VAHİDE GÖRDÜM?ÜN ARDINDAN DENİZ UĞUR DA MEME KANSERİNE YAKALANDI!..
"Adını Feriha Koydum" dizisinin setinde ikinci kanser şoku... Dizide kapıcı Zehra karakterini canlandıran Vahide Gördüm?ün ardından Sanem rolüne hayat veren Deniz Uğur da meme kanserine yakalandı. Deniz Uğur internetteki sitesinde hastalığını nasıl öğrendiğini anlatan bir yazı yazdı. İşte Uğur?un o yazısı..
Düzenli olarak yaptığı elle muayene sırasında göğsündeki kitleyi fark edince doktoruna başvurduğunu belirten Uğur, her iki göğsünde birden kanserli kitle bulunduğunu öğrendi. Aldığı haberi soğukkanlılıkla karşıladığını belirten Uğur, önümüzdeki hafta için ameliyat tarihi aldı.
Meme kanseri vakalarına artık çok sık rastlandığını belirten Uğur, "Kontrole gittiğimde bu ihtimal aklıma gelmişti. Çevremde de çok sık duyduğum bir rahatsızlık. O yüzden doktorum hastalığı söylediğinde pek bir şey hissetmedim. Çünkü bu artık grip gibi bir rahatsızlık oldu. Ailemde hiç meme kanseri vakası yok ama bu devirde artık çevre şartlarından herhalde pek azımız bu rahatsızlığı yaşamadan atlatacak. O yüzden doğal karşılıyorum. Gün içinde hiç aklıma gelmiyor, üzerinde durmuyorum. Filmim vizyona giriyor, onun heyecanını yaşıyorum. Üç çocuğumla ilgileniyorum. Düşünecek daha önemli şeyler var" dedi.
Hemen Vahide Gördüm'ü aradı
Kansere yakalandığını öğrendiğinde Vahide Gördüm'ü aradığını belirten Uğur, "Benimle yakından ilgilendi. O her koşulda çok dik duran, güçlü, güleryüzlü kendine güvenen biridir. O yüzden birbirimizi çok iyi severiz. Hatta şimdi diğer telefonumdan onunla mesajlaşıyorduk. Geçen gün de buluştuk, onu eskisinden çok daha güzelleşmiş ve sağlıklı gördüm. Bir kadın saçsız bile bu kadar mı güzel olur?" diye konuştu. Uğur ameliyat olduktan 2 gün sonra sette çalışmaya devam edeceğini, kemoterapi safhasında da peruk takacağını anlattı.
BRAVO REHA MUHTAR'A
Deniz Uğur'un çocuklarının babası Reha Muhtar ise güzel oyuncunun yanından bir an olsun ayrılmıyor. 10 gündür Deniz Uğur'un yanında olan Muhtar, çocuklarının annesinin hastalığıyla yakından ilgileniyor.
Henüz birkaç ay önce Vahide Gördüm'ün meme kanseri haberiyle sarsılan "Adını Feriha Koydum" dizisi ekibi ise bu yeni gelişmeyle beraber büyük üzüntü yaşadı. Tedavisi nedeniyle diziden ayrılan Vahide Gördüm'e hastalığını öğrendiği günden beri büyük destek veren Medyapım'ın patronu Fatih Aksoy, "İki değerli oyuncumuzun başına böyle bir durumun gelmesi ilginç bir tesadüf. Allah herhalde bizi sınıyor. Vahide ile bu sabah görüştük, sağlığı çok iyi. Deniz'i de sette rahat ettirmek için elimizden geleni yapacağız" açıklamasını yaptı.
Vahide Gördüm'ün kemoterapi nedeniyle dökülen saçlarını sette kazıtırken gözyaşları döken dizi ekibi şimdi hastalığını öğrendikleri Deniz Uğur'a sarılıp ağladı.
Son dönemde ünlü yapımcı ayrıca Tomris Giritlioğlu ile senarist Meral Okay akciğer, yönetmen Onur Ünlü kolon ve ünlü yorumcu Nilüfer de meme kanserine rahatsızlığı nedeniyle ameliyat olmuştu.
DENİZ UĞUR O GÜNÜ YAZDI
O gün setteyken doktorumdan telefon geldi…
Koordinatörümüz Batu’yla göz göze geldik. O, çıkacak pataloji raporunu beklediğimi biliyordu…
Telefonun diğer ucunda bana gerekli açıklamayı yapan doktor sözünü tamamladıktan sonra, başımı salladım… Batu anladı… Hiç adeti olmadığı üzere, bir sigara yakıp odadan çıktı.
Stresini anlıyordum… Beni çok sever. Ayrıca, aynı sette iki oyuncuya peşpeşe meme kanseri teşhisi konulması da şaka gibiydi…
Ama tabii ki “biz bunu da aşacaktık”.
Bu süreçte, haberi alanların tümü bana aynı cümleyi söyledi ve bununla gururlandığımı itiraf ediyorum:
“Meme kanseri ne ki? Sen bununla top diye oynarsın…”
Haklılar…
Bu hafta geçireceğim operasyonu gerçekten ciddiye almıyorum…
Sonrasındaki tedavi sürecini de.
Şunu iyi biliyorum:
Hayatta, doğum yapmaktan daha zorlu bir iş yok…
Dokuz aylık hamilelik sırasında vücudunda meydana gelen değişimleri saymakla bitiremezsin…
Bir kadının acı eşiği sınırlarını doğumdan daha çok zorlayacak başka bir deneyim olabileceğini de sanmıyorum…
Ben bunu iki kez yaşadım, güle oynaya…
Belki de bu yüzden “ameliyat olacağım, kemoterapi göreceğim” diye gerilmek şöyle dursun, gün içinde aklıma bile gelmiyor.
Büyük oğlum doğduğunda yirmi beş kilo almış durumdaydım. İkizler doğduğunda otuz beş…
Şimdi “saçlarım dökülecek” diye üzülme fikri komik geliyor… Ya da “göğsümü alacaklar” diye.
Her koşulda, iç disiplin ve yüksek moral sahibi biri için eski haline dönmek çocuk oyuncağı gibi bir şeydir…
“Eskisinden daha iyi görüneceğim” diye kendini gaza getirirsin, motivasyonun yükselir, zevkle mücadele edersin…
Üstelik “bir adım geriye düşüp sonra yeniden başlama” öykülerini de çok severim ben…
İşin bu yönü bana heyecan veriyor gerçekten…
Ayrıca merak doluyum…
Kendimin ve çevremdekilerin tepkilerini, davranışlarını gözlemleyeceğim, kendimi ve çevremdekileri daha iyi tanıyacağım…
İster istemez kendimi ve hayatımı, bu gözlemlere dayanarak yeniden yapılandıracağım…
Sınav gibi deneyimler bunlar…
Üzerimde, kaç not alacağımızı beklemenin sabırsızlığı var.
“Bu talihsiz kadının başına gelmeyen kalmadı” diye yakınanlara çok kızıyorum, haberiniz olsun…
Her fırsatta ne kadar “mağdur” olduğunu dillendirip sempati toplamaya çalışan tiplerden değilim çünkü…
Hiç sevmem o halleri. Saygı da duymam.
Mücadeleye saygı duyarım. Yakınıp dövünmeden verilen mücadeleye.
Vahide’nin duruşuna saygı duyarım.
“Her şerde bir hayır vardır” sözüne de çok inanırım.
Belki toplumda göz önünde olan bizler, insanların daha önce üzerine düşünmedikleri meseleleri sorgulamalarına neden oluruz…
Belki insanların hayatlarına bir katkımız olur, yararımız dokunur.
Meme kanserinin kesin nedeni bilinemiyor…
Eğer ailenizde, özellikle anne tarafınızda meme kanseri olan varsa, bu sizi risk grubuna sokuyor…
Ama yoksa?
Eskiden kırk yaşını geçmiş tüm kadınların önlem olarak her yıl mamografi çektirmesi önerilirken, bu yaş sınırı otuz beşe düşmüşse?
Meme kanseri “grip” kadar yaygın bir hale geldiyse?
Nedenleri sorgulamanın zamanıdır bence.
Genleriyle oynanmış sebze meyve tohumlarını dünyanın dört bir tarafına pazarlayan firmaların aynı zamanda kanser tedavisinde kullanılan ilaçları da pazarlıyor olması…
Tüp bebek tedavisi, menopoz ya da farklı nedenlerle hormon ilaçları verilen kadınlarda meme kanserinin tetiklenebilmesi…
Birçok kadına, meme kanserini erken teşhis edebilmek için “düzenli olarak kendini elle muayene etmesi gerektiğinin” öğretilmemiş olması…
Doğa dostu görünen bir çok şirketin, ürünün ya da oluşumun, aslında çevre şartlarını önemsemiyor veya ciddi bir biçimde bozuyor olması…
Ve ekonomik artı-eksi hesapları yapılıp bunlara göz yumulabilmesi…
Sorgulanmalıdır.
Sorgulanmazsa, içinde bulunduğumuz bu süreçler bizim özel öykülerimizden ibaret olarak kalır… Bunun kimseye yararı olmaz.
Sorgulanırsa, bunlar topluma malolur ve insanlığa, gelecek kuşaklara yararı olur.
Çevrenize bakın, kanserin ne kadar yaygınlaştığını farkedin, bu konuda bilinçlenin ve nedenleri sorgulayın…
Kendinize ve çevrenize yararınız olsun.
Bana gelince…
Ne görevlerimi aksatmaya, ne çalışmaktan ne de eğlenmekten vazgeçmeye hiç niyetim yok.
Rol aldığım sinema filmi yeni yılın ilk haftası vizyona giriyor, heyecanlıyım.
Düşünülenin aksine, tanıyabileceğiniz en mutlu, en talihli kadınlardan biriyim.
Savaşçı bir ruhum var ve her türlü mücadeleyi severim…
Aranızdaki birçok Amazon gibi.
Hayatlarımızdaki her şeyin kontrolü bizde.
Unutmayın…
Bugün dünden daha güzel, yarın daha da güzel olacak