SOYUNMAK, SEVİŞMEK BENİ RAHATSIZ ETMİYOR!
Eylül ayında yönetmenliğini Mustafa Altıoklar?ın üstlendiği ?Banyo? filmi ile izleyici karşısına çıkacak olan Janset, bir süre için dizi filmlere ara verdiğini, sinemada yer alacağını söylüyor. Janset, ?Sinemada soyunmak ve sevişmek beni rahatsız etmiyor? diyor.
Önce televizyon şovlarında, sonra dizilerde şimdi de sinemada izleyici karşısına çıkıyor Janset. Eylül ayında yönetmenliğini Mustafa Altıoklar?ın üstlendiği ve daha gösterime girmeden çok konuşulan ?Banyo? adlı erotik-komedi filmde rol alan genç oyuncu, Cosmopolitan dergisinin son sayısına verdiği röportajda, filmin cesur sahnelerinden özel hayatına, televizyondan popüler olmaya kadar kendiyle ilgili bilinmeyenleri anlattı.
13 gün banyoya bir kapandık, çıkabilene aşkolsun. Yönetmen ?bat? dedi battık, ?çık? dedi çıktık. Mustafa Altıoklar ve Mirsat Herovic?in işbirliğiyle zevkle çalıştık. Seyirciler yedi kişinin banyoda yaşadıkları aşkı, öfkeyi, kıskançlığı, aldatmacayı, sevgisizliği ve şaşkınlığı seyredecek.
?KENDİMİ İYİ İFADE ETMİŞİM?
Soyunmak, sevişmek beni rahatsız eden şeyler değil. Banyoda da fazla giyinik kalamazsınız. Bir beyefendinin "Aa Janset?e bak soyunmuş" demesi üzerine eşi "Soyunacak tabii oyuncu o. Ortalıkta mı soyunuyor, filme soyunuyor!" diye savunmaya geçmiş. Duyduğumda öyle duygulandım ki! Kendimi bir şekilde doğru ifade edebildiğimi ve bunun doğru anlaşılabildiğini görmek gözlerimi doldurdu.
Televizyon çok dolu geçen bir süreydi. Durup dinlenmeye vakit kalmadı. Günde 4 saat uyuyarak bölüm yetiştirmeye çalışan ekipler var. İnsan haklarına aykırı. Bir süre ara verdim. Tekrar döneceğim biliyorum ama o zamana kadar sinemaya vakit ayırıyorum. Önümdeki film projelerinin hakkını vermek için bir süre dizi yapmamayı tercih ediyorum.
Sevgilim Tarkan: Beklentisizce, sevmeyi sevdiğim için sevdiğim, beni sevmesini sevdiğim, özlemeyi sevdiğim, sonra tekrar kavuşmayı sevdiğim, bir müzik parçasında beraber ritme girmeyi sevdiğim, uyurken seyretmeyi sevdiğim, uyanıkken gözlerinin içine bakmayı sevdiğim, ortak yönlerimizin azlığını ve özlüğünü sevdiğim...
Evimin keyfini çıkarmaya bayılırım. Orası benim mabedim. Müzik dinleyip dans etmeye bayılıyorum. Ev toplamayı ve düzenlemeyi çok severim. Yemeği Tarkan benden daha çok seviyor. O yüzden o yapıyor ben de arkasından ortalığı topluyorum zevkle. Bol bol yazıyorum aklıma ne gelirse. Bunlar belki de ileride bana sinema ya da dizi olarak geri döner...
Oyuncu olmak, güzel performansı alkışlayabilmektir aynı zamanda. Magazin programlarında birbirine laf sokup ahkam kesmek oyuncu olmaya yakışmaz. Bu kadar ağızda çiğnenen bir durum, kıymetleneceği yerde değerini yitiriyor. Hiçbir oyuncu bulunmaz Hint kumaşı değildir. Doğrudur, perde bir şekilde açılır. Ama her oyuncu tek tek bulunmaz Hint kumaşıdır. Oyuncu olmasaydım belki içimdeki deli enerjisini boşaltmak adına sporcu olabilirdim. Ya da bahçıvan olmak isterdim. Çiçek seram olsaydı, kokularından parfüm yapardım.
?ÖNÜMDE 3 PROJE VAR?
AB?ye girersek, ihtiyacımız olduğunu sandığımız değer yargılarının silinip gitmesinden endişeleniyorum. İnsan gibi yaşamak için Avrupa?nın ya da başka ülkelerin onayını almamız gerektiğine inanmıyorum. Biz zaten dünya üzerinde benzeri zor görülebilecek bir ülkeyiz. Neden bunun kıymetini bilip çevreyi temizleyip sağlığa daha fazla bütçe ayırıp adaleti daha çalışır hale getirip emeğin hakkını verip diğer ülkelerin peşinden koşacağı bir ülke olmuyoruz?
Tarkan?ın bir lafı vardır: "Müzikte yapacaklarından değil yaptıklarından bahset" diye. Bu bence sinema için de geçerli. Ne zaman bir projeden bahsetsem ya erteleniyor, ya da iptal oluyor. Yine de önümde üç sinema projesi olduğunu söyleyebilirim. Biri 2005?te diğerleri 2006?da gerçekleşecek. Ayrıca hayal olup her an gerçekleşebilecek projelerimiz de mevcut. Çalışmalar büyük bir heyecanla devam ediyor