Yapımcı Ömer Demiral “En çok izlenen film olduk” dedi…

Filmin yapımcılarından Ömer Demiral yaptığı açıklamada “İki Gözüm Ahmet”in covit-19 salgınına rağmen beklentilerin çok üzerinde ilgi gördüğünü belirtti. Avrupa’da ilk kez vizyona giren film tüm Avrupa’da 126 sinema salonunda gösterime girerek 40 bin kişi tarafından izlenmişti. Şu sıralar Avrupa’da sinema salonlarının kapalı olmasından dolayı gösterimi geçini olarak durdurulan film salonların açılması ile birlikte tekrar vizyona girecek. Ömer Demiral açıklamasında şunlara değindi “Biz uzun bir zaman içinde hem çekimler hem de mahkeme süreci ile uğraştık. Çok sıkıntılı zamanlar geçirdik. Ancak her şeye rağmen yüzümüzün akı ile filmi seyircisi ile bütün dünyada buluşturduk. Avrupa’da sıkı pandemi önlemleri arasında 40 bin seyirciye ulaştık. Türkiye’de 244 salonda da ilk üç günde 18 bine yakın seyirci topladık. Bu büyük bir başarıdır. Bizden daha iyi seyirci yaptığı söylenen “Tenet” adlı yabancı film Ağustos ayında pandemi’nin nispeten daha iyi günlerinde ilk üç günde 652 salonda 31.352 kişi tarafından izlendi.  Yani neredeyse bizim üç katımız fazla salonda bu seyirci rakamına ulaştı. Bu nedenle “İki Gözüm Ahmet” in başarısı gözle görülür şekilde daha yüksektir. Üstelik Türkiye’nin dört bir yanından salon açma talepleri var ve biz bunu filmin dağıtım firmasına da iletiyoruz. Önümüzdeki günlerde çok daha iyi bir seyirci sayısına ulaşacağız” dedi.

X Yapım tarafından çekilen yönetmenliğini Hakan Gürtop ile Gani Ruzgar Şavata’nın birlikte üstlendiği “İki Gözüm Ahmet” adlı sinema filminin çekimleri geçtiğimiz kış aylarında tamamlanan ve İstanbul’un değişik mekânlarında çekilen filmin başrollerini Özgür Tüzer, Aleyna Solaker, Serdar Orçin , Ruhi Sarı, Metin Yıldız, Yelda Reynaud, Ekin Akkaş ve Gani Rüzgar Şavata paylaşıyorlar.

Filmde MGD (Magazin Gazetecileri Derneği) nin 1999 yılında İstanbul Maslak’daki beş yıldızlı bir otelde düzenlediği “Altın Objektif Ödül Töreni”nde ödülünü almak üzere sahneye çıktığında Kürtçe şarkı söylemek ve bu şarkıya klip çekmek istediğini söylemesi üzerine geceye katılan bir grup davetli tarafından bölücü ilan edilerek adeta linç edilen ve sonrasında Paris’e sürgün giden özgün müzik sanatçısı Ahmet Kaya’nın hayatından kesitlerin yer aldığı filmde sanatçının gençlik yılları, toplumsal mücadeleleri, halkları bütünleştirmesi ve linç gecesi konu ediliyor.