YÜREĞİM YANIYOR... VE BODRUM İKİ KEZ, YANDI, KAVRULDU...
Sizlere "Merhaba" demenin hazırlıkları sürdürürken aldığım bir haber, "yüreğimi yaktı" adeta... Bodrum?un üzerinde bu yaz dolaşan "Karabulutlar" bir kez daha tekrarlandı... Sezonun kötü gidişi nedeniyle içi "yanan" girişimciler, "Yangın"la bir kez daha ağladı...
Merhaba sevgili magazinci.com okurları...
Sizlere bu satırları yazmaya hazırlanıyordum...
Bodrum?da, Gölköy?den...
Sabahın ilk ışıklarının "neden geç kaldığını" anlamakta zorluk çektim...
"Kara Haber tez ulaşır" derler ya!
Yangın bulutlarının üzerimize üzerimize geldiğini görünce, "İnşallah tahmin ettiğimi gibi olmamıştır" demeden, telefonum çaldı...
Bodrum aylardır "içim içim yanıyor"du, sezonun kötü gidişi nedeniyle...
Bu kez açık açık bir yangın felaketiyle karşı karşıya kalmıştı...
Konakcık?ta başlayan yangın, devasa alevlerle "Beyaz Bodrum"u, karabulutlarıyla sarmıştı...
Herkeste bir telaş, bir panik...
Barlar sokağında, yani kilometrelerce ötelede bile, insanların üzerine "ateş kıvılcımları" sıçramaktaydı...
Tüyler ürpertici bir manzaraydı bu...
İtfaiye yetkilileri, herkes seferber olmuş...
Bodrum?u devasa alevlerle yutmaya hazırlanan yangını söndürmek için...
Alevler akşam saatlerinde ancak kontrol altına alınabildi...
Oysa, sizlere Bodrum?da yaşamı, Bodrum?da dedikoduları ve Bodrum?da aşkları anlatacaktım...
Yangın sönmüştü sönmesine ama, yürekteki yangınlar nasıl sönecekti!
Milyonlarca Dolar yatırım yapan, girişimciler, esnaf aylardır kan ağlamaktaydı Bodrum?da...
Bir de üstüne üstlük, nerden, nasıl kimlerin çıkardığı belli olmayan bu yangın...
Güzelim Bodrum?un üzerinde dolaşan "hayali karabulutlar"ın yerini, gerçeği almıştı...
Esnaf, Bodrum?da hayat bulmaya çalışan herkes bir kez daha yıkılmıştı...
Yaşam, bütün güçlüklerine rağmen devam ediyordu ya...
Sizler için ASO?dan yola çıkarak, Bodrum?un altını üstüne getirmeye çalıştım...
Çalışacağımda...
Tarafsız, gördüğümü, beğendiğimi ve duyduğumu aktararak bu köşede "Bodrum?dan insan manzaraları"nı, kalemin döndüğünce anlatacağım...
ASO, dedimde... İbrahim Tatlıses?in açtığı ve sevgilisi Asena?ya "ithaf ettiği", şirin bir o kadar da olağanüstü mekandan başlamak istiyorum...
800 kişilik ASO, kapıdan tuvaletine kadar olağanüstü bir zerafet içinde tasarlanmış. Bodrum?un en güzel mekanı diyebilirim ASO için...
Bunu, İbrahim Tatlıses?in titizliği, günün neredeyse 24 saatini burada soluyan Asena?nın takipçiliğine bağlayabilirim...
Her salı, İbrahim Tatlıses-Asena müzik ve dans ziyafeti var... Diğer günlerde de, sahnelerin başarılı solisti Fatih Ürek, şakırdıyor Bodrum?da Aso?da...
İlgi, alaka, ayırım gözetmeksizin yapılıyor ASO?da... Daha kapıdan girerken bunu hissettiriyorlar insana...
Üç saat kulağımın pası siliniyor adeta... Ne de olsa İbrahim Tatlıses, yorumu, farkı ortaya çıkıyor...
Niçin bırakıp gitmiş ki kadınlar "tek tek" ibrahim Bey?i...
Etrafında, fıkır fıkır dönenler, kadınlar, bırakıp gidenler mi? Yeni yeni gelenler mi?
Masa?da şarkıyı dinlerken bunları söyleyenlerin "yalancısıyım"!
Ortakent?den çıkmaya hazırlanırken Clup Ashk?taki melodiler devet ediyor beni!
Sahnede Nilgül var...
Ama ben size Ashk?ı, Bodrum?da Ashk?ı bir dahaki yazımda anlatayım isterseniz...
Şimdi, biraz popüler mekanlara, barlara takılmam lazım...
Eskiden Cüba Bar?ın önünden geçmek, girmek imkansız gibiydi. N?oldu bu güzelim mekana Allah aşkına... Kimler, neden bu duruma getirdi...
Hemen 50 metre ötesinde açılan Gatto Fink mi, etkiledi diye düşünürken, tanıdık bir ismin içeriye "Gatto Fink"e girdiğini görüyorum...
Belli ki, bir kaçamak söz konusu... Fink atacak gibi...
Işıklarda loş, içerisi bir hayli hareketli... Ama, Heredot?u, o çok bilmişi tanımamak benim için hiç de zor değil...
Hasan Kaçan, Gatto Fink?e bir sarışın genç kızla giriyor... Hemen de kalabalığa karışıyor...
Gözümüzden kaçacakmış sanki!
Mert Özmen?in işletmeciğilin yaptığı Gatto Fink, bu yazın en popüler mekanı Bodrum?da... Bir de çıkan kavgayla ilgili dedikodular dolaşmasa... Neymiş, "Bar bu yüzden kapanacak mış?"
Hadi canım sende, nerde kavga çıkmıyor ki!
İnsanlar başarıyı yakalayınca, hemen de karalamalar başlıyor...
Başarmak kolaymış gibi...
Gençler, alt alta, üst üste dansediyor Gatto Fink?te...
Herkes halinden memnun...
Ayrılıp, bir başka mekanın havasını daha soluyayım diye düşünürken, Arto giriveriyor içeriye...
Yanında kız filan yok. Olsa şaşırırdım ya!
Göz göze gelecekmiş gibi oluyoruz... Cin gibi adam şu Arto. Yazacaklarımı bilmeden, beynimi okuyor sanki...
Bir kaç kelam da bize dokundurur ya!
Şöhret, oluruz belki Arto sayesinde...
Bodrum, birk kaç mekan, bir kaç şarkıdan ibaret değil elbet... Yüzlerce, binlerce mekan var...
Her yerin havası ayrı ayrı...
Ama, bu işin "iyisi" olanlar var... Canınız, bir Bodrum gecesini, sabaha kavuşturmuşsa, iyi bir kahvaltıda yapmak ister... Sütte, şahane bir Bodrum kahvaltısı için aradığınız yer...
Fiyatlarının pahalılığı, Sütte müdavimlerinin başlıca şikayeti...
Beyler, işletmeciler kulaklarını açsın... Bu havayı bozmamaları gerekiyor...
Sütten ağzı yananın, yine Sütte?ye gidelim diyebilsin diye, benden söylemesi...
Restorant deyince, Marina Yelken Klüp?ü es geçmek olmaz... Burada her şey farklı. Mutfakta, hizmet kalitesi de kendini gösteriyor Marina Yelken Klüp?te...
Marina?da akşam yemeğimi keyifle seçerken, Stelyo Pipis?in bir gece önce, Polo 13?te, "yüksek hesap" yüzünden, garsonlarla kavga ettiğini öğrendiğimde kulaklarıma inanamadım...
Stelyo?da hesap pusulasına bakarmışmış, acep!
Mehmet Ali Erbil, sevgilisi Tuğba ile Bodrum?dan İspanya?nın yolunu tutunca, olabiliyormuş demek ki!
Bakmayın siz sakin durduğuna, Stelyo biraz asabidir, bilirim...
Beach?ler moda oldu ya, İzzet Çapa ile Fevzi Kalkavan, Bodrum?da Salopet?i hizmete açtı. İşler, sezon kötüye gidince, İzzet?te, Salopet?te nasibini aldı bu işten...
Yazık, ne umutlarla açmışlardı sezonu, biliyordum...
Okumaktan sıkılmadığınızı bilsem, daha neler anlatacağım Bodrum?a dair, Bodrum?da yaşananlara dair. Ama, tadında gerek...
Sizlerle ilk buluşmanın, çok şey biriktirmenin heyecanından olsa gerek...
Kalemimin hızını kesemedim...
Her hafta, fırsat bulursam belki de her gün sizlere Bodrum?un havasını solutacağım...
Havası kaçsa da bu yaz, Bodrum yine Bodrum...
Yüzünüzden gülücükler, hafızanızdan Gül hiç çıkmasın...
Belki bir gün bir yerde, siz içkinizi yudumlayıp dedikodularla ortalığı çekiştirirken yanınızda olacağım...