KARA BÜYÜ?NÜN HAKİM OLDUĞU KARANLIKTAN ÖLÜMÜNE YÜKSELEN ÇIĞLIKLAR... OLAYI YAŞAYANLAR VE ÖLÜMDEN DÖNENLER ANLATIYOR...
Dolmabahçe?deki sinema yangınında büyük bir facianın eşiğinden dönüldüğü, olayı bizzat yaşayanların ağzından çıkan ifadelerle ortaya çıktı... Ölüm çaresizliği içinde yükselen çığlıklar tam tükenmek üzereydi ki...
"Birden ortalığı zehir bahçesine çeviren, genizleri yakan sis ve duman bulutuyla iç içe kaldık. Karanlıktı ve göz gözü görmüyordu... Herkes çaresizce panik içinde kapılara saldırdı. Çığlıklar kulak tırmalayıcıydı.
Son nefeslerimizi de tüketmek üzereydik. Kapılar, bütün zorlamamıza rağmen açılmıyordu. Alevler yükseliyor, kapılar direniyordu...
Giydiğim kazağı, boğazıma, ağzıma iyi kapatık nefes almaya başladım. Göz gözü görmeyen karanlığın içinde, küçük bir umut ışığı, çıkacak bir delik arıyorduk. Ama yoktu.
Daha rahat nefes almak için yerlere kapandık...
Birden büyük bir gürültüyle üzerime tavandan bir şeyler düştü...
Ortalık bir kez daha feryat figan oldu...
Kimse bir şey yapamıyordu...
Ölümü beklemekten başka çaremiz kalmamıştı sanki...
Birden, üzerimize doğru akmaya başlayan suya doğru giderek, ayağa kalktım. Bir el, beni tuttuğu gibi fırlattı. Dışarıdaydım...
Herkes çığlık çığlığa beni ve birbirini takip etmeye başladı..."
Yukarıdaki sözler, Dolmabahçe?deki G-Mall sinemasında yapılan Büyü filminin galasında çıkan yangında ölümden dönen Akşam Gazetesi magazin muhabiri Barış Engin?e ait...
Taksim İlkyardım Hastanesi?nde tedavi altına alınan gazeteci arkadaşımız Barış Engin, Gözcü Gazetesi muhabiri ve MGD Yönetim Kurulu üyesi Sinan Doker?in, hala olayı atlatamayan şaşkın bakışları altında bu sözlerle açıklıyordu yaşadığı o ölümcül geceyi... Hemen yanında bulunan Star Gazetesi magazin muhabiri Seçkin Şenvardar ise, ailesi ve yakınlarına "yaşadığını ve hayatta olduğunu" müjdeliyordu...
Hastaneler dolup taşmıştı bu faciadan kıl payı kurtulanlarla. Sadece Taksim İlk Yardım Hastanesi?ne kaldırılanların sayısı 56?yı bulmuştu. Alman Hastanesi, Şişli Etfal Hastanesi, Floranci Nightingale Hastanesi?ne kaldırılanlarla bu sayı 150?e yaklaşmıştı...
Şişli Etfal Hastanesi?ne kaldırılan gazeteci Sinan Tosun ise gözlerini ilk açtığında, başında meslektaşlarını gördü. Tosun, hastanede kendisini ziyaret eden MGD Başkanı Nurettin Soydan?a, "Sinan Doker nerede, onları kaybettim. Barış Engin, Tarkan ve diğerlerine ne oldu!" diyerek büyük kargaşada yaşadıklarını özetliyordu...
Dolmabahçe?deki G-Mall sinemasında yapılan Büyü filminin galasında çıkan yangın, büyük bir facianın yaşanmasına neden olacaktı az daha. Sanatçılar ve gazetecilerin ağırlıkta olduğu galada çıkan yangın 5?i ağır 140 kişinin yaralanmasına ve zehirlenmesine neden oldu.
MGD BAŞKANI, HASTANEDEKİ GAZETECİLERİ ZİYARET ETTİ...
Yaklaşık 50?ye yakın medya mensubunun izlediği Büyü filminin galasında çıkan yangında zehirlenen herkes hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastaneler, oloğanüstü gayret göstererek, yangında zehirlenenleri müşahade altına aldı.
Magazin Gazetecileri Derneği Başkanı Nurettin Soydan, gazetecilerin kaldırıldığı hastaneleri tek tek ziyaret ederek, tedavi altında yatan meslektaşlarımızla yakından ilgilendi. yangın haberini duyan tüm medya mensupları da, hastanelerin acil servisleri önünde bekleyerek, arkadaşlarının sağlık durumu hakkında bilgi aldı...
Taksim İlkyardım Hastanesi?nde yatan Gazeteciler Sinan Doker, Barış Engin, Seçkin Şenvardar, Ali Bektan, Tarkan Abdullahoğlu, serum ve oksijen tedavisi gördü. Gazeteci arkadaşlarımız gece 02.00 sıralarında hastaneden taburcu edildi.
Şişli Etfal Hastanesi?nde yatan Süper Magazin programı muhabiri Sinan Tosun da, zehirlendiği için bir süre yatarak tedavi gördü ve o da daha sonra taburcu edilenler arasına katıldı.
Olay sırasında ciddi tehkike atlatanlardan biri olan yapımcı Osman Yağmurdereli?nin Florance Nightingale Hastenesi?ndeki tedavisi sürüyor. Amerikan Hastanesine yatırılan Ajda Pekkan, Emrah ve Gamze Özçelik ile Alman Hastanesi?ne yatırılan manken Yüksel Ak?ın sağlık durumunun ise iyiye gittiği öğrenildi. Büyü filminin oyuncularından biri olan İpek Tuzcuoğlu?nun ise tedavisinin devam ettiği öğrenildi.
YÜKSEL AYTUĞ: YANGINI ANİMASYON SANDIK
Pek çok kişi benim gibi düşünmüş olmalı ki, kimse yerinden kıpırdamadı. 30 saniye sonra film göstericisinin bulunduğu yerden "çıtır çıtır" sesler gelmeye başladı. Ortalık zifiri karanlıktı. Sonra bir cam kırılma sesi duyuldu. Sinemanın en arka koltuğunda oturanlar çığlıklar atarak, aşağı doğru koşmaya başladılar. Birileriın, yangın var..diye bağırmaya başladı. Aynı anda fuayenin olduğu bölümden canhıraş feryatlar duyuldu. Önce bunun da bir ırmaolduğu sanıldı. Ama içeriye duman dolmaya başlayınca herkes panik halinde koridora doğru koşmaya başladı. İnsanları yapmayın, sakin olun" diye uyarmaya çalıştım. Bir yandan da zifiri karanlıkta cep telefonumun ışığıyla yolumu bulmaya çalışıyordum. Bir elimle kuzenime sıkı sıkı yapışmış, itiş kakış arasında, ışıklı tabelayla üzerinde ın Çıkışı" yazan kapıya doğru ilerliyordum. Dumanın yoğunlaşmasıyla birlikte içeride inanılmaz bir can pazarı yaşanmaya başlamıştı. Acil çıkış kapısının bulunduğu yere doğru yaklaştık. Ama en öndekiler, Çıkış yok, kapı kapalı, geri dönün" diye bağırdılar. Gerisin geriye döndük. Bu kez salona giriş yaptığımız fuaye kapısına doğru yöneldik. Merdivenleri çıkarken ayaklarımızın dibine yığılan insanların üzerine basmamaya, onları yerden kaldırmaya çalışıyordum. Uzun bir uğraştan sonra fuaye kapısının bulunduğu yere ulaştık. Ama bu kapı da kapalıydı. Kapının önünde sıkışanlar, dönün, burası kapalı. Aşağıdan sıcak geliyor. Dışarıda yangın var" diye bağırdılar. Yine geri döndük. İnsanlar iyice umutsuzluğa kapılmışlardı. Salona inanılmaz bir panik havası egemen olmuştu. İsanlar cep telefonlarıyla ulaşabildikleri yakınlarından yardım istiyorlardı. Bir kaç kişi polis ve itfaiyeye ulaştıklarını, yardım geldiğini söylediler. Ben bu arada cep teelfonuyla uaşabildiğim arkadaşlara tam ulunduğumuz noktayı söyledim. Yön duygumun yardımıyla perdenin sol tarafına doğru ilerlemenin doğru olduğuna kanaat getirdim. Kuzenimle birlikte oraya yaklaşı, beklemeye koyulduk.
MİLLİYET MUHABİRİ DENİZ ALTUNTAŞ: HERKES KORKU İÇİNDE BİR ÇIKIŞ YOLU ARIYORDU...
Büyü filminin galasını izleyen ve dehşet dakikalarını saniye saniye yaşayanlardan biri de Milliyet magazin muhabiri Deniz Altuntaş?tı... Deniz Altuntaş, olay anını şöyle anlatıyor...
"Herkes panik içinde... Bağıranlar, "imdat" çığlıkları atanlar...
İlk aklıma gelen cep telefonum. Polis imdat ve itfaiyeyi çeviriyorum... Ne mümkün... Her olayda olduğu gibi cep telefonları kilitlenmiş durumda. "Şebeke yok", "Bağlantı hatası"
Çaresiziz. Duman nefes alışımızı güçleştiriyor, dakikalar saat gibi geliyor.
"Ölüyoruz kurtarın bizi", "Kapıyı kırın", "Yere yatın, yoksa hep birlikte boğuluruz", "Panik yok, sakin olalım..."
Kapı kilitli çıktı
Salonda 100 kişi var. Herkes bağırıyor, Ciğerlerimiz dumanla doluyor. Ama biz sesimizi dışarı duyuramıyoruz.
Geçen süreyi kestirmek güç. Bize saatler gibi geliyor. Sonunda yangın çıkışına ulaşıyoruz.
Ama kapı açılmıyor. Kilitli! Zorluyoruz yine sonuç yok...
Yardımımıza itfaiye yetişiyor. Kırılan kapıdan herkes "hava" diye koşuyor.
Yanımda Dünya Güzeli Azra Akın?ı görüyorum. Yüzü gözü is içinde. Sürekli öksürüyor, nefes almakta zorlanıyor.
Makinemle ?o an?ı görüntülüyorum. "Ne olur çekme" diyor.
Bunlar şaka değil, tamamıyla gerçek..."
HASTANEYE KALDIRILANLAR KİMLER?
Sinema yangınında yaralanan 168 kişiden şu ana kadar isimleri belirlenenler: Özlem Tunç, Pelin Yurt, Sinan Gül, Zafer Atlı, Oğuz Tektemur, Şahin Turhan, Seçkin Şenvardar, Semra Yıldırım, Ayşe Şener, Ayhan Bekdemir, Mehmet Önal, Ethem Özcan, Tekin Düzenli, Hatice Coşkun, Murat Çirçan, Osman Yağmurdereli, Engin Şengül, Bilgen Gökçek, Cumhur Özer, Canan Şahin, Aycan Taroğlu, Neslihan Demir, İclal Başar, Fatma Çelik, Kadir Kaya, Selma Bezmen, Aslı Berker, Mustafa Çoban, İsmail Akyüz, Yüksel Ak, İsmail Akkaya, Mine Mısırlıoğlu, Yeşim Palandüz, Özgü Namal, Hatice Namal, Duygu Namal, Aysel Yaşar, Cem Tecimel, Mehmet Sıtkı, Kubilay Namal, Elif Dönmez, Selma Türkeş, Besim Kazado, Akile Namal.
magazinci.com olarak, G-Mall sineması yangınında ölümle burun buruna gelen herkese büyük geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz...
Not: Haberdeki Fotograf Hürriyet Gazetesi?nden alınmıştır...