YEŞİM SALKIM ’’GÜLBEN’E ALTIN VURUŞU ARALIK’TA YAPACAĞIM’’
MAGAZİNCİ VİDEO HABER- Türkiye’nin ilk canlı yayın YouTube Magazin Programı "Magazin Noteri" Perşembe konukları ile Türkiye’nin en ünlü isimlerini takipçileri ile buluşturmaya devam ediyor. Magazin Noteri’nde haftanın konuğu, dobra açıklamaları tanınan Yeşim Salkım oldu
Usta gazeteci Ali Eyüboğlu ile başarılı haberci İlkay Buharalı’nın tüm sorularını içtenlikle yanıtlayan Salkım, gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu.
Gülben Ergen’den Sıla’ya, işte çok konuşulacak Yeşim Salkım açıklamaları:
GÜLBEN ERGEN İLE DAVASI ARALIK AYI’NDA! “MAHKEMEYE ÖYLE DELİLLER VERECEĞİM Kİ”
“Ben 4 tane dava kazandım Gülben ile ilgili. İki tane de süren davam var. “Gülben Ergen’i çökertme çetesi” davası vardı, oradan da beraat ettim. Sadece Nihat Doğan ile ikimizin hakaret suçundan bizi mahkemeye sevk ettiler, mahkemede o dava görülecek.
Gülben ile beni şöyle göğüs göğüse bırakın. Aralık’ta dava var, bekliyorum Gülbencim. Çok özledim seni. Eskiyi yad ederiz. Davanın konusu şu; demiştim ki “Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük nokta nokta nokta”. En zeki, en akıllı istediğin şekilde doldurabilirsin burayı. Durup dururken kafayı Gülben’e kafaya takmış değilim. Bir sebebi var. Bu sebebin de elimde delilleri var. Aralık’ta mahkemede görüşürüz. Altın vuruş Aralık’ta mahkemede delil olarak gelecek. Annem de geliyor mahkemeye. Tanıklarım da var. Ve mahkemeye delil vereceğim.
Mahkemeye vereceklerim arasında; görüntüler, itiraflar kendi el yazısı ile yazdığı şeyler var. Savcılara gidiyorsun, odalarında oturuyorsun, “benim tanıdıklarım var” falan diyormuşsunuz avukatınla; olmaz yapma.
GÜLBEN İLE DAVAM ANCAK O ZAMAN BİTER…
Şunun iyice bilinmesini istiyorum artık; bu mevzu çok uzunmuş gibi görünse de ben 18 senedir bununla yaşadım. Ve asla durup dururken konuşmadım. Tolga Duğles bana ulaştı. Ben gittim onunla kahve içtim. Oturduk konuştuk. Bu olay doğru haklısınız dedi. Ve gerçekten çok pişmandı. Sadece yarım saat 40 dakika bir kahve içtik. Yaptığı hatanın da farkındaydı ve bunun da bedelini çok ağır ödediğini söyledi. Zaten Gülben’in hayatına giren erkeklere bak hepsi tepetaklak gidiyor. Erhan Çelik de dahil. Gülben kendini başka biri gibi göstermeye devam ettikçe ben de onun gerçekte kim olduğunu göstermeye devam edeceğim. Ne zamanki çıkıp aslını gösterir işte o zaman biter.
BOMBA İDDİA!!! GÜLBEN BU KEZ DE ŞEHRAZAT’IN SEVGİLİSİ İLE BİRLİKTE
Sehrazat’ı da kullandı bir daha gidip kapısını çalmadı. Şu anda Şehrazat’ın sevgilisi ile beraber. Şu anda beraber olduğu insan Şehrazat’ın bebeği gibi baktığı beslediği büyüttüğü üzerine yatırım yaptığı müziği öğrettiği stüdyo kurduğu bir adam. Aralarında tam olarak bir ilişki olmasa bile ben hep bilirdim, Emre’nin Şehrazat’a olan hayranlığını. Emre sokaklarda aç gezerken Şehrazat o stüdyonun parasını yatırdı. Emre alkol ve uyuşturucu yüzünden düştüğünde de yine Şehrazat sahip çıktı. Şimdi o adamla Gülben beraber. Şehrazat Emre’nin hayatını kurtaran kadındır, öyle ya da böyle. Ortada büyük bir vefasızlık var. Yani Gülben’in incelenmesi gerekiyor bu konuda. Vefa duygusu taşımıyor.
GÜLBEN, SEREN, HÜLYA, HADİSE; HİÇ BİRİ ŞARKICI DEĞİL!
Gülben Ocak’tan beri habire şarkılar yapıyor ama bir tane bile konsere gidemiyor. Şarkı yapıyor ama önemli olan şarkıyı canlı söylemek. Gülben Ergen şarkıcı değil. Bak açık söylüyorum; Seren Serengil de şarkıcı değil. Hülya Avşar da şarkıcı değil. Bunlar minicik sesleri olan, 90’lı yıllardan önce bir şekilde ortaya çıkmış ve hala bir şeyler yapmaya çalışan, çok paraları olan ve gidip en iyi yerlerden şarkılar alabilen kadınlar. İyi şarkıcı Sertap Erener’dir, iyi şarkıcı Burcu Güneş’tir. Ceylan Ertem’dir iyi şarkıcı. İyi şarkıcı o kadar çok var ki bu ülkede. Ebru Gündeş çok iyi bir şarkıcı. Performans şarkıcılığı başka, showgirl olmak başka şeyler. Hadise çok iyi şov yapan bir kız. Kendi çapında yabancı şarkıları da düzgün okuyor. Ama iyi bir şarkıcı değil.
SILA’YA “OZAN” DİYORLAR, BEN ANLAMIYORUM
Bestecilere de haksızlık ediliyor. O zaman Neşet Ertaş dediğimiz insan mezarında ters döner. Şimdi Sıla için mesela diyorlar ki “ozan gibi yazıyor” hadi ya. Bana bir lügat versinler ben ancak anlıyorum onun yazdığı şarkı sözlerini. Öbür tarafta Aşık Veysel bir şey yazmış, dinliyorsun tüyler diken diken. Neden “ozan” deniliyor, hepimiz çapımız kadarız.
DEMET, ÖZÜNDE MUTSUZSUN
Ben iki sene önce de söyledim. “Demet sen çok sıkılıyorsun herhalde, sen boşanacaksın” dedim. Ve boşandı. Ben hadi mutsuzluktan sardım herkese, hayatımda kimse yok mutsuz mutsuz oturuyorum. Ama senin kocan var; genç yakışıklı senden 10 yaş küçük. Çocuğun var. Paran var, şöhretin var. Sen neden sarıyorsun? “Tektaşlarım beştaşlarım” diyorsun, Gucci’lerin önünde fotoğraflar çektiriyorsun. Niye sarıyorsun?” çünkü özünde mutsuzsun.
ŞEYMA’YA ÇOK ÜZÜLÜYORUM
Şeyma Subaşı olayında dedim ki; bakın bu kız ayrılsın üçüncü gün kimse bunun arkasından durmayacak. Bak aynısını yaşıyor şu anda. Bu iş böyledir. Onların hepsi bot hesap, sahte. Ben çok üzülüyorum o kıza. Kızın bir akıl vereni de yok.