PARİS?TEKİ MUHTEŞEM RANDEVU! TÜRK SİNEMASININ 100. YILINA YAKIŞIR AÇILIŞ
MAGAZİNCİ VİDEO- FOTO GALERİ- 100. yılını kutlayan Türk sinemasını Paris?te sinema severlerle buluşturan ?Paris?te Türk Sinemasıyla Randevu?nun galası muhteşem bir geceye sahne oldu. Hülya Koçyiğit?in Onur ödülü aldığı gecede, Cem Yılmaz, Ozan Güven, Tülin Özen, Zafer Algöz ve Kıvanç Tatlıtuğ sahneye çıkarak Fransız ve Türk konukları selamladılar.
Türk sinemasının Paris'teki ilk randevusunda Champ Elysees üzerinde yer alan UGC Normandie sinemasının Mercedes salonunda gerçekleştirilen açılış gecesinde, sinemamızın divası Hülya Koçyiğit'e Onur Ödülü takdim edildi.
Ödülünü alan Hülya Koçyiğit, izleyiciyi selamlarken, Türk sinemasının geleceğini temsil ettiğini, Cem Yılmaz, Kıvaç Tatlıtuğ ve Pek Yakında ekibiyle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Koçyiğit "ne mutlu ki sinemamız, sinemayı gerçekten çok seven emek veren genç nesillere emanet ediyoruz. Paris'te ikinci kez ödül aldığını da söyleyen sanatçı, Türk filmlerinin Fransız seyircisi ile buluşmasından uyduğu gururu da sözlerine ekledi.
Pelin Batu'nun Fransızca sunduğu geceye, randevunun açılış filmi "Pek Yakında"nın senaryosunu yazıp, yönetmenliğini yaparak başrolünü de oynayan Cem Yılmaz, Tülin Özen, Ozan Güven ve Zafer Algöz ile Kelebeğin Rüyası'yla Fransız sinema seyircisiyle buluşan Kıvanç Tatlıtuğ katıldı.
SRP İstanbul'un, T.C. Paris Büyükelçisi Hakkı Akil’in ev sahipliğinde, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğini alarak gerçekleştirdiği “Paris’te Türk Sinemasıyla Randevu”nun bu çok özel gecesinde Hülya Koçiyğit'e Onur Ödülü'nü, T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı takdim etti.
T.C. Paris Büyükelçisi Hakkı Akil'in de Cem Yılmaz ve Pek Yakında'da rol alan sanatçılar Zafer Algöz, Ozan Güven ve Tülin Özen'i sahneye davet ettiği gecede Cem Yılmaz ve Ozan Güven esprileriyle salondaki izleyenleri kahkahaya boğdu.
Fransız konukların ağırlıklı olduğu açılış gecesine konuk olan Kıvanç Tatlıtuğ ise sahnede izleyicileri selamlarken, Türk sinemasının Paris'teki bu buluşmasının sinemamızın için ne kadar önemli olduğunu belirtirken, seçkiler arasında Kelebeğin Rüyası'nın olmasından duyduğu gururu diye getirdi. Gecenin sonunda "Pek Yakında" Paris'teki ilk gösterimi ile sinema seyircisine perdelerini açtı.
TÜRK SİNEMASININ 100. YILI ŞEREFİNE PARİS’TE BULUŞTU
Küresel başarı grafiğini üretkenliği, özgünlüğü ve dünya festivallerinden ödüllerle dönen filmleriyle sürekli yükselten sinemamızın en kapsamlı ve en renkli Paris çıkartması olan etkinlik, Türkiye’nin öykülerinin çeşitliliğini ve her iki toplumun paylaştığı ortak duyguların derinliğini sergilemek için hayata geçirilen, sadece sinemanın büyüsünün değil, kültürel inceliklerin ve yaşam zevkinin de paylaşıldığı bir köprü kurdu.
Her yıl geleneksel olarak farklı içerikler ve yeniliklerle Fransız seyircisiyle buluşacak etkinlik bu yıl Türk sinemasının 100. yılı şerefine ithaf edildi. “Paris’te Türk Sinemasıyla Randevu” etkinliği kapsamında, şehrin kalbinin attığı Montparnasse bölgesinde yer alan kültür ve sanat merkezi Le Lucernaire'de ücretsiz olarak Fransız sinema severlerle buluşan filmler; Ömer Lütfü Akad'ın yönettiği, Hülya Koçyiğit'in başrolünü oynadığı "Gelin", Yılmaz Erdoğan'ın senaryosunu yazıp yönetmenliğini yaparak Behçet Necatigil'i canlandırdığı "Kelebeğin Rüyası", Yavuz Turgul'un yönettiği, başrolünü Şener Şen'in oynadığı "Muhsin Bey", Cem Yılmaz'ın senaryosunu yazıp yönettiği ve başrolünü oynadığı "Pek Yakında" ve Nuri Bilge Ceylan'ın senaryosunu Ebru Ceylan ile birlikte yazıp, yönetmenliğini yaptığı, 2014 yılında 64. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazanan, Haluk Bilginer, Demet Akbağ ve Melisa Sözen'in başrollerini paylaştığı "Kış Uykusu" oldu.
Fransız ve Türk sinema seyircisinin yoğun ilgi gösterdiği randevuda sinema salonları tam kapasite ile seyirciyi ağırladı.
Kıvanç Tatlıtuğ "Cem YIlmaz'ın konuşmasının ardından gülmekten kendimi alamıyorum."
Cem Yılmaz, "Lumier kardeşler Kastamonulu üç kardeşti aslında. İkisi sinemayı biri de frigoyu buldu. Burada bulunmamızın en önemli sebebi Schengen vizesi. Vizemiz olmasaydı hiç birimiz burada olamazdık" diye espri yaptı. Ardından Pek Yakında filmi ile Türk sinemasının 100. yılında Paris'teki bu seçki de yer aldıklarından dolayı duyduğu gururun altını çizdi.