SILA’NIN AVUKATINDAN YENİ DİLEKÇE GELDİ
Sıla Gençoğlu’nun avukatı Rezan Epözdemir, Ahmet Kural hakkındaki soruşturma dosyasına yeni belgeler ekleyerek "Şüphelinin eylemlerine karşılık gelen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86.maddesindeki ’Kasten Yaralama’, 106. Maddesindeki ’Tehdit’, 125. Maddesindeki ’Hakaret’ ve Sayın Başsavcılığınızca tespit edilecek suçlardan emsal mahiyette cezalandırılması adına kamu davası ikame edilmesini talep ederiz" dedi.
Avukat Rezan Epözdemir, Ahmet Kural’ın Kanal D Ana Haber Bülteni’ne yapmış olduğu açıklamaları ile kamuoyuna yaptığı yazılı açıklamayı ve Naz Çekem’in iddialarını dosyaya ekleyerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundu. Epözdemir dilekçesi şu şekilde: “Sayın Başsavcılığımız nezdindeki soruşturma dosyasında şüpheli sıfatıyla yer alan Ahmet Kural tarafından Kanal D Ana Haber’e maddi hakikatten uzak, gerçek dışı, müsnet suçtan kurtulmaya yönelik olan ve fakat tevil yollu ikrarlar ihtiva eden bir takım beyanlarda bulunmuştur. Şüphelinin Kanal D Ana Habere yapmış olduğu açıklama aynen ‘Öncelikle böyle çirkin iddialarla karşınızda olduğum için çok üzgünüm. Bu çirkin iddiaların hiçbirini kabul etmiyorum. 28 Ekim günü Sıla ve ailem yemek yedik. Güle oynaya evimize geldik. Ayrıntıları savcıya vereceğim ifadede öğreneceğimiz üzere aramızda karşılıklı itişme oldu. Bu esnada sadece kolunu tutum. Onun dışında hiçbir iddiayı kabul etmiyorum. Bununla ilgili hukuki yollara başvuracağım. Çok üzgünüm, çok’ şeklindedir.
Müvekkil Sıla Gençoğlu, Avrupa’da en fazla dinlenen Türk sanatçı ünvanına sahip olan Türkiye’de alınmamış ödül bırakmayan, yine Türkiye’de en fazla teveccüh gören, sevilen hem başarılı sanatçı kimliğiyle hem kişiliğiyle toplumun tamamına yakınının sevgi ve saygısına mazhar olan başarılı bir sanatçıdır. Bu minvalde sıradan bir kadının dahi vuku bulmamış bir şiddet olayının mağduru konumuna getirmeyeceği tartışmaya mahal vermeyecek derecede aşikarken; müvekkil Sıla Gençoğlu’nun hayal ürünü olarak bunu iddia etmesi, kendisini şiddet olayının mağduru ve merkezindeymiş gibi gösterdiğini ve toplumda böylesine vahim bir konu ile konuşulur hale getirdiğini düşünmek hayatın olağan akışına, akıl ve mantık kurallarına aykırıdır. Bu bağlamda şüphelinin beyanları kabul ve itibar edilemez mahiyettedir”
“KAMU DAVASI İKAME EDİLMESİNİ TALEP EDERİZ”
Dilekçede Ahmet Kural’ın açıklamalarına yer verilirken, “Öte yandan şüphelinin açıklamalarında yer alan ‘Ayrıntılarını savcılığa vereceğim, ifaden de öğreneceğiniz üzere aramızda karşılıklı itişme çıktı. Bu esnada kolunu tuttum.’ Şeklindeki tevil yollu ikrarları da dosya münderecatında mevcut fotoğraflar, darp raporu, diğer tüm belgelerle örtüşen, müvekkile karşı gerçekleştirilen yaralama eyleminin kabulü niteliğinde olup son derece önemlidir. Zira şüpheli Ahmet Kural, uyguladığı şiddet inkar edilemez boyutta olduğu için eylemini basitleştirme ve olağanlaştırma gayreti içerisinde suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarda bulunmuş, bahse konu beyanlarda dahi müvekkile fiili müdahalede bulunduğunu ikrar etmiştir. Son olarak belirtmekte fayda var ki; şüpheli 2014 yılında eskiden gönül birlikteliği yaşamış olduğu Naz Çekem’i parmağını kırmak suretiyle yaralamıştır. Olay sonrasında eylemin mağduru tarafından ‘Alkol alınca değişiyor. O gece bana zarar verdi. Bir daha görüşmeme kararı aldım. Canım yanıyor, iki gündür ağlıyorum. Ameliyat gerekebilir. Dava açmayı düşünüyorum.’ Şeklinde açıklamalarda bulunulmuştur. Görüldüğü üzere şüpheli kadına karşı psikolojik ve fiziksel şiddet uygulamayı itiyat haline getirmiş yapıya sahiptir. Bu cihetle şüphelinin gerçekleştirmiş olduğu eylemler nedeniyle emsal mahiyette cezalandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle şüphelinin eylemlerine karşılık gelen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86.maddesindeki ‘Kasten Yaralama’, 106. Maddesindeki ‘Tehdit’, 125. Maddesindeki ‘Hakaret’ ve Sayın Başsavcılığınızca tespit edilecek suçlardan emsal mahiyette cezalandırılması adına kamu davası ikame edilmesini talep ederiz” ifadelerine yer verdi. DHA