TV ELEŞTİRMENİ-YAZAR YÜKSEL AYTUĞ, MANKEN YARIŞMASINI MASAYA YATIRDI
TV eleştirmeni Yüksel Aytuğ, tarışmaların odak noktası olan Top Model Yarışmasını analiz etti ve eleştirdiÇ:?Küçük yaştaki çocukların çalıştırılması yasak. Peki küçük yaştaki kızların model ya da manken olarak çalıştırılması yasal mı? Star TV?deki Top Model Yarışması?nı izlerken aklımdan bunlar geçti. Daha 15-16 yaşındaki çocuk, file çorapları, mini şortu, 20 santimlik topuklarıyla jürinin karşısındaydı.? Yüksel Aytuğ?un eleştirisinden kimler nasibini aldı? TIK?layınız...
Kızım sen şu göğüslerini yaptır da gel!
"Daha 15-16 yaşındaki çocuk, file çorapları, mini şortu, 20 santimlik topuklarıyla jürinin karşısındaydı. Jüri değerlendirme yapıyordu: "Bana göğüslerin biraz düşükmüş gibi geldi. Eğer manken olmayı gerçekten istiyorsan, onları halletmen lazım!.." Bir diğeri söze giriyordu: "Evet, yarışmadan sonra istersen sana tanıdık doktor önerebiliriz..." Bunlar daha çocuk... Bir çocuğu yüzbinlerin gözü önünde "Senin göğsün şöyle, kalçan böyle" diye kritik etmek acaba ne kadar doğru? O çocuk daha bu yaşında zorunlu bir cinsel meta halinde değerlendirilmenin yükünü omuzlayabilir mi? Bu durum, onu ekranda izleyen 12-13 yaşındaki kızlar üzerinde "Yoksa geç mi kalıyorum?" etkisi yaratmaz mı?
'BU SENİN HAYATININ OLAYI'
Bir de işin 'azarlama' bölümü var ki; yürek dayanmıyor. Kızlar jürinin karşısında tir tir titrerken, jüri üyesi "Ayakkabım sıkıyordu, o yüzden yürüyemedim" diye mırıldanan zavallıya parlıyor: "Böyle bir şeyi nasıl söylersin? Ayağına iki numara küçük gelse bile yürümek zorundasın. Bu senin hayatının olayı!" Kızın titremeleri 8.4'lük deprem salınımlarına dönüşüyor. O an üzerinde bulunduğu platform, podyum olmaktan çıkıp, sırat köprüsü haline geliyor... Ve titreye titreye 'hayatının yürüyüşünü' yapıyor... Bir başka çocuk da aynı mazereti söyleyince, jüri üyesi köpürüyor: "Bunu nasıl söylersin? Az önce arkadaşın bu mazereti dile getirdiği için kötü puan almadı mı? Model dediğinin kafası da çalışacak. Ben oyumu değiştiriyorum. Senin elenmeni istiyorum..." Doğal olarak, yarışma, 16 yaşındaki genç kız için o anda işkenceye dönüşüyor. Suratında "Allah'ım bir an önce elenip, gideyim. Şu soyunma odasına bir gireyim de gerisi önemli değil" ifadesi beliriyor. Sonunda eleneni ve devam edecek olanı, kahpece arkadan vuran ayakkabı belirliyor!.. Yıllar önce 13-17 yaş arasında 'lolita' seçen Elite Model Look yarışması için de benzer tartışmalar yaşanmıştı. Hatta RTÜK, bu yarışmayı yayınlayan atv'ye kapatma cezası bile vermişti. Dönemin uzman psikiyatrları da yarışmaya tepki göstermişti. Örneğin, Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Psikiyatrist Doç. Dr. İlhan Yargıç, "Özellikle 18 yaşın altında olan genç kızların bu yarışmalarda kullanılması psikolojik ve sosyal açıdan olumsuz sonuçlar verebilir. Anne- babaların ekonomik kaygılarla çocuklarını bu yönde kanalize etmeleri yanlıştır. Güzellik yarışmalarının, sponsor firmaların reklamı ve kanalların reyting kaygısı için yapıldığı ortadadır. Lolita, filmi de çekilmiş eski bir romanın, aile içi cinsel taciz kurbanı küçük kız kahramanıdır. Yarışmacı genç kızlarımıza 'lolita' denmesi bile durumun vahametini anlatmaya yeter" şeklinde görüş bildirmişti. Bilim adamlarının görüşünde bir değişiklik olduğunu sanmıyorum.
DENGE SON DERECE HASSAS
Top Model yarışması son derece hassas bir denge üzerinde salınıyor. Bir tarafta genç kızların kafasını karıştırmak, onları zamanından önce olgunlaştırmaya yönelik, cinsel meta olarak kullanılma tehlikesi içeren, onlara kaldıramayacakları sorumluluklar yükleyen, taştan bir heykelmiş gibi kritik edilme acısı yaşatan değerlendirmeler; öte yanda yıllardır makbul bir meslek olarak görülmeyen, gösterilmeyen modelliğin, çağdaş, ahlaklı bir meslek olarak algılanmasını sağlama misyonu... Denge pek hassas... 15 yaşındaki kıza "Sen şu göğüslerini bir kaldırt da gel bakalım" denilemeyecek kadar hassas... "
Yüksel Aytuğ'un Sabah gazetesindeki köşesinden alınmıştır.