DUYURULUR
Ülkemizin geçirdiği bu sıkıntılı dönemde sanat üretiminin durmaması için film üretmeye çalışan biz sanatçıları, sinemacıları ve yaptığımız filmlerimizi, bazı kendini bilmezler maalesef tamamen yalan ve iftiralara başvurarak, sosyal medya, bazı yazılı basın ve internet üzerinden haber yapan siteler aracılığı ile ahlaksızca karalamaya çalışmaktadırlar.
25 Ocak’ta vizyona girecek olan “Vezir Parmağı” isimli filmimde Ali Sürmeli, Yasemin Yalçın, Talat Bulut, Ece Uslu, Altan Erkekli, Peker Açıkalın, Cezmi Baskın, Selim Bayraktar, Rana Cabbar, Gülben Ergen, Cihat Tamer, Levent Sülün, Orçun Kaptan, Necmi Yapıcı, Hayrettin, Metin Yıldız, Derya Şensoy, Meral Çetinkaya, Suna Selen, Defne Yalnız, Arif Erkin, Erol Aksoy, Nuri Alço, Coşkun Göğen, Ececan Gümeci, Bahtiyar Engin, Aydan Burhan, Nilgün Karababa, Esin Gündoğdu, Gülay Baltacı, Güner Özkul, Berna Biber, Metin Keçeci, Erol Demiröz, Şener Kökkaya, Bülent Çolak gibi Türkiye’nin, tiyatro, dizi ve sinema alanındaki en değerli sanatçılarından 64’ü yer almaktadır. Bu kadar değerli oyunculara “PKK’nın kadrosu deme cüretini gösteren, aldığınız her bilet PKK’ya gidecek, askerlerimize kurşun olarak dönecek, PKK’ya maddi ve manevi yardımda bulunan bu filme gitmeyin” diyebilecek kadar alçalan bu ahlaksızları kınıyorum, kınıyoruz. Her film öncesi son 10 yıldır hep aynı şekilde bir fotoğraf üzerinden asılsız haberler yapılıyor. Bu fotoğraflar 2005 yılında ATV için çektiğimiz Aşka Sürgün adlı dizinin çekimlerinde Kuzey Irak Zaho da, VİP salonunda çekilmiştir. Kuzey Irak bayrağını PKK’nın bayrağı diye yazan bu zihniyeti kınıyorum. Bu fotoğraf son on yıldır maalesef her filmim öncesinde kötü niyetli kişilerce sosyal medyada dolaştırılıp olumsuz algı yaratmak ve karalamak amacı ile kullanılmıştır ve kullanılmaktadır.
Bu paylaşımların yapıldığı Twitter ve Facebook'taki hesapların çoğunun sahte hesaplar olduğunu bizler biliyoruz. Ancak bu hesapların bazılarının, Sayın Cumhurbaşkanımızın adını veya resimlerini kullanarak paylaşımlar yapıyor olması nedeni ile maalesef saf, temiz ve iyi niyetli insanlarımız gerçek dışı bu haberlere inanıyor ve kanabiliyorlar.
Bugüne kadar yaptığım işlerde birleştirici bir dil kullanarak insanları daha çok birbirlerine yakınlaştırmak için çırpınıp durdum. Benim savaşlara, ölümlere ve her türlü zulme karşı birlik ve beraberlikten yana, barıştan yana olduğumu herkes bilir. Birlik ve beraberliğimize zarar vermek isteyen, insan öldüren ister İŞİD(DEAŞ), ister FETÖ, ister PKK ya da başkaları, kim olursa olsun her zaman terörü lanetledim ve kınadım. PKK’nın yaptığı her eylemden sonra Kürt olan herkesi PKK’lı gibi suçlu görmek ne kadar yanlışsa, İŞİD(DEAŞ)’in yaptığı her eylemden sonra da bütün Müslümanları suçlu görmek de o kadar yanlıştır.
NEWYORK’TA BEŞ MİNARE VE MUCİZE FİLMLERİNE ATILAN İFTİRALAR
New York’ta Beş Minare filmimi ve filmde yer alan Hacı karakterini zorlama yöntemlerle birilerine benzetmeye kalkışanlara dün de bugün de hep karşı çıktım. “New York’ta Beş Minare” evrensel hikâyesiyle, Bitlis kökenli eski bir kan davasını anlatır. Hacı Gümüş karakteri Bitlisli bir Kürt’tür, eşi ise Amerika’lı ve bir Hıristiyandır. Bir kızı olan ve kızını kilisede evlendiren, çok iyi derecede İngilizcesi olan bir karakterdir. Hacı Gümüş karakterinin Fetullah Gülen’le hiçbir benzer tarafı da bulunmamaktadır. Filmi izleyenler bu gerçekliği kolayca göreceklerdir.
Konusu itibarı ile 1960’lı yıllarda geçen, yaşanmış gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkılarak yazılmış, engelli birinin hayatını konu alan “Mucize” filmimi bile uydurma mizansenlerle FETÖ ve PKK ile ilişkilendirebilenler kötü niyetli ve hasta zihniyetli kişilerdir.
Ben bir sanatçıyım ve bir yönetmenim. Ben ne cemaatlerin ne de tarikatların misyoneri değilim. Ben haksızlığa uğramış ötekileştirilmiş insanların hayatlarını, acı çeken yoksul halkın hikayelerini, sosyal olayları içinde barındıran meseleleri beyaz perdeye taşıyan, ayrıştıran ve ötekileştiren değil birleştiren bir sinemacıyım.
Beyaz Melek, Güneşi Gördüm, New York’ta Beş Minare ve Mucize gibi filmleri izleyen halkımız beni iyi tanır ve nasıl filmler çektiğimi iyi bilirler. Yeni filmimiz Vezir Parmağı yine herkesin çok seveceği, ailelerin çocukları ile rahatlıkla izleyebileceği, senaryosu sıcak ve samimi çok eğlenceli bir komedi filmidir. Vezir Parmağı filminin ne Osmanlı Hanedanı ne saray, ne harem ne de temiz dindar insanlarımızla hiçbir alakası yoktur. Dini ve insanlarımızı kötülediği iftirası hiçbir vicdana sığmayan, karalama amaçlı algı oluşturmaktan başka bir şey değildir. Sayın kamuoyundan bu iftiralara ve karalamalara itibar etmemelerini rica ediyorum.
Saygılarımla
Mahsun Kırmızıgül