SUÇ VE CEZA FİLM FESTİVALİ BAKAN FATMA ŞAHİN?İN KATILIMIYLA AÇILDI
MAGAZİNCİ FOTO GALERİ- Başakşehir Belediyesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi işbirliği ile gerçekleştirilen 2. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali?nin açılış töreni 28 Eylül Cuma günü İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi?nde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin?in katılımıyla açıldı.
Açılış töreninde Türk Sinemasının Sultanı Türkan Şoray, ödüllü yönetmen Zeki Demirkubuz ve seçkin kitlesiyle yazar Selim İleri’nin yanı sıra filmleri ile festivale katılan dünyaca ünlü yönetmenler ve oyuncular da yer aldı.
“Farklı Fikirlere saygılı davranmalıyız”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin açılış konuşmasında “Beyaz Perde toplumun doğru yönlendirilmesinde çok etkili bir araç. Sinemadaki tek bir kare yüzlerce yazıdan daha etkili. Sevgi emektir, emek verilen ise kıymetlidir. Kadınların yaşam kalitesini yükseltmek, yalnızca kadınların değil, hepimizin meselesidir. Toplumun ilerlemesi ancak kadın hareketi ile olabilir. Farklı fikirlere saygılı olarak festival gibi tartışma platformları oluşturmalıyız” dedi.
Festival nihai çözümler için platform oluşturacak
26 Eylül – 4 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali “Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık” teması ile bu sene ikinci defa sinemaseverlerin karşısına çıkan Festivalin açılış törenindegörüşlerini bildiren Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal “İstanbul’un kültür sanat ve akademik yaşamına yeni bir soluk katacak olan bu önemli festivalde, genç sinemacılarımızın “Kadın ve Adalet” kavramına bakış açılarını da bir anlamda gördük. Festivalin oluşturacağı tartışma zeminiyle birlikte, çözüm dinamiklerine sanatın duyarlılığıyla farklı açılardan ışık tutarak hepimizi derinden sarsan bu hadiseleri ortadan kaldıracak nihai ve kesin çözüme bir katkıda bulunabilmeyi amaçladık. Kadınlarımızın haklarını koruyabilmek, destekleyebilmek için Hukuk ve adalet anlamında Türkiye’de çok şeyler yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Ama hala eksiklerimiz var. Reformları devam ettirmek içinde tüm topluma görevler düşüyor. Toplum-bireyler-medya olarak, suç-ceza ve adaleti konuşuyoruz. Bu kadar çok konuşulan bir konuyu da bir festival aracılığı ile tüm topluma yayarak etkili bir tartışma ortamı oluşturmak istedik” dedi.
Türkan Şoray, Festival Sinema Onur Ödülünü Yeni Yitirdiğimiz Lütfi Ömer Akad Anısına Torunu Eda Akad’a Takdim Etti.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi gerçekleşen olan Festivalin açılışı için düzenlenen Panele oyuncu Türkan Şoray, ödüllü yönetmen Zeki Demirkubuz ve yazar Selim İleri katıldı. Prof. Dr. Bengi Semercinin başkanlığında gerçekleşen Panele Akademisyenler, yurt içi ve yurt dışından Sinemacılar, Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Panel’de ayrıca Avuka ve STK temsilcisi Hülya Gülbahar ödül aldı.
Katılımcıların soruları ile renklenen panelin ardından Dal Gibi / Twiggy (EMMANUELLE MILLET – Fransa) isimli filmin gösterimi gerçekleştirildi.
“Kadın Sorunlarını yazarlarımız çekingen davrandı”
Panele katılan yazar Selim İleri Edebiyat tarihinde kadının gelişimi anlattı “İlk dönemlerde ki yazarlarımız toplumda ki muhafazakarlıktan etkilenerek eserlerinde kadın temasını işlemediler. Sanat topluma duyarlı olmalı. Kadına şiddet konusunda ikitarafı da görmeliyiz” dedi.
“Filmlerim de oynadığım her kadın ben oluyorum”
Oynadığımher kadın rolünde kadının toplumdaki yerini gözlemledim diyen Oyuncu Türkan Şoray ise yaptığı konuşmada “Küçükyaşlarda başladığım mesleğimle benim de kişiliğimgelişti. Sinema toplumun aynasıdır. İlk dönem Türk sinemasında erkeğe bağımlı edilgen kadınlar varken, 80’lerden sonar sinema da kadın roller de değişti. Oynadığım her kadın ben oldum. Karakterlerimiçalışırken aynı zamanda toplumda kikadının rolünü sorgulamaya başladım. Günümüz de kadınların maruz kaldığı şiddet ancak eğitimle, kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanmalarıyla ve de zihniyetlerin değişmesiyle sağlanabilir”dedi.
“Kadın meselesi karşıt görüşleri tartışarak, onları anlayarak çözülebilir”
Ödüllü yönetmen Zeki Demirkubuz ise “Yönetmenlerimiz kadın konusunda özel bir duyarlılık göstermiyorlar. Ben insanların yaşadıklarına ayna tutuyorum. Son yıllqarda kikadın tartışmalarını çok gerçekçi bulmuyorum. Toplumumuzda kadın konusu yakıcı yanıyla değil, modernize ederek tartışıyoruz. Karşıt görüşleri de anlamaya çalışmalı, kadını döven, bıçaklayan tarafıda katmalıyız. Bu toplumun binlerce yıllık sorunudur, ülkenin sosyolojisiyle alakalıdır” dedi.
Oscarlı Yönetmenler, Benzersiz Filmler
Hukuk ve Sinemanın yan yana geldiği dünyadaki tek festival olma özelliğini taşıyan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali aynı zamanda, bünyesinde bir de altın terazi film yarışmasını barındırıyor. Hukuk ve sinemayı bir araya getiren festivalde film gösterimlerinin yanı sıra akademik programlarla da “Kadına Şiddet ve Ayrımcılık” konusunda çözümler aranıyor.
“Kadına Şiddet ve Ayrımcılık” Üzerine Akademik Bilgi Havuzu oluşuyor
Adalet-toplum ve adalet-birey ilişkisine dair sosyal ve sanatsal bir farkındalık yaratması amaçlanan festival, akademik programı ile de ülkemizin kanayan yaralarından biri olan “KADINA ŞİDDET”konusunu akademisyenler ile masaya yatırıyor. 50 farklı ülkeden gelen akademik katılımcı, kendi ülkelerinde konuya yaklaşımlarını, yapılan hukuksal düzenlemeleri ve bu çalışmanın toplumsal yansımalarını akademik programlar ile paylaşıyor.
3. 0000 sayfalık tebliğ hazırlandı
Festivalin en dikkat çekici özelliği bu yıl 50 ülkeden (5 kıtadan) kadına karşı şiddetle ilgili bildiriler okunuyor. Sonraki yıllar da da devam ettirilecek olan havuzTürkiye’de dünyadaki kadına yönelik gelişmelerle ilgili ciddi bir data kazandırmış oluyor. Ayrıca bu yıl yeni gelişmelerden, USCFF kapsamında okunan tebliğler kitap haline getirildi. Özeti 1000 sayfa olan kitabın tamamı 3000 sayfadan oluşuyor. Tebliğler kendi dillerinde ve Türkçe çeviri olarak yayınlanacak.Muharrem ERDEMİR