GÜNAHIMI ALMA!
Geceler ?çılgın?dı? Geceler ?zıpkın?dı? Al alabildiğini, seç seçebildiğini? İstanbul-Antalya arasında gördüklerim, yaşadıklarım beni hayrete düşürdü. Ünlü manken Tuğba Özay, "kimin yatı" ile Göcek?te aşk sefasına çıkmıştı... Ünlü soyete işletmecisi Celal Çapa?nın Chocolate yanındaki kadın kimdi... Antalya geceleri, hem "rezil" hem vezir!
Tuğba Özay şu sıralarda çok ama çok gizli bir ilişki yaşıyor. Ama, aşk yaşadığı kişi çok önemli bir şahsiyet olduğu için, yakalanmamaya özen gösteriyor. Dahası kulağıma gelenlere bakılırsa, ?hiçbir gazetecinin? ?yakalansa? bile adı geçen kişiyi haber yapmaya niyeti yokmuş?
Tuğba Özay, Türkiye?nin önde gelen şahsiyetlerinden biri olan kişinin özel yatı ile Göcek?e tatile çıkmış.
CELAL ÇAPA?NIN YANINDAKİ GÜZEL KADIN KİM?
Chocolate?e uğradım? Herkes, Bodrum, Antalya ve Çeşme?deyken ?İstanbul gecelerinde neler oluyor? diye?
Çantam kolumda, oldukça şık bir halde Cafe?den içeri girdim. Girmemle şaşkınlığa uğramam bir oldu.
Herkes buradaymış meğer? Bir tarafta, dizilerin bıçkın ve yakışıklı oyuncusu Kerem Alışık? Yanında erkek arkadaşı var tabi?
Bayanlı erkekli kalabalık bir grup. Kerem, akıllı çocuk. Yaş tahtaya basmaz. Masada bayanlar var ama, kim kiminle yakıştırmasını yapmak için ya haksızlık yapmam ya da kahin olmam gerekiyordu.
Etrafta gazeteci olmadığından emin oldukları için de oldukça rahattı Kerem Alışık ve grubu?
Malum, yaz? Rejimi bozmamak için Akdeniz mutfağından hafif şeyler ısmarladım, ?buyurun hanım efendi!? diyen şef garsona? Deniz mahsulleri salatamı beklerken, etrafa iyice göz gezdirmeye çalıştım Chocolate?ı, rahat ve sakince?
Nasıl olsa kimse tanımıyor ya!
Sayfamdaki şu fotografımı da çıkarsam mı acaba!
Aman, kim kiminle? Herkes biliyor, konuşuyor, görüyor.
Ama ?yazan? yok?
Neyse?
Gördüklerim karşısında, önce yutkundum!
Yanlış göremez miydim diyerek?.
Chocolate, karşımda duran kişi, ünlü sosyete işletmecisi Celal Çapa?nın ta kendisiydi?
Yanında 25-28 yaşlarında kumral, güzel mi güzel bir bayan.
?İş görüşmesidir? diyerek, şeytanca düşünmemek için daha iyimser olmaya başladım.
Ama, saatler gece yarısını çoktan geçmişti?
Yuvarlanan içki kadehlerinin ardından da samimiyetin dozu da artmaya başlamıştı?
İster istemez, ?Celal Çapa?nın yanındaki bu genç ve güzel kadın kim?? demeye başladım.
Gece 01.30 olduğunda Celal Bey ve bu özel misafiri hala, hararetli hararetli konuşmasını sürdürmekteydiler?
Geceler ?çılgın?dı? Geceler ?zıpkın?dı?
Al alabildiğini, seç seçebildiğini?
Celal Bey?i ?gizemli? arkadaşıyla baş başa bırakarak Chocolate?dan ayrıldım?
Hani, ?in? olan, ?out? olan ilişkiler gibi, popülerliğini sürdüren ve yitiren mekanları dolaşmaya başladım?
LARA BEACH VE ANTALYA GECELERİ?
Bir hafta sonu Antalya gezisi iyi olur diyerek, yakın dostum Malen Başarıel?in davetine icabet ettim. M&B Reklam ve Tanıtım Hizmetleri?nin organize ettiği Lara Beach?in açılışına katıldım. Çok sayıda gazeteci ve televizyoncu arkadaşımla Lara Beach?in açılışına katıldık? Gökhan Tepe, Gizem Özdilli, Tuğba Özay, Aysu Baceoğlu ve Vatan Şaşmaz ile birlikte? Antalyalılar şanslıydı? Çok güzel bir tesise kavuşmuşlar bir kere. Yok yok Lara Beach?te?
Üstüne, ünlü mankenlerin katıldığı etkinlikler, Beach Volley eklenince Lara Beach daha da renklendi?
Akşama açılış nedeniyle yapılan M.F.Ö konseri ise, kelimenin tam anlamıyla doyumsuzdu?
Bir an, bir dakika bile durmadıklarına şahit oldum Malen ve ekibinin?
Sevgili Aslı, ekipteki herkes, güzel tesisin açılışında olanca güçleriyle çalıştılar? Yaşadıklarımız karşısında ayaklarımız yerden kesilmişti. Helal olsun Malen?e? Erkek gibi kadın. O kadar insanı, dünyanın yatırımı yapılarak açılan Lara Beach?.
Aynı gece Beach Park?ta Buz Bar?a gittim? Merakımdan?
Ardından, Antalya geceleri ne alemde diyerek Ally Disko?da aldım soluğu?
O manzara Allahım!
İnsanlar üst üste? Erkekler ise hayretler içinde kaldım çoğunlukta?
Yalnız bir bayan dans ederken görünmez (pardon görünen) bir çemberin içinde kalabiliyorsunuz!
Buralar beni açmaz diyererek, soluğu kaldığımız Dedeman Otel?de aldım?
Ertesi sabah, İstanbul?da yapılacak o kadar iş vardı ki?
Antalya?da ekip olarak bir iki gece kaldık? Ama yoruldum mu diye sordum kendime.
İstanbul?da gezilecek, gidilecek o kadar yer ve mekan var ki!
Bu arada az kalsın unutuyordum:
Size gerçekten ne kadar teşekkür etsem az?
Yazılarıma gösterdiğiniz yoğun ilgi ve alaka için?
Sizler, bu sadakati gösterdikçe, ben de cesurca, çarpıtmadan güzellikleri ve gördüklerimi yazmaya devam edeceğim.
Kıskananlar çatlasın!
Nerde kalmıştım?
Uzun mu oldu? Sıkıldınız mı bilmem.
Ben bilgisayarın başına geçince hızımı alamıyorum?
Antalya dönüşünden birkaç gün sonra Kadıköy yakasında, Bostancı?da hizmete giren Sporium?a gittim?
Halkla ilişkiler Müdürü, Aynur Saygılı?nın davetini kırmayarak Sporium?a gittim?
Mekan, tam bir spor merkezi. Kocaman da bir havuzu var. Gündüz spor etkinliklerinden sonra yararlanmaları için?
Sporium?un ağustos ayında büyük bir tenis turnuvasına hazırlandığını söyledi Aynur Hanım?
Hepsi bu kadar mı derken, ?akşama misafirimiz olur musun? diyen sevimli halkla ilişkiler müdiresi?
Havuz başında (gerektiğinde kapalı mekana da taşınacak) müzikli eğlenceler yapılıyor Sporium?da?
Önce Erkan Tokmak yönetimindeki bir fasıl? Ardından, kulağınızın pasının silineceği şarkılı-türkülü geceler?
Fatih Erkoç ve Banu Alkan?ı gördüm Sporium?da?
Banu Alkan oldukça kilolu gördüm. Bu ne hal Afrodit!
İnşallah ışıklar beni yanıltmıştır?
Gecenin ilerleyen saatlerinde Alişan, Çağla Şikel ve Müjdat Gezen?i Sporium?a geleceğini fısıldadılar kulağıma?
Dışarıda bir yağmur, kızılca kıyamet..
Şöyle usul usul yağsaydı ya!
Aşka davet eder cinsten?
Doluya tutulmamak için erkenden ayrıldım Sporium?dan?
Yine, yaşadıklarımı, gözlemlerimi sizlere aktarmak dileğiyle?
Şimdilik, ama şimdilik?
Yüzünüzde Gül?ler açan, Gül?ücükler eksik olmasın?
Kalın sağlıcakla?
BONSUAR MADAME!
İstanbul-Çeşme seferini yapsam mı diye düşünürken, son günlerde moda olan, herkesin yazdığı, çizdiği ?şu ünlü? Fransız Sokağı?na uğramayı tercih ettim?
Burada her gün hayat değişiyor muydu? Kaçırdıklarım var mıydı, uğramadığım, dahası ilk kez gittiğim Fransız Sokağı?nda?
Fransız Sokağı?na şöyle ?şıkır şıkır? giyinip gitmek mi lazım!
Yok, önce keşfimi yapayım diyerek, soluğu Beyoğlu?ndaki Fransız Sokağı?nda aldım?
İstiklal Caddesi?nden (Galatasaray Lisesi yanından) aşağı inerken, kendimi kör bir kuyuda zannettim. Zifiri karanlık? Gelen araçların farları olmasa? Yandık ki yandık?
Sahi, İstanbul?u Fransız Sokağı ile renklendirenler, 200 metrelik yola bir çözüm bulamıyorlar mı?
Ya, karşısına bir ?tinerci? çıkarsa?
Gelen kalabağın ve de gidenlerin arasına karışarak Fransız Sokağı?na girdim?
Oldukça, büyüleyici bir havası var?
Şık olmayalım derken, topuklu ayakkabı ile abartmışız?
Dik sokaktan aşağı inerken, yaptığım hatayı anladım?
Orta sıradaki demirlere tutunarak (aman ne iyi olmuş!), Fransız Sokağı?nı süze süze aşağı inmeye başladım?
Sokağa gitmek için de o gün bir bahanem vardı? Acar magazinci kardeşimiz Hakan Özbek?in Le Chevalier?in açılışı vardı o gece?
Hakan o gece iyi bir işletmeci, şirin yeni cafe barının da ?şövalyesi?di. Davetlileri, sevenleri çok olunca, sokağın yarısına yayılmıştı Le Chevalier?in müdavimleri?
Gelene merhaba? Gidene güle güle demek üzerime farz oldu?
?Bonsuar Mademe?, demek, bu sokağa müdavim olacakların ağzındaki kelime olacak?
Fransız Sokağa, küçük ve şirin bir yer. Beyoğlu?nda alternatif, değişik bir eğlence yeri?
Yep yeni küçük küçük mekanlara yayılmış işletmeler hizmete girmenin hummalı telaşında?
Cemil İpekçi?nin ve ünlü bazı kişilerin de Fransız Sokağı?nda işletmeler açmaya hazırlandığını duydum..
Anlaşılan daha sık sık gidip geleceğim Fransız Sokağına?
Bir de ?genzi yakan? boya kokuları olmasa! Dedim içimden. Ama, güzelleşen farklı bu mekanın hazırlık aşamasında böyle bir şeyler olabileceğini düşünerek Le Chevalier?den ayrılmaya çalıştım.
Yokuş, dik, topuklar sivri?
Aşağı mı yürüsem, tutunarak mı çıksam geldiğim gibi?
Fransız Şarabı?ndan aldığım güçle sokağı bir kez daha gözlemlemek için dikine dikine çıkmaya başladım?
Aracı olanlara bir tavsiye? İlk Yardım Hastanesi arkasından sağa döndüğünüzde, aracınızı otoparka bırakabilirsiniz?
Benim gibi, acemiliğe düşmemek için?
Bir daha ki sefere, en güzel tuvaletlerimi giyip, Fransız Sokağı?nda, hoş melodiler eşliğinde şarabımı yudumlayacağım?
Keyifle?
?Parole? Parole? Parole?
Bonsuare Monsieur! Bonsuare Mademe!...
Fransız Sokağına hoşgeldiniz!