Yıllarca bir sinema filminde başrol oynama hayali kurdu Sibel Can. Sonunda bu arzusuna, çekimlerine iki yıl önce başlanan ?Papatya ile Karabiber? adlı film sayesinde kavuştu. Ünlü sanatçı, yönetmenliğini Ümit Efekan?ın yaptığı prodüksiyonda kamera karşısına Alişan ve Müjdat Gezen ile birlikte geçti. Ve film eylül ayında Türkiye genelinde toplam 34 salonda birden gösterime girdi.

Fakat gazete ve televizyon reklamlarına rağmen ?Papatya ile Karabiber? iki hafta gösterimde kalabildi. Bu süre içinde sadece 1114 kişi tarafından izlenen film beklenen ilgiyi görmediği için, belirlenen tarihten önce sinemalardan çekildi. Gişede emsali görülmemiş bir hüsran yaşayan filmin senaryosu, başrolünü oynayan Sibel Can?ın yaşamını anımsatması bakımından önem taşıyordu. Papatya karakteri, tıpkı Sibel Can gibi, sesi ve dansı sayesinde assolistliğe yükselen bir gecekondu kızının hayatını anlatıyordu.

?Senaryosu Çok Klişe?
Peki ?Papatya ve Karabiber? neden bu kadar az ilgi gördü? Bu soruya cevap vermek için, filmi izleyenlerin ?sinema.com? adresindeki internet sitesine bıraktıkları onlarca mesajı okumak yeterli. Örneğin Zeynep adlı bir izleyici filmin, senaryosunun çok klişe olduğu için izlenmediğini düşünüyor. ?Seco? takma adıyla yazan bir başka izleyici ise ?Papatya ile Karabiber?in, Sibel Can?ın bir filmi olsun diye çekildiğini söylüyor.
Mehmet ÇALIŞKAN (MAGAZİN)