KIŞ
Bu kış çok uzun sürdü. Her yıl bu aylarda, yani kışın bitip baharın başlama aylarında en çok duyduğum cümle bu oluyor insanlardan. Geçenlerde baktım bende bu akışa kapılmışım arkadaşlarımdan birine bu yüzeysel serzenişi sunuyorum.
Nedir kış aylarını bu kadar soğuk kılan? Nasıl oluyorda her yıl daha soğuk hissediyoruz. Tabii küresel ısınma da var. Ama bu yıl hava sıcaklığı New York’ta mevsim normallerinin altına hiç düşmedi. Yine de bu yıl çok soğuk geçti benim için. Sadece benim için değil Avrupa’da ki arkadaşlarım ve Turkiye’de ki arkadaşlarım da yakınıp durdular. Yoksa biz yalnızlar mı daha fazla üşüdük bu kış. Yaş ilerledikce ruhumuzdakı üşüme derinleşiyor mu ne?
Arkadasim Nurettin Soydan geçenlerde bir email atmış. Magazinci.com 10 yaşında biliyor musun? demiş. Bir dakika bu bebek daha dün doğmamışmıydı basın hayatına?. Zamana ne oluyor böyle? Neden bu kadar hızlı akıyor. Ve bu akışın içinde ben neden bu kadar üşüyorum? Nasıl oluyorda bir yanım donmuş gibi hissederken öteki taraftan bu koca şehrin çılgın temposuna ayak uydurabiliyorum.
Zaman kavramını kaybediyorum galiba. Hafızamın duvarlarına yapıştırdığım, bu anı 10 yıl sonra da hatırlayacagım dediğim, benim için önemli üç beş şey artık önemini yitirmis. Kış her geçen yıl ruhumu daha çok üşütsede. Artık eski aşk acıları içimi acıtmıyor. Hatta yeni aşk acıları üç beş günde iyileşiyor. Anladim ki, zaman gerçekten her yarayı iyileştiriyormuş.
Bu kiş çok soğuk ve uzun geçti ama bahar kapıda. Yeni aşklar, yeni heyecanlar…Herşeyin çok daha iyi olacağına dair muthiş bir umut var içimde.
Esin Aydınoğlu
New York, 2011