MUSTAFA AKAYDIN: FESTİVALE DESTEK 250 BİN LİRAYA İNDİ
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Altın Portakal Film Festivali?ne 2008 yılında 7.7 milyon lira olan devlet katkısının bu yıl 250 bin liraya indiğini söyledi.
Başkan Mustafa Akaydın, Türkan Şoray’ın başkanlık ettiği 50’nci Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jürisi ile bir basın toplantısı düzenledi. Su Otel’deki basın toplantısına Türkan Şoray’ın yanı sıra jüri üyeleri Ümit Ünal, Reis Çelik, Şükrü Avşar, Mahir Günşıray, Burçak Evren, Prof. Dr. Feride Çiçekoğlu, Aslı Öymen, Rahman Altın ve Zekariya Kurtuluş katıldı.
Çok onurlu bir görev üstlendik
Toplantının açılış konuşmasını yapan Jüri Başkanı Türkan Şoray, Altın Portakal’ın 50’nci yıl jürisinde yer almakla çok onurlu bir görev üstlendiklerini belirterek şunları söyledi: “Bunun sorumluluğunu yürekten hissediyoruz. Jüride sinemamızdan çok değerli arkadaşlar var. Filmleri en iyi şekilde değerlendiriyoruz. Belli ki karar verirken çok zorlanacağız. Türk sineması gelişen ve genç bir sinema. Çok önemli bireysel çalışmalar var. Bu festivalin özelliği başka festivallerde yarışmamış yeni filmlere kapıyı açması. Bu yeni sinemacıların önünü açma adına önemli. Yeni filmleri ve ilk filmlerini yapan yönetmenlerin filmlerini izliyoruz. Ödül alan, kazanan filmlerin daha da önünü açmak için dağıtımına da önem verilmeli. Kazanan filmler 200 sinemada oynamalı. Festivalin yönetimine de bu konuda bir çalışma yapılması çağrısında bulunuyorum.”
7.7 milyon liradan 250 bine
Basın toplantısında Başkan Akaydın, kendisine yöneltilen “Hükümet bu festivale gereken desteği verdi mi? Miktarda düşüş var mı?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Ben Belediye Başkanı olmadan önceki son yıl, devletin festivale 7 milyon 700 bin lira katkısı oldu. 2009’da 2.5 milyona indi. Bu rakamın yarısı bir önceki dönemin borçlarına kesildi. Yani AKSAV’ın kasasına 1 milyon 250 bin lira girdi. Sonra 800 bine ve 500 bine indi ve bu yıl destek 250 bin lira olarak gerçekleşti. Bu da henüz AKSAV’ın kasasına intikal etmiş değil.”
Festivalin maliyetinin sorulması üzerine Başkan Akaydın, 2008 yılında 28 milyon lira olarak gerçekleşen maliyetih kendileri döneminde 5-6 milyon lira arasında değiştiğini, bu yıl da bu rakamlar seviyesinde gerçekleşeceğini söyledi.
Festivale hükümetten katılım olmamasıyla ilgili başka bir soruyu yanıtlayan Akaydın, “Ben davetlerimi yapıyorum. İlk yıl daha özenli yaptım. Davetiyeleri elden götürdüm. Mehmet Ali Şahin, Ertuğrul Günay’dan randevu aldım. Başbakanla görüşmek mümkün olmadı. Ama her zaman davet etme nezaketini gösteriyoruz” dedi.
Başkan Akaydın, bir önceki dönem değiştirilen Altın Portakal heykelciğinin yeniden eski haline getirilmesiyle ilgili soruyu da şöyle yanıtladı: “Heykeli eski haline getirdik. Bundan da gurur duyduk. Çünkü Altın Portakal bu heykelle anılıyor. Öyle de olması gerekiyor” diye konuştu.
Kültür Bakanlığı’nın destek politikası yanlış
Jüri üyelerinden Şükrü Avşar ise bir soru üzerine, Kültür Bakanlığı’nın filmlere verdiği destek politikasını eleştirdi. Çok fazla filme destek verilmesi yerine, az ve nitelikli filmlere destek verilmesi gerektiğini savunan Avşar şöyle konuştu: “Kültür Bakanlığı bu desteği kendi bütçesinden vermiyor. Bizim bakanlığa ödediğimiz rüsum kesintisinden oluşan bir fondan karşılıyor. Destek verdiği bütün filmler niteliksiz, ticari anlayıştan uzak. 200 bin lira para veriyor ve bu parayla film yap diyor. 200 bin lira ile yapılan film maalesef olamıyor. Çok kişiye destek veriyor. Destek miktarı bölündüğü için küçük bütçelerle niteliksiz film yapılıyor.”
Önce film yapılsın sonra destek verilsin
Verilen desteğin 750 bin ile 1 milyon liranın altında olmaması gerektiğini vurgulayan Şükrü Avşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “42 yıldır bu sektördeyim. Bana göre önce film yapılsın gelsin sonra destek verilsin. Sadece filmi yapmakla bitmiyor. Bir o kadar da stüdyosu, post prodüksiyonu var. Bunlara destek verilebilir. Dört duvar arasında geçen, yarım saat bir odada konuşmaları içeren filmleri çekmenin ve desteklemenin bir anlamı yok.”
Sorun yapımcı sektörünün gelişmemesi
Yönetmen Reis Çelik de konuşmasında Türkiye’de yapımcı sektörünün gelişmemiş olmasından yakındı. Çelik şöyle konuştu: “Türkiye’de yapımcı sektörü gelişmediği, yapımcı kavramı sinemada gerekli yerini almadığı için ilk filmini çekecek genç arkadaşa 200 bin lira destek veriyorsunuz. Ancak bu parayı nasıl idare edeceğini bilmiyor. Bir bakıyorsunuz parayı doğru yerlere harcamamış, seti doğru kuramamış. Bu bahsettiğimiz sorunları çözmek için sinema sektörü olarak mevcut yasanın düzeltilmesiyle ilgili bir yasa tasarısı hazırladık.”
Daha önce yarışmış filmlerde yer almalı
Bir diğer jüri üyesi Mahir Günşıray ise son yıllarda yapılan farklı tarz filmleri desteklediğini söyledi. Günşıray, “Böyle festivallerde genç yönetmenlerin desteklenmesinin çok özel olduğunu düşünmekle birlikte, daha önce yarışmış filmlerin de Altın Portakal’da yarışması gerektiğini düşünüyorum. Zira ülkemizde zaten az festival var” dedi.
Festival yönetmeliğine sahip çıktı
Altın Portakal’da popüler filmlerin yarıştırılmaması ile ilgili eleştiri üzerine söz alan Başkan Akaydın şunları söyledi: “Bu tartışma bitmez. Gişe filmlerine olan halkın beğenisi ile sanata çok emek vermiş insanların beğenisi arasındaki çelişki dünyanın tüm film festivallerinde olağandır. Bu festivalin yönetmeliğindeki ilkelere saygı durmak gerek. Bizim belli bir yaklaşımınız var. Ben bunu doğru buluyorum. Yanlış bulanları da eleştirmiyorum” diye konuştu.
Sinemaya ‘Gezi’ etkisi
“Bu sene Antalya Altın Portakal Film Festivali akil mi çapulcu mu? 50’nci yıl töreninde her yer sinema, her yer direniş sloganları yükseldi. Sinema direnişçi midir” sorusunu jüri üyesi Feride Çiçekoğlu yanıtladı. Artık kendisi için karar veren yeni bir kuşak yetiştiğini belirten Başkan Akaydın, “Yakında çok güzel çapulcu filmler izleyeceğiz. Özellikle kısa film olarak” dedi.
Türkan Şoray’ın film kriterleri
Jüri Başkanı Türkan Şoray, kendisine yöneltilen “Filmleri izlerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz” şeklindeki soru üzerine şunları söyledi: “İlk önce ne anlatmak istediği ve bunu nasıl anlattığı önemli. Yönetmenin nasıl anlattığına bakıyoruz. İzleyicilere nasıl bir tat verdiği, nasıl etkilediği, oyuncuların performansı, karakterlerin nasıl etkilediği, ışığı, görüntüleri... Kriterler bunlar.”
“Festivallerde size haksızlık yapıldığını düşündüğünüz filminiz oldu mu” sorusuna ise Türkan Şoray, “Uğramışımdır” yanıtını verdi. Bu konuda film adı vermekten kaçınan Şoray, “Ancak her zaman jürinin kararına saygı duymak gerekir. Önemsenen bazı filmlerimin yönetmeni, görüntü yönetmeni, kameramanı ödül aldı ama ben alamadım. Sonrasında yeterince iyi oynayamadım mı diye düşündüğüm olmuştur” dedi.
Yarışan filmler muhtemelen zarar edecek
Festivalde en iyi film ödülünü kazanan filmin kâr mı zarar mı edeceği yönündeki soruyu yanıtlayan yapımcı Şükrü Avşar, “Muhtemelen zarar edecek” dedi. Avşar sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü bir filmin sinemalara çıkması, maliyetini ikiye katlaması demek. Şu ana kadar izlediklerimiz arasında ticari bir film göremedim. Muhtemelen hepsi zarar edecek. Birinci gelen film ancak destek sayesinde ve festivalin de ödül katkısıyla kendisini kurtarabilir belki ama diğerleri sinemada bulamayacaklar.”
Kazanan film unutulacak tartışması
Basın toplantısında yarışmayı kazanan filmin ertesi gün unutulup unutulmayacağı tartışması da yaşandı. Bir gazetecinin, kazanan filmlerin gişe filmi olmadığı için sonrasında unutulduğu şeklindeki görüşüne karşı çıkan jüri üyesi Feride Çiçekoğlu, Türkiye’de gişe yapamayan Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerini örnek gösterdi. Yönetmen Reis Çelik de Yılmaz Güney’in Umut filmiyle ilgili bir anekdot aktardı: Güney’in büyük zarar ettiği ve zamanında eleştirmenlerin yerden yere vurduğu Umut filminin bugün Türk sinemasının en iyi 3 filmi arasında anıldığını hatırlatan Çelik, “Bugün çok eleştirilen Recep İvedik bakarsınız yarın dünya klasikleri arasına girebilir” dedi.
Kortejde 200 bin kişi vardı
Geleneksel Altın Portakal kortejine katılımla ilgili bir soru üzerine Başkan Mustafa Akaydın, geçen yıl emniyet kayıtlarına göre 250 bin kişi olan katılımın bu yıl da tahmini olarak 200 bin seviyesinde gerçekleşmiş olabileceğini ifade etti. Akaydın, “Yani Antalya’daki her 4-5 kişiden biri kortejdeki sanatçıları alkışladı” diye konuştu.