TMSF GELSİN FİLMİ GALA?DA İZLESİN!
TMSF?nin bir geneleve el koyması konusunu ele alan ve 28 Ekim?de vizyona girmesi planlanan ?Döngel Kárhanesi? adlı film, TMSF ile yapımcı firma arasında kriz yarattı. TMSF?nin filmi gösterime girmeden önce izlemek istediği ve uygun görülmediği takdirde gösterime izin verilmeyeceği şeklindeki iddialarına, filmin yapımcısı Hüseyin Apaydın yanıt verdi: ?TMSF gelsin, galada izlesin!
TMSF?nin (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) bir geneleve el koyup işletmeciliğini üstlenmesini konu alan, Metin Akpınar ile Ahmet Uğurlu?nun başrolleri üstlendiği ?Döngel Kárhanesi? adlı film, 28 Ekim?de vizyona giriyor. Ancak Necef Uğurlu?nun senaryosunu yazdığı filmin konusu, TMSF yetkililerini tedirgin etti. TMSF yetkililerinin, filmi gösterime girmeden izlemek istediği, kurumu küçük düşürücü unsurlar bulunduğu takdirde mahkeme kararıyla filmin vizyona girmesini engelleyecekleri yönündeki haberler üzerine filmin yapımcısı Hüseyin Apaydın, bir açıklama yaptı. TMSF yetkililerinin filmi izlemek istediği yönündeki isteklerinin kendisine iletildiğini söyleyen Apaydın, bu devirde böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını ve TMSF yetkililerinin ?Döngel Kárhanesi?ni ancak galada izleyebileceğini söyledi. Apaydın, Hürriyet?e şu açıklamayı yaptı:
SANSÜR OLAMAZ
?TMSF yetkililerinin bu isteklerine şaşırıyorum. İlke olarak filmin galadan önce izlenmek istenmesi yanlıştır. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olamaz. 2005 yılında sansür kavramını akla getirmeyi bile Türkiye?nin bugünkü şartlarında şaşırtıcı buluyorum. Film galada izlenir, sonrasında sinemaya giden her bir seyircimizin de görüşlerine açıktır, tartışılacaktır. ?Döngel Kárhanesi? politik komedi alanında iddia ediyorum Türkiye?de bugüne kadar yapılmış en önemli film olacaktır. Her kavramın cesurca tartışıldığı, hiç kimseye hakaret içermeyen, izleyenlerin çok çok eğleneceği, sözü olan bir film yaptık. Ülkemizdeki politik ve insani her türlü dejenerasyonu acımasızca eleştirdik. Özellikle ben hukuk devleti uğruna iki yıl hapis yatmış ve bu yolda can vermiş Orhan Apaydın?ın oğluyum. Düşünce ve ifade özgürlüğünden yoksun kılınmayı en iyi bilenlerdenim. Bu bir sinema filmidir, belgesel değil. İkisi arasındaki farkı AB yolundaki bir ülke olarak iyi kavrayalım. Hoşgörü ve eleştiriye saygıyı başkaları bize öğretmeden kendimiz sindirebilelim. Elbette bu film olay olacak, izleyenleri sarsacak, güldürecek. Yıllardır insanlarımızın bu ülkeyi izlerken sarsıldığı ve güldüğü gibi...?
Kaynak:Arzu Akbaş/Hürriyet