POPSTAR BAYHAN YILLAR SONRA ANLATTI: SOKAKTA BULDUĞUM ESKİ TELEVİZYON HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ
MAGAZİNCİ VİDEO HABER- 2004 yılı Popstar 3. Bayhan Gürhan, Armağan Çağlayan’ın YouTube’ta yayınlanan ’Gör Beni’ programına katıldı. Armağan Çağlayan’ın jürisinde yer aldığı ’Popstar’ yarışmasıyla adını duyuran Bayhan, sokakta bulduğu eski televizyon ile hayatının nasıl değiştiğini anlattı.
İşte Popstar Bayhan’ın açıklamalarından satır başları…
Popstar Türkiye yarışmasına katıldığım için hiç pişman olmadım. Geçmişteki Popstar yarışmasıyla bugünküler arasında dünya kadar fark var. Kendimi bildim bileli müzikle uğraşırım. O dönemler internettin olmadığı zamanlar… Gazetelerde ortalama, bilinmeyen sahte olduğunu düşündüğümüz ses yarışmalarını bile değerlendirmeye çalışırdık. Umut dünyası…
Sizin jüri üyeliğini yaptığınız Popstar yarışması benim hayatımın rüyası gibiydi ve rüyalarım gerçekleşti bu program vesilesiyle… Benim tecrübem eksikti… Popstar yarışmasında görmüş olduğumuz dünya içerisinde nasıl hayatta ve ayakta kalabileceğimiz bilgisine sahip değildik. Bu durum yarışmacıların ortak kaderiydi. Tabii kişisel eksikliklerimiz payı da çok oldu. Bu yarışmayı yapan büyüklerimizin kaçırdığı bazı şeyler var onların psikolojik dengeleme konusunda bize ‘bakın çocuklar bu yarışmaya geldiğinizde artık her şey çok farklı olacak kendini hazırlamalısın… Yarışma bittikten sonra da dolmuşa, minibüse biniyor olmalısın… Yani bil ki ekonomik anlamda her şey istediğin gibi olmaz burası Amerika değil’ gibi bazı telkin eksiklikleri oldu.
Ünlü olmadan önce taşı sıksam suyunu çıkartırdım. Namus çerçevesinde her türlü iş yaptım. Fakat ünlü olduktan sonra tecrübesizliklerimden veya bazı dik başlıklarımdan değerlendiremediğim fırsatlar oldu. Sonra ekonomik zorluğa düştüm ve her işi yapamaz oldum. O geçiş sürecinde ‘acaba normal hayatıma geçsem mi, geçmesem mi’ diye düşündüm.
Özellikle şimdi normalleştiğimi düşünüyorum. Her şeyi olduğu gibi kabul ediyorum. Tabii her gün yeni bir şeyler öğrenerek. Ara ara telefonla Firdevs ile görüşüyorum. Elena ile görüştük bir oğlu olmuş… Beni görenler çoğu zaman yarışmada kimin birinci olduğunu soruyor.
Yarışmaya katıldığım için hiç pişman olmadım. Ama keşke biraz daha tecrübeli olduktan sonra katılma şansım olsaydı. Popstar’da 23 yaşımdaydım. Son anda yetiştim Antalya’daki elemelere… İlk 50 devamında da ilk 12’ye kaldıktan sonra Antalya’ya geri geldim. Kaldığım evde sadece buz dolabı iki tane kanepe vardı. Birinde arkadaşım, birinde ben kalıyorum.
Bir tane de anteni olmayan radyo vardı. Evde televizyon yoktu. O zaman seyyar satıcılık yapıyordum. İlk 12’ye gelmeden önce de aşçılık mesaim başladı. Bakkala girdim ekmek almak için, televizyon vardı. Orada reklam dönüyor, ben ünlü olmuşum haberim yok. Bakkal ‘bu sen değil misin’ dedi. ‘Aa benim’ dedim. Ünlü olduğumu bile çok sonradan öğrendim. Çok değişik bir duyguydu benim için… Orada bir hanımefendi kitap yazmıştı benden imzamı istedi çok değişik bir duyguydu.
Yarışamadan yaşananlardan sonra ayrımcılık yapmamak adına, gerçekten o dönem çok ağır psikolojik sorunlar yaşadım. Sonraki dönemde verdiğim kararlar tamamen kontrolsüz kararlar… Kariyerimle alakalı yanlış kararlar aldım. Fazla duygusal, dik başlı davrandım.
Ünlü olmadan öncekiyle ünlü olduktan arasındaki mesafe en fazla üç ay belki o kadar bile yok. Dolasıyla ne kadar tecrübeli olabilirim ki… Bu konuda o dönem çok yalnız kaldım. Her şey çok üzerime geldiği için ne yapacağımı bilemedim. Şöhret bir yandan, değişik yazılar bir andan… Bazı yazılardan bile yıllar sonra haberim oldu. O dönemdeki kariyer yönetimim benim hayatımda şu vakitlere kadar iz bırakan tecrübesizliklerle dolu oldu. Tabii aldığım kararlar tamamen psikolojikti.
Şimdi bir youtube kanalım var. Orada hafta bir akustik paylaşımlarda bulunuyorum. 7 şarkılık bir albüm hazırladım. 7 Mayıs’ta ilk şarkım çıkacak uzun yıllar sonra. Huzurluyum imkanlarım dahilinde yapabileceğim şeyleri yapıyorum. Müzik yapmaya devam ediyorum.
Popstar yarışmasından bu yana aşçılık işini bıraktım. Uzun yıllar önce restoran işine girdim geçirdiğim trafik kazansından sonra kapatmak zorunda kaldım. İflas ettim. O günden bugüne sadece müzikle uğraşıyorum.
Şarkı söylediğimde çok başka bir boyuta geçiyorum. Nasıl bir boyuta geçtiğimi ben de bilmiyorum. Farklı duygulara giriyorum, şarkı bitinceye kadar sanki başka yerlerde geziyormuşum gibi oluyor. Bittiğinde ‘ben burada mıymışım’ durumları oluyor. Ayna karşısında çalışılmış şeyler değil. O şekilde olursa rol yapmış oluyorsunuz. Ben burada on şarkı söyleyeyim her birinde farklıyımdır. Çalışılmış ya da çalışılabilecek bir şey değil.
Popstar jürisine kızgın değilim. Sizler o dönem beni seçmiştiniz. Zaman ve süreç içerisinde hepimiz bir şeyler öğrendik. Ben Deniz Hanım’a hiçbir zaman kızmadım. Yarışma sırasındaki diyaloğumuzda değişik reaksiyonlara girmiş olabilirim. Ben hanımlarla kavga eden bir insan değilim. Kişi kendi yaptıklarından sorumludur artılarıyla eksileriyle bu yüzden herhangi bir kızgınlığım yok.
O dönem Ercan Saatçi bizimle çok ilgiliydi. Belki psikolojik belki farklı konularla uyuşmazlıklarımız olmuş olabilir. Tamamen tecrübeyle alakalı dönemler yaşadık. Ben hepinize müteşekkirim. Deniz Hanım’a gelince ben gerçekten kendisini sanatsal olarak çok seviyorum. İyi bir sanatçı, iyi bir bestekar…
13 -14 yaşımdan beri şarkıcı olmaya çalışıyorum ve tek başıma ayaktaydım bu konuda… Artık askerliğimi bitirmiştim ve beni ülkeme bağlayan hiçbir şey yoktu. Sebebi şu, ‘çocukluğumun bir kısmı Almanya’da geçti, Türkçe’yi sonradan öğrendim burada hiç kimsen kalmamıştı. Beni büyüten babaannem de vefa etmişti… Evim yok, yurdum yok kimsem yoktu. Askerliğimi de yapmıştım, artık umudumu kesmiştim. Yurtdışına gitmeye karar vermiştim. Tersanede, lokantada çalışırım’ diye düşünmüştüm.
Kaldığım evde sadece radyo vardı, seyyar satıcılık yapıyordum. Biraz para biriktirip yurtdışına gidecektim. Evden işe gidip gelirken kaldırıma birisi ahşap kafesli bir televizyon bırakmış… İki gün boyunca o televizyon orada durdu. Üçüncü gün televizyon yine orada olunca televizyonu aldım götürdüm. Sokağa atılmış bir televizyondu bir kilometre yürüdüm. Fişe taktım sadece ses vardı. Sonra sağdan soldan iki tokat attım televizyon açıldı.
Sadece üç kanal çalışıyordu. Akşam vakti çizgi film izliyordum o bitince reklam girdi ve Popstar reklamı başladı. İlk Popstarı bu televizyonda gördüm. Üç gün boyunca hep Popstar reklamlarını bekledim düşündüm. “Pop ve star” algım şu oldu ‘ben pop söylemiyorum, bu yüzden katılamam’ dedim. Üç gün izledim sonra televizyon bozuldu. Radyo dinlemeye başladım. Kayahan’ın şarkısı çaldı ‘Bir Aşk Hikayesi’ şarkı bana çok güzel geldi ‘bu da pop ben bunu söylersem katılırım’ diye düşündüm. O şarkıyı dinleyip yazdım. Antalya’ya gelene kadar ona çalıştım elemelere de son anda katıldım. Koştura koştura gelmiştim.
Ben çok asosyaldim. Askerlikten sonra ilk defa bir kalabalıkta bulundum. Ondan önce de hep yalnızdım. Terhisimi de yarışmadan iki, iki buçuk ay önce yaşamıştım. Disiplin çok üst düzeydeydi bende… Çok fazla arkadaşım yoktu, çocukluğumda da böyleydi ama olanların da değerini bilirim. Biz Serkül ile aynı odada kalıyorduk, bazen çorabını bile giydirmişimdir bu gocunacağım bir şey değil… Bana biraz soğuk davranıldığında da umursamazdım. Kibir yoktu ben de!
Benim için o kadar büyük bir rüyaydı. 13 yaşımdan 23 yaşıma kadar hep mücadele ettim sesimi duyurabilmek için… Ben sadece ve sadece yarışmaya odaklıydım. Diğer arkadaşlarım kendi aralarında eğlenirlerdi, o benim için zaman kaybıydı. Bütün zihnimi buna odaklamıştım, arada eğlenmek takılmak bana çok gereksiz geliyordu. Belki de bu yüzden arkadaşlarımdan uzak kalıyordum.
O sokaktaki televizyon olmasaydı mümkün değildi benim Popstar yarışmasından haberimin olması. Gazetede görme olasılığım da yok. O günün şartlarından benim okuyacağım gazete bile bana pahalıydı… O dönemler sadece iş ilanlarına bakacak gazeteler alıyordum. Bazı şeyler nasiptir, hiç ummadığınız yerlerden çıkar. Kişi kendisine olan inancını kaybetmemeli.