Yanlış teşhis sonucu 8 yıl boyunca aralıksız olarak epilepsi(sara) ilaçları kullanmaya mahkum edilen şarkıcı, her an kriz gelebilir korkusuyla aksayan sahne çalışmalarının ve gelişen panik atak hastalığının pençesinde nasıl kıvrandığını samimiyetle anlattı. Hukuki sürecin devam ettiğini de belirten şarkıcı yanlış teşhisle hukuken mücadele edilmesinin gerekliliğini de hatırlattı.

 
Müzik dünyasından ayrı kaldığı yıllar boyunca hasta ve sakat sokak hayvanlarının bakımıyla ilgilenen Acar’ın durumu tam olarak ‘yemedim yedirdim’ şeklinde. Hasta olduğunu sandığı sürede büyük maddi kayıplar veren şarkıcı, yine de kedilerinden vazgeçmediğini ve şu anda da 100 metrekare bir evde 16 hasta kediyle yaşadığını açıkladı. Evini, arabasını satan ve böylelikle hayatını idame ettiren şarkıcı, geçimini sağlarken de, manen de kimseden destek görmediğini belirtti. Sokak melekleriyle mutlu olduğunu söyleyen şarkıcı, tüm ünlüleri de sokak hayvanlarına sahip çıkmaya çağırdı.
 
Whitney Houston’ın uyuşturucu nedeniyle öldüğü şüphesinin konuşulması üzerine kendisine de sanat camiasında bunun yaygınlığı hatırlatıldı. Fikirleri merak edilen Acar, kendi hayatından bir kesit anlatarak izleyicileri şaşırttı. Yıllar önce 8 ay süreyle büyük aşk yaşadığı ama aynı zamanda da madde kullandığı zamanlarda kendisine psikolojik şiddet uygulayan ünlü iş adamını uyuşturucudan kaybeden ve bunun şokunu atlatamadan çok düşkün olduğu babasının ölümüyle yüzleşen Acar, oldukça zor günler geçirdiğini ifade etti. Babasının kalp krizi sonrasında, hastanenin ilgili bölümünde tadilat olması nedeniyle gerekli müdahalenin eksik yapıldığını ve babasını ihmal nedeniyle kaybettiğini belirten şarkıcı, bu konuda da hukuki mücadeleye hazırlanıyor.