TÜRKİYE?Yİ KASIP KAVURAN SEMRA HANIM MEĞERSE GENÇLİĞİNDE NELER YAPMIŞ NELER? HAMİT TÜRK: SEMRA İLE EVLENMEDEN GERDEĞİ GİRDİK, İKİ YIL SONRA RESMİ NİKAH YAPTIK
Gelinim Olur musun Evi?nin ünlü kaynanası Semra Yücel, medyanın gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Oğlu Ata ile gelin adaylarından Sinem?in evlenmesini engellemek için elinden geleni yapan Semra kaynananın eski eşi Hamit Türk, Bilal Özcan tarafından hazırlanan haftalık FISILTI Gazetesi?ne şok açıklamalar yaptı.Hamit Türk, boşandığı eşi ünlü kaynana Semra Hanım için, Artık Türk halkının onu tanımasını istiyorum? diyerek tüm sırlarını anlattı...
Semra ile evlenmeden gerdeğe girdik... İkinci buluşmamızda evliliği kabul etti
SEMRA, BENİ KAÇIR DEDİ
Hamit Türk, boşandığı eşi ünlü kaynana Semra Hanım için, Artık Türk halkının onu tanımasını istiyorum? diyerek tüm sırlarını anlattı
Gelinim Olur musun Evi?nin ünlü kaynanası Semra Yücel, medyanın gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Oğlu Ata ile gelin adaylarından Sinem?in evlenmesini engellemek için elinden geleni yapan Semra kaynananın eski eşi Hamit Türk ünlü magazin gazetecisi Bilal Özcan tarafından hazırlanan haftalık FISILTI Gazetesi?ne şok açıklamalar yaptı. Semra Yücel?e yeniden evlenmek teklifinde bulunan ama geri çevrilen Türk, ünlü kaynananın geçmişiyle ilgili tüm sırlarını açığa çıkardı.
BİRLİKTE KAÇTIK!
1976 yılında henüz toy bir delikanlıyken tanıştığı Semra Yücel?e ilk görüşte aşık olduğunu söyleyen Hamit Türk, yalancılıkla suçladığı Türkiye?nin kaynanası hakkında şunları anlattı:
?1976 yılının ilk günleriydi. Öyle Semra Hanım?ın iddia ettiği gibi Üniversite öğrencisi, mühendis adayı falan değildim. Zaten ona da hiç bir zaman böyle bir şey söylemedim. Boş laf edenleri hiç sevmem, ilkokul mezunuyum ve Semra Hanım bunu tanıştığımız günden beridir iyi bilir. Benim hakkında söylediği her şey gibi bu da basit bir yalandır. Kendisini yılar önce Bayrampaşa sokaklarında dolaşırken gördüm. Güzelliği ve alımlı haliyle beni büyülemişti. Onu takip ettim ve bir ara fırsattan yararlanarak adını öğrendim. Sonra da cesaretimi toplayarak benimle gelmesini istedim. ?Şimdi değil ama belki sonra olabilir? diye yanıt verdi bu teklifime. Eve girdi ben ise dışarıda kalakaldım. Karların altında iki saat boyunca belki bir kez daha görürüm ümidiyle bekledim. Beni camdan gördü ve yanıma geldi. Oradan çay içmeye gittik. O gün ona hissetiklerimi anlattım. Ertesi gün yine buluşmak üzere sözleştik.
EVLİLİK TEKLİFİMİ KABUL ETTİ...
Ve ikinci buluşmamızda ona evlenme teklifi ettim. ?Olur? derken gözlerinin içi gülüyordu. Semra?yı ya bana vermezlerse diye hiç düşünmemiştim. Bana anlattığına göre üç kız kardeştiler ve Semra evin en küçük ve tek bekar kızıydı. Babasının emekli astsubaymış, yıllar önce vefat etmişti. Annesi Sabahat Hanım?la birlikte yaşıyorlardı. Ve o da bahsettiğine göre, çok hanım ve iyi bir kadındı. Tanıştığımızın üçüncü günü bir çay bahçesinde otururken Semra bana yaşımı sordu. Açıkçası çok afallamıştım ama kızararak da olsa doğruyu söylemiştim: ?19?. ?Peki ya sen?? demeye dilim varmıyordu, çünkü belli benden yaşça epey büyüktü. Yalan söylemedi, 23 yaşında olduğunu dile getirdi. İkimiz içinde aramızdaki yaş farkının hiç mi hiç önemi yoktu. Sevgimiz o kadar büyüktü ki her türlü zorluğun altından beraberce kalkabilirdik. 3-5 dakika sonra Semra bu seferde ?Ya askerlik? dedi, merakla. O işte büyük engeldi. Henüz vatani görevimi yapmamıştım. Bu sorun Sabahat Hanım?ın gözünde büyük dert olacaktı, elbette. Eee, tam olarak bir işimde yoktu. Semra yaşlı gözlerini üzerime dikip ?O zaman kaçır beni. Nasılsa annem beni sana vermez. Sen beni bende seni seviyorum. Gidelim, buralardan..? Aklıma yatmıştı. Semra?ya köyüme götürecektim. Onu kaybedemezdim. Otobüs paramız olmadığı için kolundaki altın bileziklerinden iki tanesini kuyumcuya yok pahasına bozdurduk. İkimizde çok cahiliz ya, görüntümüz de saflığımızı ele veriyordu herhalde, otobüs bileti satıcıları bizi kolayca kandırdı, Samsun?a gidip, aktarmayla Giresun?a geçmek yerine Ankara?ya bilet kestiler. Başkent?e akşam sularında vardık. Bütün otobüs şirketlerini tek tek gezdik. Kardeşim, bir kişilik bile yer yok. En iyisi mi ?Ordu?ya geçelim, oradan köye gideriz? dedik. Bindik otobüse, Ankara?dan geçip Kırıkkale yakınlarına gelince başladı ağlamaya Semra. Ağrıma gitti, ?Niye ağlıyorsun kuzum? dedim. ?Bak pişmansan seni geri teslim edeyim. Bu işte metazori yok?... ?Asla? diye karşılık verdi. Ortanca ablası Necla Ankara?da evliydi. Bugüne kadar hep onu görmeye gidermiş, şimdi ise Giresunlara gitmek varmış, duygulanmış. Ses çıkarmadım. Kayseri?ye vardığımızda, otobüse yaşlı bir hanım teyzeyle kızı bindi. Hemen arka koltuğa oturdular. Yol boyunca bizden şüphelenmiş olacaklar ki, durup dururken nereye ve niçin gittiğimizi sordular. Semra hemen atıldı, ?Öğretmeniz, atanmaya gidiyoruz? Teyze anlamlı anlamlı kafasına salladı. Hiç de inanmış görünmüyordu doğrusu. Ordu?ya gittiğimizde gece yarısı olmak üzereydi. Kalacağımız bir yer yok, cebimizde beş kuruş o da yok. Öylece garda kalakaldık. Otobüsteki yaşlı hanım, yanımıza yaklaştı ve ?Siz kaçıyorsunuz. İstemeden kulak misafiri oldum. Nereye gideceksiniz?? diye sordu. Bende başımıza gelenleri tek tek anlattım ona. Sabaha kadar da sokakta sabahlayacağımızı ilave ettim. Halimize acıyıp, yardım etmek istediğini söyledi: ?Benim Orman Mühendisi bir damadım var. Onlara gidiyorum. Çok iyi insanlardır. Sizi de misafir etmek isteyeceklerdir. Lütfen benimle gelin? dedi. Allah razı olsun, evlerine gittik. Bizi çok güzel karşıladılar. Yemek yendi, vakit yatmaya geldi. Ayrı ayrı yataklar yapmaya başladılar. Eee, biz de ev sahiplerine kendimizi ?öğretmen arkadaşlar? diye tanıttığımız gıkımızı çıkaramıyorduk. Zavallı teyze içler acısı durumumuzu görünce daha fazla susamadı ve ?Bu gençler öğretmen falan değil. Onlar iki aşık. Kaçmışlar. Bırakın birlikte yatsınlar? dedi. Ev halkı sağolsun anlayışla karşıladı ve biz Semra Hanım?la o gün birlikte yattık sabahladık. Çok affedersiniz, o gece karı koca olduk. Tabii daha ne resmi nikahımız vardı, ne de imam nikahımız. Ertesi gün Giresun?a köyümüze gittik. Sevgili amcam imam nikahımızı kıydı. Sonra askere gittim zaten. Devlet nikahını askerden sonra yaptık. Yani 22 ay geçtikten sonra yaptık...