Olaya şahit olan Özel Modafen İlköğretim okulu müdürü Mehmet Durak, tanık olduğu olayları Vatan gazetesine şöyle anlattı:  “Peker Bey 4. sınıfta okuyan kızı Şeker’le yarın (bugün) Fransa’ya okul gezisine gidecekti. Bununla ilgili bilgi almak için okula geldi. Kızı Şeker gezi var diye okula gelmemişti. Okulun bahçesinde Peker Bey’le sohbet ediyorduk. Milletvekili adaylığından, okul gezisinin detaylarına kadar her şeyi konuşuyorduk. Tam o sırada bir trafik polisinin okulun kapısının önünde duran bir velinin aracını çekmek için işlem başlattığını duyduk. Peker Bey hemen koşarak dışarıya çıktı ve orta boylu, 28 yaşlarında olan trafik polisinin yanına gitti. Biz de onların yanına doğru yöneldik.”

"Hatası varsa ne gerekirse yapacağız"

İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Tiyatro ve Sinema oyuncusu Peker Açıkalın ile bir polis memuru arasında geçtiği iddia edilen tartışmayla ilgili gazetecilere bilgi verdi.

Atatürk Havalimanı VİP salonunda Başbakan Erdoğan'ı Ankara'ya yolcu ettikten sonra kameraların karşısına geçen Çapkın, görevli polis memurunun Peker Açıkalın'a yönelik fiziki bir müdahalesinin olmadığını söyledi. Açıkalın'ın kendisi arabası değil başka bir arabanın çekilmesi sırasında polise müdahale ettiğini belirten Çapkın, "Herhangi bir fiziki müdahale olmadığı anlaşılıyor. Kendi arabası değil başka arabanın çekilmesine müdahale ediyor. Fiziki bir müdahale yokmuş. Araştırıyoruz konuyu." diye konuştu. Çapkın, Polis memuru hakkında bir soruşturma açılıp açılmadığı konusunda da, "Bakacağız, hatası varsa ne gerekirse yapacağız" dedi. Çapkın İstanbul'daki 1 Mayıs hazırlıklarına ilişkin bir soruya da " 1 Mayıs hazırlıkları için çalışıyoruz. Hep birlikte 1 Mayıs'ı kutlayacağız" diye konuştu. Özgür ALTUNCU-İdris TİFTİKÇİ / DHA

‘Eliyle itti, bayıldı’

“Polisin Peker Bey’e ‘Artislik yapma’ gibi sözler söylediğini duydum. Bir bağrış çağrış oldu ve kısa süre sonra o polisin Peker Bey’i eliyle ittiğini gördüm. Peker Bey eliyle kalbini tutarak okulun bahçesine doğru koştu ve ‘Mehmet Amca ben kötüyüm, hemen ambulans çağırın’ dedikten sonra yere yığıldı. Bu onun oradaki son sözleriydi, sonra bayıldı. Onun kalp rahatsızlığını bildiğim için hemen mesleği eczacılık olan bir veliyi çağırdım. Peker Bey’i hemen yere yatırdı. Bu sırada iki tane çekici arabası gelmişti, okul yolunda bir trafik oluştu. Polisin yanına gittim; “Oğlum hemen ambulans çağırın, rica ediyorum adam içeride ölüyor, bak sonra çok üzülürsün, trafiği aç” dedim. O da bana “Şurada amirim duruyor onunla konuşun, iş hallolur” dedi. Gösterdiği sivil giyimli kişinin yanına gittim “Amirim içeride adam ölüyor” deyince o da bana “Ben amir falan değilim” diye karşılık verdi.

“Polise yalvardık”

O polis bir de asayişe haber vermiş, burada ‘karışılık var’ diye. Ambulansı bizim sekreter çağırdı ama çekici yüzünden yola giremedi. Herkes, yaşlı başlı insanlar o polise yalvardık “Ne olur çekiciyi şuradan al da yola ambulans girsin” diye. Ama o arabayı çekmeye devam ediyordu. Polise “Oğlum ben tecrübeliyim yapma adama bir şey olursa başına bela alırsın” dedim. Adını, soyadını, numarasını soruyorum bana ‘Trafik polisiyim’ diye cevap veriyordu. Eczacı hanım Peker Bey’in nabzının çok yavaş attığını söyleyip ‘adam gidiyor’ deyince Peker Bey’i benim özel arabama karga tulumba bindirdik. Ben 65 yaşındayım ilk kez bir insanı o halde gördüm. Çok kötüydü.”

"Bir mucize yaşıyoruz"

Peker Açıkalın'ın arkadaşı Birol Gül, bu sabah telefon bağlantısıyla katıldığı canlı yayında Açıkalın'ın bilincinin yavaş yavaş açılmaya başladığını söyledi. Gül şöyle konuştu; "Doktorlar bir mucize yaşandığını söyledi. Bilinci yavaş yavaş açılıyormuş. Gözlerini açmış. Tabii bizi görüştürmüyorlar. Yanına sadece doktorlar girip çıkıyor.''