MERVE DİKERMAN ERK?İN? TROMPET-İ RUHİYE ALBÜMÜ ÇIKTI!
I-tunes üzerinden Dünya?da 111 ülkede aynı anda satışa çıkan ve 5 Mart itibariyle Türkiye ?de fiziksel ve digital ortamda dağıtılan TROMPET-İ RUHİYE DoReMinT müzik etiketiyle Aydın Sarman prodüktörlüğünde müzikseverlerle buluştu.
TROMPET-İ RUHİYE albümü başlar başlamaz dinleyiciyi duygu yolculuğuna çıkarıyor adeta… Açılış şarkısı “Acil” çağımızda giderek sürati artan gündelik yaşantımızı hatırlatırcasına aniden başlıyor.
Bir sonraki şarkı “Rella Rella” ile neşeleniyoruz, dinamizm ve coşku ile dolu bir çalışma. Rella Rella, latin ritmler ve notaların solfejinden oluşan şarkı sözleri ile gerçekten çok keyifle dinleyeceğiniz orjinal bir çalışma. “Tutku” şarkısına gelince derin düşüncelere dalıyor insan melodiler arasında. Bu eserin son zamanlarda yapılmış en güzel enstrümantal çalışmalardan biri olduğunu söyleyebiliriz; dinleyin siz karar verin.
Albümde “Töre”, “Bağışla”, “Uykuda” ve “Güne Dua” isimli sözlü şarkılar da var ve her biri gerek sözleri gerek müziği itibariyle zevkle dinlettiriyor kendini. Anlamlı bir hikayesi olan sözler bir de iyi enstrüman icraları ve söyleyişle birleşince ortaya çok keyifli ve kaliteli bir çalışma çıkıyor…
Albümdeki tüm enstrümanlar canlı çalınırken, daha da ötesi tüm altyapılarda aynı anda hücum kayıt tekniği ile canlı kaydedildi. Kulağı gerçek müzik isteyen, hazır davul ritimlerinden ve suni efektlerden sıkılan her dinleyici için sığınılacak bir liman adeta Trompet-i Ruhiye.
CAZ DA DİYEMEM SAZ DA…
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı klasik batı müziği bölümü mezunu olan Merve Dikerman Erk, “Caz da diyemem saz da… Ne caz trompeti diyebilirim ne alaturka…’’ diye tanımladığı Trompet-i Ruhiye albümü için uzun zamandır devam eden stüdyo çalışmalarının ardından albümünü dinleyici ile buluşturmanın heyecanını yaşıyor.Trompet-i Ruhiye albümü on şarkıdan oluşuyor. On şarkıdan dokuzunun bestesi Merve Dikerman Erk’e aittir.
Trompet-i Ruhiye albümüyle hedeflenen, bizlere lütuf edilmiş bu yaşam dilimi içerisinde trompeti aracı kılarak, belki hiç tanımadığımız görmediğimiz ama aynı yüreği taşıdığımızı bildiğimiz bir insanın içerisinde nefesle bir duygu uyandırabilmek...
İçli bir aşk şarkısıyla gözyaşı döktükleri gibi, insanların, trompet eşliğinde de farklı ruh halleri yaşamalarına aracı olabilmek... Yani trompeti hayatın, acının, sevincin içine katabilmek…