YILMAZ ULUSOY?A İTALYA?DAN BÜYÜK ONUR?
MAGAZİNCİ FOTO GALERİ- Yılmaz Ulusoy Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Ulusoy, turizm ve taşımacılık başta olmak üzere Türkiye ve İtalya arasında pek çok alanda ilişkilerin geliştirilmesine sağladığı katkılardan dolayı İtalya Cumhurbaşkanı Ekselans Giorgio Napolitano tarafından "İtalya Yıldızı Nişanı"na layık görüldü.
"İtalya Yıldızı Nişanı" 19 Ağustos 2014 tarihinde İstanbul Beşiktaş Fourseason otelde düzenlenen törenle İstanbul Başkonsolosu Sayın Gianluca Alberini tarafından ünlü işadamına takdim edildi. "İtalya Yıldızı Nişanı" 1946 yılından bu yana İtalya Cumhurbaşkanı tarafından İtalya ile Ticari ve Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yüksek katkıda bulunanlara veriliyor.
Yılmaz Ulusoy Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Ulusoy’u “İtalya Yıldızı Nişanı” gibi büyük bir onura taşıyan uluslararası ticaret alanındaki başarıları aslında neredeyse iş yaşamının ilk günlerine dek uzanıyor…
56 senelik iş hayatı Trabzon, Samsun ve İstanbul üçgeninde başlıyor. İstanbul’a gelişinin ardından 1973 yılında Uluslararası Nakliye alanında Avrupa’ya açılıyor. Dolayısıyla üs olarak Almanya ve İtalya ağırlıklı bütün Avrupa ile çalışmaya başlıyor. Bu tarihlerde özellikle sebze ve meyve ağırlıklı ithal ve ihraç mallarını Avrupa’ya taşıyor. Bu süreç Bulgaristan yolunun kesilmesi ile akamete uğrasa da belki de önünü açıyor.
“FATİH GEMİLERİNİ KARADAN YÜRÜTTÜ, BİZ DE TIRLARIMIZI GEMİLERLE TAŞIDIK”
Yılmaz Ulusoy o günleri şu sözlerle anlatıyor: “Vize dertleri gibi sıkıntılar, komşu devletlerin çıkardığı çok ama çok akılsız manasız şeyler bizi deniz yolunu kullanmaya mecbur etti. Fatih İstanbul’u fethederken gemileri nasıl karadan yürüttüyse biz de ithal ve ihraç mallarımızla yüklü tırlarımızı Avrupa’ya gemiler ile taşımaya başladık. Tabii tırlarımızı denizden yürütmek hiç kolay olmadı. Başlangıçta bu işin eğitim ve altyapısı, ilgili ülkelerle olan anlaşmalar bir hayli sıkıntı yaşattı. Ama öyle bir noktaya geldik ki 20 sene önce yaptığımız bir anlaşma ile İtalya’nın Trieste Limanı ile Çeşme Limanı arasında düzenli seferlere başladık. Tabii bu başlangıçta çok fazla değildi ama sonraları bu miktar bir hayli çoğaldı ve yılda 30 bin tır götürür getirir hale geldik. Bu çok büyük bir kapasitedir.”
YILMAZ ULUSOY’UN GELİŞTİRDİĞİ İŞ MODELİ ULUSLARASI TAŞIMACILIĞA YENİ BİR UFUK KAZANDIRDI!
Yıllar içinde Trieste ve Çeşme arasındaki seferler her geçen gün biraz daha gelişiyor, özellikle de eğitime dayalı altyapı müşterileri. Yılmaz Ulusoy’un geliştirdiği iş modeli bir hayli ilginç: “İlk defa vasıtaları gemi ile şoförleri uçakla taşıdık. Yani tır Çeşme’den gemiye koyuluyor, 65 saatlik bir zaman içinde Trieste’ye ulaşıyor. Şoförü iki gün evinde istirahat ediyor ve uçağa biniyor, İtalya’ya gidiyor. İndikten sonra vasıtasını alıyor, yükünü bırakacağı yere bırakıyor. Tekrar yükünü alıyor, geliyor ve aynı şekilde vasıtasını gemiye koyuyor; kendisi uçağa binip yine iki buçuk üç gün önce ülkemize dönüyor. Dolayısı ile şoför hiç yorulmadan Avrupa içerisinde bir-iki destinasyonda delivery teslimatını yapıyor. Çok ama çok medeni, fevkalade ahenk içerisinde böyle bir yola girdik. Bunu yaparken çok sıkıntılar çektik. Bu işin maliyeti var, bu işin organizasyonu var, bu işin devamlılığı var, şoförün hastalanması var, gelememesi var yani her şeyi ince ince hesap ederek o günlerden bu günlere geldik. Geldiğimiz yerden bugüne baktığımızda nereden nereye geldik.”
Yılmaz Ulusoy taşımacılık alanında geliştirdiği iş modeliyle hem işin ticaretini yapmanın hem de çok medeni bir iş modeli geliştirmiş olmanın manen gururunu yaşıyor. “İnsanlara ikram etmek, insanlara hizmet etmek Allah indinde çok sevaptır” diyor.
“ÇEŞME LİMANINI 18 DÖNÜM ALDIK 130 DÖNÜMLÜK ÇOK ÇAĞDAŞ, MODERN BİR TESİSE DÖNÜŞTÜRDÜK”
İşadamı yıllarca taşımacılık için kullandıkları Çeşme Limanı’nı 11 yıl evvel Özelleştirme İdaresi’nden 30 yıllığına kiralıyor… Limanı aldıklarında çok küçük olan alan ve kapasite yıllar içinde bambaşka bir noktaya geliyor: “18 dönüm olarak aldık, bugün 130 dönüme çıktık. Park yerleri yaptık, cruise gemilerine hizmet vermek için 350-360 metre uzunluğunda iki tane mendirek yaptık, marina yaptık. Daha doğrusu çok çağdaş, modern bir kompleks kurduk Çeşme’de. Bununla kalmadık, İtalya’ya gittik. İtalya’da genişleme durumundaydık çünkü…”
İŞ YAŞAMINDA BAŞARININ SIRRI HER ŞEY ZAMANINDA VE DÜRÜSTLÜKTEN GEÇİYOR!
Yılmaz Ulusoy iş yaşamına 1958 yılında adım atıyor ve 1959 yılında Londra’ya ilk yolculuğunda otobüslerin üzerinde gördüğü “Everything on Time – Her şey Zamanında” sloganından çok etkileniyor. Türkiye’ye dönüşünde her şey zamanında ama dürüstlükle kavramını birleştiriyor ve “Hizmette Sınır Yoktur” diyerek en temel ilkesini belirliyor. 56 yıllık iş yaşamı boyunca pek çok ödül ve fahri doktoralar alıyor. Ancak İtalyan Cumhurbaşkanı’nın kendisini layık gördüğü ödülün özel bir anlamı var ünlü işadamı için: “Bunlar insanı çok gururlandıran, memnun eden, mesud eden hadiselerdir. İtalya Reisicumhurunun, İtalya devletinin bana gösterdiği alicenaplık beni fevkalade memnun etmiştir. Kasım sonu veya Aralık ortalarında Türkiye’deki üniversitelerden aldığım fahri doktoraların yanında Kırgızistan bana bir Fahri Doktora veriyor ve inşallah gidip orada da bir doktora alacağız. Yılların tecrübesiyle öğrenebildiğimiz birikimlerimizi şimdi insanlara anlatmaktan geri kalmamamız lazım.”