BERK GÜRMAN İLK SOLO ALBÜMÜ ?YESARİ? İLE YENİDEN DOĞUMUNU MÜJDELİYOR?
MAGAZİNCİ VİDEO HABER- ?Evlerinin Önü Boyalı Direk??İnternette yayınlanan bir video?Herkes bu unutulmaz Kerkük türküsünü, bu videoda Flamenko yorumuyla dinlediğinde Türk müzik tarihinde yepyeni bir sayfanın açıldığını anlamış, sevgi ve takdirini esirgememiş ve onu bağrına bağmıstı. Ancak yine de kimse henüz onu tam anlamıyla tanımıyordu. O da kendini anlatmanın özgün ve onu yansıtan bir imza ile gerçekleşeceğini biliyordu. Tarzıyla, kişiliğiyle farklı; müziğiyle, yorumuyla eşsiz bu yetenek Berk Gürman?Ve o şimdi ilk solo albümü ?YESARİ? ile yeniden doğumunu müjdeliyor?
Albümde yer alan 10 eserden 8’inin sözü ve müziği Berk Gürman’a ait. Ayrıca; ünlü İspanyol flamenco sanatçısı Nina Pastori’nin seslendirdiği “Valgame Dios” adlı eserin Türkçe uyarlaması “Usul Usulca” ile; bir zamanlar Müslüm Gürses’in de seslendirdiği sözleri Ali Tekintüre, müziği Yavuz Taner Durmuş’a ait olan “Topraktan Bedene” adlı unutulmaz şarkının flamenco uyarlaması da albümde yer alıyor. Albümdeki eserlerin tamamının düzenlemeleri Berk Gürman ile değerli aranjör Selim Çaldıran’a ait. Uzun bir zaman diliminde bir çok değerli müzisyenin de katılımıyla kaydedilen albüm, ülkemizde flamenko ile ilgili bu güne dek bilinen her şeyin tekrar sorgulanması gerektiğini düşündürürken, sadece enstrumanına olan hakimiyeti ile tanıdığmızı düşündüğümüz Berk Gürman’ın yorumcu ve söylemci kimliğinin ne denli “sıra ve şablon dışı” olduğunu da adeta zihinlerimize işliyor.
Albümün çıkış parçası olan ve Ömer Hayyam’ın bir rubai’sinin de yer aldığı “Hani Hani” tüm ulusal ve yerel müzik kanallarında gösterime girerken; “Para”, “Ana Gibi”, “Yara Bere”, “Usul Usulca”, “Hep Bana” gibi flamenco içersinde farklı formları ve söylemleri barındıran eserlerin de, geniş bir dinleyici yelpazesi tarafından büyük beğeni kazanacağı aşikar.
Albümün kapanış parçası ise, Flamenko’nun önemli ve temel formlarından olan “Solea” (agit) tarzındaki “Uyan Ey Gözlerim”. Berk Gürman bu eserinin içersinde III Murat Han’ın bir kasidesine de yer veriyor. Albümün böylesine duygu ve anlam yüklü, özel yorum ve söylem içeren bir eser ile sonlanmasi bizleri Berk Gürman’in daha sonraki çalışmaları ile ilgili olarak meraklandırırken, bir yandan da samimi ve önyargisiz bir sekilde kendimizle ve hayatla ilgili sorgulamamiz gereken cok sey oldugunu gözler önüne seriyor.