SEZEN AKSU’NUN CEVABI ’AVCI’ EN AZ 35 DİLE ÇEVRİLDİ
Sezen Aksu’nun, kendisini ima ederek "Dilini koparırız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt olarak yazdığı şarkı sözleri gündeme düşer düşmez şimdiye kadar en az 35 dile çevrildi.
Şahane Bir Şey Yaşamak’ şarkısındaki sözler nedeniyle günlerdir hedef gösterilen Sezen Aksu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini ima ederek söylediği “Dilini koparırız” sözleri üzerine yazdığı 'Avcı' başlıklı şarkı sözleri bir çok dile çevrildi.
Sosyal medyada "Avcı" şarkısını çevirip paylaşanlar birbirlerini alıntıladı ve destek mesajları da ekledi. Şarkının şimdiye kadar çevrildiği diller şöyle:
Ermenice, Kürtçe, Süryanice, Hemşince, Arapça, Danca, Zazaca, Smirneyka, Almanca, Rusça, Baskça, Romani, Çince, Yunanca, Azerice, Çerkesce, Gürcüce, Portekizce, Bulgarca, İspanyolca, Latince, Farsça, Arnavutça, Japonca, Hollandaca, Osmanlıca, Yugoslavca, Macarca, İbranice, Zuluca, İsveçce, Tayca, Elfçe, Tatarca.
elbirliğiyle sezen aksu’nun "avcı"sını bir gecede sayabildiğim kadarıyla kuşdili dahil 35 dile çevirdik. çünkü avcılara karşı avız, av olanların yanındayız. çünkü "kim yolcu kim hancı / dur bakalım / beni öldüremezsin / sesim sazım sözüm var benim / ben derken ben herkesim" pic.twitter.com/YzjEdCksgL
— rober koptaş (@roberkoptas) January 23, 2022
YARGITAY’IN ESKİ KARARI GÜNDEMDE: ‘DİLİNİ KESERİM’ SÖZÜ TEHDİT OLUŞTURUR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın camide yaptığı konuşmada Sezen Aksu’ya yönelik, "Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz; o dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir" şeklindeki tehdidi tepki çekerken; Yargıtay’ın 2018’de verdiği karar yeniden gündeme geldi.
Kısa Dalga'dan Ersan Atar'ın haberine göre, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin kararına dayanak olay, İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde yaşandı. Davaya konu olayda iki kişinin tartışması sırasında taraflardan biri diğerine “Dilini keserim” dedi. Olaydan sonra mağdur dava açtı. Yargılamanın ilk aşaması Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme sanığın bu sözü karşısında beraat karar verdi. Kararı Küçükçekmece Başsavcılığı temyiz etti.
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4’üncü Ceza Dairesi önce “tehdit” suçunun şartlarını değerlendirdi ve şu tespitlerde bulundu:
“Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle çok istisnai haller hariç mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez. Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder.”
Kararda, “Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de öneminin olmadığına” vurgu yapıldı.
Daire’nin kararında, sanığın da dava konusu olan sözleri kabul ettiğine dikkat çekilerek, yerel mahkemece beraat kararı verilmesindeki isabetsizliğin gerekçesini şu ifadelerle aktarıldı:
“Sanığın aşamalardaki savunmasında, aralarında çıkan tartışmada mağdura “senin dilini keserim” dediğini beyan etmesi, yerel Mahkeme tarafından da sanığın mağdura anılan tehdit sözlerini söylediğinin kabul edilmesi karşısında; sanığın mağdura söylediği kabul edilen “senin dilini keserim” şeklindeki sözlerinin TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında yasal olmayan gerekçeyle atılı suçtan beraat kararı verilmesi... bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay’ın kararında dava konusu olaydan sonra TCK’nın tehdit suçunu tanımlayan 106’ncı maddesinin 2016 yılında yapılan yasa değişikliği ile “uzlaştırma” kapsamına alındığı hatırlatılarak, yerel mahkemece önce uzlaştırma işleminin uygulanması, sanığın durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilmesi istendi. 4’üncü Ceza Dairesi’nin 29 Kasım 2018 tarihinde verdiği 2014/33813 esas sayılı karar, oybirliğiyle alındı.