PERDE KAVGASINDA FLAŞ GELİŞME! MARS, YALNIZ KALDI...
Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Yılmaz Erdoğan gibi yapımcılara bir destek de Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Sezgin’den geldi. Sezgin, Mars Cinema Group ile yapımcılar arasındaki krizle ilgili, "Bu olayda geri adım atan tarafın sinema salonu işletmecileri olması lazım. Biz onların bu seslenişine kayıtsız kalamayız. Elimizden gelen tüm hamleleri yapacağız" dedi.
Mars Cinema Group ve Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Yılmaz Erdoğan gibi isimler arasında yaşanılan krizle ilgili bir açıklama da SİSAY Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Sezgin’den geldi. Sinema salonu işletmecileri ve film yapımcılarının katılımıyla konuya ilişkin 3 toplantı düzenlediklerini belirten Sezgin, bu toplantılardan ikisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü nezdinde yapıldığını, ayrıca dernek olarak orta bir yol bulmak amacıyla da BKM, Mars Cinema Group ve Avşar gruplarıyla da birebir görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
MARS DIŞINDA HERKES MUTABIK
Cinemarine sinemalarının da sahibi olan Sezgin, dernek üyesi 100’e yakın sinema salonu sahibi ile üye olmayan lokal işletmecilerle de yapılan toplantılar sonucunda, yapımcıların taleplerine olumlu yaklaştıklarına işaret ederek, şöyle devam etti: “Bilet fiyatı paylaşımının düzenlemesi konusunda fikir birliğine vardığımızı söyleyebilirim. Sadece sürekli sözü geçen bir grup, bu fikir birliğine katılmadı. Türkiye’de en çok salona sahip olmanın getirdiği bir refleksle ‘Benim maliyetlerim çok yüksek. Giderlerimi karşılayabilmem için bu tarz kampanyalara ihtiyacım var. Kimse bana fiyatımı dikte edemez’ şeklindeki beyanatlarla, son zamanlarda basında yer alarak tartışmaları bugüne kadar getirdi. Bu grubun şu an Türkiye’de 905 salonu var. Bizim sektörde ise 2 bin 900 civarında sinema salonu var. İki bin civarındaki salon işletmecileri olarak bizler bu pazarlığın içinde değiliz. Yapımcıların haklı serzenişlerinin farkındayız. Yani 5 lira alarak film yapamayacaklarını, 5 lira alarak film yapan yapımcıların sayısının ve filmlerin kalitesinin düşeceğini, bu durumun da gişeye olumsuz yansıyacağını düşünüyoruz. Bu durum adına filmci payı oranının menü ve diğer kampanyalarla aşağı çekilmesi girişimlerini durduracağız ama bu grup bu hamleye katılmıyor.”
‘GEÇTİĞİMİZ SENELERİ YAKALAYAMAYIZ’
“Bu olayda geri adım atan tarafın sinema salonu işletmecileri olması lazım” diyen Sezgin, yapımcıların filmlerini vizyonda ertelememesini temenni ettiklerinin altını çizerek, “Bugünlerde arka arkaya çıkması gereken performanslı, gişe başarısı gösterecek filmler ertelendiğinde hem seyirci için bir hayal kırıklığı oluşuyor hem de sinema sektörümüzün performansının ciddi anlamda düşmesine sebep olacak kayıplara neden oluyor. Bu durum bizi yaklaşık yüzde 60, 70’lik bir kayba uğratacak. Bu kayıp, yıl geneline yansıdığında gişe sayısı olarak geçtiğimiz seneleri mümkün değil, yakalayamayız” dedi.
Eğlence vergisinin kendi cirolarının yüzde 10’unu peşin olarak aldığına dikkati çeken Sezgin, şöyle dedi: “Eğlence vergisinin devreden çıktığı durumda, yapımcının ve sinema işletmecisinin payına yüzde 10’luk bir artış gelecektir. Diğer taraftan bizim sektörde yaşanan diğer sıkıntılardan bir tanesi de KDV’dir. Biletlerden yüzde 8 KDV alınır ama ödediğimiz yüzde 50’lik bedelin KDV’si yüzde 18’dir. Dolayısıyla 100 liralık bir hasılatta, (KDV için) 8 lira tahsil ederken, 18 lira öderiz. Bu 10 lira, işletmecinin cebinden çıkan bir bedeldir. İadesi mümkün ama bir buçuk yıl sonra, kesintilerle 5 lira olarak geri alırız. 100 lira içinde 10 lira eğlence vergisi, 5 lira da KDV kaybımız var. Dolayısıyla 15 liralık bu kaybımız, sinema işletmelerinin yüzde 10’u bulmayan karlılıkları içinde çok büyük bir kayıptır. Bu kaybın olmadığı bir dünya düşünüldüğünde, yapımcılarla aramızdaki paylaşım konusundaki tartışmalar da son bulacaktır. Bu ayrıntıyı yapımcılar da sinema seyircileri de bilemez ama sinema salonu işlemecileri yıllardır bu durumdan muzdariptir.”
‘MISIR SİNEMACININ CAN SİMİDİDİR’
Mısır satamayan sinema işletmecilerinin kirasını da ödeyemez hale geleceğini kaydeden Sezgin, “Bu durumda sektör en büyük birkaç gruba teslim demektir. Dolby dijital ses, dijital projeksiyon, atmos ses sistemi, 3D-4DX koltuk sistemi, 4 K görüntü kalitesi, lazer projeksiyon, led perde teknolojisi gibi teknolojiler, her 5 yılda bir yeni baştan sinema yatırımı gerektiriyor. Keza halısından koltuğuna tüm yapı yenilenmek istiyor. Sonuç itibariyle komik gelebilir ama gerçekten mısır satışı sinemacının can simididir. Bu nedenle dernek olarak görüşümüz, mısır ve yan ürünlerin sinemacının fırsatçılığı olarak görülmemesi ama diğer yandan mısır promosyonlarının yapımcının payını perdeleyecek bir argüman olarak da kullanılmamasıdır.” dedi. AA