HASTALIKLARIMIZIN RUHSAL NEDENLERİ! GRİP, KANSER, MİGREN, İKTİDARSIZLIK, KALP KRİZİ, DİYABET...
Hastalıkların çoğu dış etkilerden değil içimizden geliyor. Zihinsel anlamda yaşadığımız sorunlar, sadece ruhumuza değil bedenimize de zarar veriyor. ’OL’ der ve OLUR’ isimli kitabın yazarı Spiritüel Danışman Tuğçe Işınsu, günlük hayatta karşılaştığımız sağlık sorunları yolu ile bedeninizin bize vermek istediği mesajlar olduğunu söylüyor.
ŞİFA İÇİN GEÇMİŞE DÖNMELİ
Tuğçe Işınsu, “Hastalık, enerjinin bozulmasıdır. Yaşamın, ruhun, enerjin artık sana bir “mesaj” vermek zorunda kalır tüm o yaşananlardan sonra ve bunu bir hastalık yolu ile yapar. Daha önce olumsuz bir şey olur, bunun sonucu kişide bir hastalık olarak sadece yansır. Şifa içinse kaynağa geri dönülmeli, aslı sebep bulunmalı. Cevap her zaman geçmişle ilgili” diyor.
KENDİNİZİ SEVMİYORSANIZ HASTALANIRSINIZ
Işınsu’ya göre, kendinizi onaylamamış, sevmemiş, korkular içinde yaşayan, ifade edememiş, yansıtamamış biriyseniz hastalık olarak bu tıkanmış enerji size geri döner. Geçmişi bırakabilmelisiniz, bırakamıyorsanız bu size olumsuz yansır ki toplumdaki çoğu kişinin asıl sorunu da budur.
Işınsu, Feniks Kitap’tan çıkan ‘OL’ der ve OLUR’ isimli kitabında, 200’den fazla hastalığa neden olan zihinsel nedenleri ve iyileşmemizi sağlayacak düşünce modellerini açıklıyor:
HASTALIK ÖNCE ENERJİNİZDE ORTAYA ÇIKAR
“Tüm sağlık sorunlarının düşünsel, geçmişle ilgili ve duygusal hatta bazen karmasal sebepleri var.
Hastalık zamanında gelişmiş bir olumsuz enerjinin, bir çöküşün, duygusal darbenin sizin yaşamınızda kendini gösterdiği son halidir. Kaynağı ve oluşması eskiye dayanır. İnsan çok karmaşık, detaylı, çok bilinmeyenli, hatta gücünü küçümseyen bir bilgi-enerji-ruh birleşimidir. Fiziki beden, bilinçaltı denen “bilincimiz dışında” kalan alanın yanında çok küçük bir kısımdır. Bir hastalığın geride bırakılması için, onun “asıl” ortaya çıkma sebebi incelenmelidir. Hastalık önce fiziksel olarak ortaya çıkmaz, “enerjinizde” ortaya çıkar, enerji bedenle yaratılır… Spiritüel şifacılar da o nedenle enerji bedenle çalışır. Evrende her şey titreşim halinde, bedeniniz de öyle. Kişi kendi gücünü küçümsediği ve bazen de katlanmayı, kaybetmeyi seçtiği için hastalanır. Oysa ki birçok kişi kendi kendisinin şifacısı olarak zaman içinde iyileşebilir, yol alır. Ruhunuza yaptığınız haksızlıklar en sonunda fiziksel bedeninizde de izler taşır.
Herkesin yükünü taşıyan gereksiz fedakar bir anne kambur olur, kıtlık korkusu olan bir adam yediklerini depolar obez olur, kendini beğenmeyen bir kız gün gelir gerçekten de akne dolu bir cilt yaratır kendine…
İnsan bilinçaltı ve düşünce gücü ile enerjileri doğru da kullanmazsa hastalanır. Bloke olan yaşamsal enerji kişiyi hasta eder, yaşamsal enerji akamaz ise bu sizi tıkar. Bedeninizin titreşimini dengeleyebilmeniz gerekir. Buradaki ana husus, aslında hastalığın değil kişinin ve o kök sorunun iyileştiriliyor olmasıdır. Konu ile ilgili enerjisel doğru tespitin yapılması gerekir.
AİLEDEN GEÇEN ENERJİ MİRASI, KÖTÜ SOY GEÇMİŞİ
Bir sağlık sorunu deneyimliyorsanız, önce bunun ilk nedenini bulmanız gerekir. Aileden geçen enerji mirası, kötü soy geçmişi, karma borçları, geçmiş uğursuzluklar bu alanda da bazen kendini gösterir. Dünyada iki enerji var; sevgi ve karşıtı korku. Korku bazlı sevgi olmayan enerjiler bizi hasta ediyor. Belki binlerce yıl sonra Dünya’da hastalık olmayacak; insan enerjisini daha çok kullanacak, beyninin sırlarını da çözmüş olacak ve böylece dönüşümü de hızlı olacak. Savaşlar bittiği gün Dünya’da hastalıklar da ya olmayacak ya da hızla iyileşecek. Enerji alanları yolu ile nesilden nesile kodlar, kaygılar, olumsuz karma, negatif enerji mirası geçiş yapar. Bazen bir kadın kanserle ölür, onun hikayesini tekrar tekrar dinleyen torunu da aynı yola sürüklenir. Dedesi felçli olduğu için bundan korkan çocuk yetişkinlik çağında aynı sorunu deneyimleyebilir. Enerji kodları ve sırları keşfedilmeli bu anlamda, genetik kodlar önemli ama bazen kader bilgisi daha önemli..
SÜREKLİ OLUMSUZ DÜŞÜNMEK...
Bazen kader veya karakter özellikleri (değişmez etkiler) aynı kaldığı sürece hastalık veya olumsuz enerji aşılamaz. Sürekli olumsuz düşünmek, kötü kadere kayıtsız şartsız inanmak, hastalıktan korkmayı asla bırakamamak gibi durumlarda şifa yapılsa da enerji geriye sarabilir. Bu dönüşüm yolculuğunda, hayat ve enerji tümden değişmeli. Kişi inanç sistemini gözden geçirmeli. Bu tarz uygulamalarda bazen uzaktan bile etki olur. Birçok şifacı zaman-mekan sınırı dışında uzaktan da etkili oluyor; inanmak, sonuca bağımlı olmamak, konsantre olmak, doğru imgeleme yapmak, doğru kayırlara ulaşmak, vizyonu alabilmek, şüphesiz olabilmek yardımcı olacaktır. Karmik enerji alanında size dair tüm gerekli bilgiler aslında eksiksiz mevcut. Kader, karakter sağlık durumunuz üzerinde etkilidir, dolayısıyla da geçmişiniz… Bazen talihsizliklerin kökü anne karnındaki zamana, bazen de daha eskisine dayanır. Önce kökten bir değişime açık olmak şarttır, şifacı ile danışan arasında mutlaka güven olmalı ve doğru enerji alışverişi. Öte yandan, bu alandaki araştırmalarda “suçluluk” duygusu ve çokça suçlanmış olmak da hastalıklar üzerinde etkili.
HASTALIK SİZİN İÇİN SON UYARIDIR
Geçmiş için üzülmek yanlıştır, değersizlik yaşayan kişi bunu yapar. Enerjiyi asla değişmeyecek konular üzerinde tutmayın. Geçmiş sadece gereken yaşam derslerini verdi ve gitti. Geçmiş için sürekli üzülmek hasta edicidir. Anda kalın, gelecek için üzüntü duymak ve peşin kaygı taşımak da son derece enerji çalan bir yanlıştır. Hastalığı önce kabul etmek gerekir, yüzleşmek… Sonra da kesin bir değişim kararı verebilmeyi gerektirir süreç. Hastalık zaten bir alarmdır; artık bir şeyler değişmeli diyen bir enerjidir size. Hastalık yapmış olduğunuz yanlışlar için size son uyarıdır.
EN ETKİLİ ŞİFA YOLU DUADIR
Hastalık da ruhtaki bir sıkıntıyı ortaya koymak için belirir. Tıbbi olarak ilerlenecek yolda, kişinin kendi başına gerçekleştireceği en etkili şifa yolu duadır. Dua her şeyin mümkün olduğuna olacağına inanmaktır, sınırsız çareleri olan Allah’tan istemektir. Zaten sizi iyileştirecek olan doktoru da vesile kılan Allah. Dua zaman mekan ve tüm sınırların dışına çıkmaktır, tüm isteklerin özgür olduğu yer ve enerjidir. Dünya’daki tüm sınırların üzerine çıkarız dua anında; hissederek ve gerçekten kalple dua edin.
HASTALIKLAR VE RUHSAL NEDENLERİ
Grip: Karamsar düşünme ve inançlarda sorun yaşama. Korku. Olumsuza inanmak.
Kanser: Derin acılar ve çöküşler. Uzun süre sır taşımak. Nefreti içinde tutmak.
Migren – baş ağrıları: Kalma, durma, ileri gidememe… Kusursuz olma isteği, fazla kontrol, kendi üzerinde aşırı baskı yaratma. Bastırılmış öfke. Hayatın akışına güvenmeme.
İktidarsızlık: Cinsel baskı, beğenilmeme korkusu, gerginlik, suçluluk duyma. Topluma güvenmeme. Önceki partnere duyulan bastırılmış öfke. Anne-baba korkusu.
AIDS ve zührevi hastalıklar: Kendini yetersiz bulmak. Kendini umutsuz hissetme. Güvenmemek. Kendinden vazgeçme, kendini onaylamama. Cinsel suçluluk duygusundan kopamama. Cezalandırılma ihtiyacı duyma. Cinsel yaşamın pis veya günah olduğuna inanma. Birisine karşı cinsel suç işlemiş olma. Suçluluk.
Alzheimer: Hayatı terk etme kararı. Hayatı olduğu gibi kabul edememek, sona geldiğini düşünmek. Çocukluğun dünyasına geri dönme eğilimi. Aşırı ilgi talep etmek. İntikam isteği ve güncel olanı reddetme.
Aşırı kilo - şişmanlık: Korkma. İncinme, aşağılanma, korunma ihtiyacı duyma. Duygulardan kaçış. Güvensizlik, kendini reddetme. Arayış. Korunma isteği. Aşırı duygusallık. Korku ve korunma ihtiyacı, gizli öfke ve affedememe. Dış dünyayı güvenli bulmama.
Bağımlıklar – tiryakilikler : Kendinden ve yaşamdan kaçmak. Korku. Kendini sevmemek.
Bağırsak sorunları : Geçmişi bırakamama… Eski ve ihtiyaç duyulmayan şeyi atmaktan korkmak.
Hemoroid – Makat: Geçmişe duyulan öfke ve sevilmediğine inanma. Bırakmaktan ve kurtulmaktan korkma. Kendini değişime açık görememe, gereksizi biriktirme. Geçmişte kalma; duyulan kızgınlık. Geçmişin sorumluluğunu alamama.
Baş ağrısı – migren: İstenmeyene katlanma. Korku. Kendini eleştirme, sevmeme.
Bellek yitimi – unutkanlık: Korku ile yaşama. Hayattan kaçma eğilimi. Yaşamına sahip çıkamama.
Beyaz akıntı, kadın hastalıkları, dölyolu iltihabı: Kadınların güçsüz veya korunmaya muhtaç olduklarına inanma. Bir sevgiliye, eşe karşı öfke duyma, kin veya intikam duygusu, cinsel gücünü reddetme.
Depresyon: Başaramayacağına inanma, hak etmeme duygusu. Umutsuzluk.
Diş rahatsızlıkları: Uzun süren kararsızlık ve bekleme. Kararlar verememe, yetersizlik.
Diyabet (Şeker) hastalığı : Geçmişte kalma, pişmanlık duymak. Hayatı kontrol altına alamama. Hayatı sevmeme. Şefkate büyük ihtiyaç duyma. Derin keder ve darbeler. Geçmişte kalma, kayıplar.
Doymama - iştah: Kendinden nefret etmek, utanma, kendini onaylamama, bastırılmış nefret.
Epilepsi – Sara: Acı çekme eğilimi. Hayatı reddetme. Büyük zorluk. Kendine yönelik sevgisizlik. Aşağılanma duygusu. Hayatı ve yeniliği reddetme. Büyük acılar. Kendine karşı zararlı olabilme.
Frijit – cinsel soğukluk: Korku. Hazzı sevmeme, seçmeme, günah sayma. Cinselliğin kötü olduğuna inanmak.
İdrar yolu enfeksiyonu: Karşı cinse veya sevgiliye duyulan öfke. Başkalarını
Suçlamak. Bastırılmış ilişkisel öfke, içe atmak..
Kalp krizi: Haz duygusunu kaybetme, sevgisizlik, parayı fazla önemseme, mevki için kendini hırpalama.
Nefes kokması: Kızgınlık, öfke, söylenmemiş sözler ve intikam dolu olmak, içe atmak. Yanlış ifadeler, pis dedikoduculuk, çirkin düşünme ve insanları söz ile kırmak...
Romatizma: Kurban rolünü seçmek. Hep haksızlığa uğradığını zannetmek. Sevgi yoksunluğu, yanlış iletişim. Kendini ikinci plana atmak. Acı ile beslenme. İçerleme ve içe atma.
Selülit: Yanlışa ve geçmişe takılı kalmak. Unutamamak. İlerlemeyi güvenli bulmama. Kendi yolunu bulamama. Biriken öfke ve suçluluk.
Adetle ilgili rahatsızlıklar: Kadınlığını reddetme. Cinselliği sevememe… Suçluluk, korku hissetme. Üreme organlarının günahkar yada kirli olduklarına inanma, geçmişteki cinsel olumsuz deneyimler.
Adet görememe: Kadın olmayı istememe. Kendini kabul edememe, gelişimden korkma. Kendinden hoşlanmama