SAÇ DEDEKTİFİNİZ KİMDİR? BENİ DAHA YAKINDAN TANIMAK İSTEYENLER İÇİN YAZIYORUM
Biliyor musunuz, hep yazmak istemişimdir, ama bir türlü vakit bulamıyorum... Hem ben yazar değilim ki, kim okumak ister ki yazılarımı derdim kendime... Fakat sonrasında şunu öğrendim ki, daha doğrusu gördüm ki... Duygularımı dolu dolu yüklediğim yazılarımı ne kadar da çok insan okuyormuş meğerse...
Ben sevmediğim hiçbir işi yapmadım bugüne kadar, yapamadım daha doğrusu ve hep kalbimi verdim, ruhumu verdim, kendimi verdim. Çünkü sadece bu şekilde mutlu olabildiğimi fark ettim. Ve bugün bu yazılarımı yazarken, sizler için yazıyorum ve biliyor musunuz? O kadar çok mutluyum ki... Çünkü ben insanları çok seviyorum, iletişimde olmayı, onlarla hep meşgul olmayı ve insanlara yardım etmek o kadar muhteşem bir duygu ki, kelimelerle anlatmak zordur. Benim yazılarımı okuduğunuz ve beni takip ettiğiniz için teşekkür etmek istedim size ve birazcık daha farklı yönlerimden beni tanımanız için bu yazıyı yazıyorum.
Saç Dedektifiniz kimdir? Hazır mısınız? Başlıyorum!
Rapunzel markasının hem genel müdürü ve şirket ortağı zamanında bir keresinde bana biri bir şey dedi, o günü dün gibi hatırlıyorum… Rapunzel markasının üretimini yapıyordum o zamanlarda ve yoğun bir şekilde ihracat yapıyordum. Bana şunu söyledi: Markana âşık olamazsın, olmamalısın. Ticaret bu şekilde yürüyemez… Ben de dedim ki: aşık değilim, o benim tutkum… O benim her şeyim, ben ona bir ticaret olarak bakmıyorum ki. Çünkü inanılmaz dostlarım oldu dünya çapında bu ihracat işlerini yaparken, düşünebilir misiniz? 28 ülkeye ihracat yapıyordum ve her müşterim benim arkadaşım hatta dostum olmuştu.
Saç işi bir tutkudur, bir iş veya bir ticaret değildir…
İşte saç dedektifiniz böyledir. İnsanlığa değer verir, iyiliklere güvenir ve iyi insanların bu dünyada daha çok olduğuna inanır, sadece kötü insanlar daha iyi organize olmuştur…. Eminim ki iyilik ve insanlık her daim kazanır ve güçlü olur. Bizim sadece birbirimizi daha iyi desteklememiz lazım. Ben gücümün yettiği kadar yapmaya çalışıyorum. Çünkü sizin iyi olmanızı istiyorum ve en ufacık bir dokunuşum olabiliyorsa hayatlarınıza, emin olun çok ama çok mutlu oluyorum… Çünkü ben bu hayata bir ticaret olarak bakmıyorum. Ben bu hayata bir şeyleri katmaya geldiğimi ve insanlara fayda sağlamak üzere doğduğumu düşünmeyi tercih ediyorum.
En ufak yaşlarımdan beri aslında böyleyim. 4 yaşımdan beri piyano çalıyorum, 6 yaşımdan beri ise yan flüt. Amerikan kolejinde okurken aynı zamanda konservatuarda okuyordum. Bir yandan yoğun kolej eğitimleri alırken, aynı zamanda Mozart, Vivaldi, Çaykovskilerle uğraşıyordum. Hatta bazen de şunu diyordum bu Mozart ve Bach yememiş içmemiş beni zorlamak için yazdıklarını düşünüyordum, şaheser parçalarını çalmak… Çok zor bir hayatım vardı, çünkü inanılmaz vakit ve disiplin gerektiren eğitimlerdi bunlar. Ama çok çalıştım ve sonradan fark ettim ki ben aslında müzikle uğraşırken müthiş derecede hafızamı geliştirmişim çünkü notaları okumak, konçerto çalabilmek inanılmaz bir hafıza ve antrenman gerektiriyordu. Bu gelişmiş hafızamla notaların okumak bir nevi kod okumaya benziyor, fark ettim ki başka yabancı dillere merakım artmaya başladı, tıpkı kod okumak gibi. Bu şekilde eğitimime devam etmeye karar verdim, yabancı diller benim hayatımın yeni bir parçası olacaktı.
Konservatuardan mezun olmakla beraber aynı zamanda dil bilgisini okuduğum üniversitesinden mezun oldum. Ve düşündüğümden daha çok yatkınlığım varmış meğerse lisanlara bugün bu yazıyı yazarken aslında neredeyse “polyglot” seviyesinde yazıyorum, çünkü o kadar çok lisan öğrendim ki, bütün bunlar bana inanılmaz bir mutluluk ve fayda kattı.
“Bir lisan bin insan” diye bir söz vardır. Emin olun, ben o lafının hakkını ve faydasını gerçekten görüyorum. Çünkü lisanlarım hayatım boyunca bana o kadar büyük bir fayda sağladı ki halen sağlamaya da devam ediyor. Ben dünya vatandaşı oldum ve çalıştığım firmalar ile o kadar büyük bir sinerjinin içindeyim ki, iyi ki diyorum iyi ki…
Saç işine nasıl mı girişti saç dedektifiniz dersiniz?
Aslında hep vardı saç tutkusu hayatımda. Daha önce yazdıklarımdan belki okumuşsunuz, ben uzun saçlı bir kız çocuktum ama saçlarımın yönetimi ve kararları konularında ne yazık ki özgür bir çocuk değildim. İstediğim zaman kestiremiyorum saçlarımı ve tek bir saç modelim vardı – uzun bir örgü… Ben hep hayal ederdim, isterdim ki saçlarım kısa olsun, uzun olsun, fark etmeksizin, bir şekilde saçlarımın yönetimi bana ait olsun isterdim ve özgürlüğüme kavuşunca ilk yaptığım şey saçlarımı kestirmek oldu ama saç hikayem daha yeni başlıyormuş o zaman meğerse…
Üniversite dönemlerimde turizm sektöründe çalışıyordum, sanıyorum ki insanlara olan koşulsuz sevgim bu sektörden bulaştı bana sonrasında saç sektörüne girdim ve çocukken peruk markası olarak bildiğim ve kullandığım Revlon firması bir gün distribütör olduğum bir marka oldu. İşte o yıllarda Rapunzel markası kuruluyordu ve halen saklarım biliyor musunuz? Logo çiziminin ilk örneğinin çizildiği o peçeteyi…Rapunzel markası ile beraber o kadar çok anılarım oldu ki, Türkiye’deki bütün kuaförlere kaynak saçın tedarikini yapmaya başlamıştık ilk önce ama sonrasında kendi üretimimizi başladık ve dünya çapında 28 ülkeye ihracat yapmaya başladık. Kim düşünebilirdi ki bir gün distribütör olduğum bir firmaya ihracat yapıp kendi ürettiğim ürünlerin satışını yapmaya başlayacağımı? Çok onur ve gurur verici bir şey bu, anlatılması zor gerçekten. Ama kendin markan ve üretim yapmış olduğun ürünlerini Almanya’da, Fransa’da, Amerika’da, Belçika'da, Avustralya’da görmek, insanların senin ürettiğin ürünleri kullandığını görmek… Paha biçilemez bir mutluluk!
Saç hikayem hep devam etti, sevgili dostlarım. Öncelikle Amerika’da başladı beni saç ile ilgili aldığım eğitimlerim hem saç yapısı ve saç sağlığı hem de hair replacement, yani protez saç uygulama, üretim ve tasarım konusunda… Avrupa'da özellikle İtalya'da birçok eğitimler aldım ve saç dökülme konusunda önde gelen ve en güncel teknolojileri hep takip ettim ve bugün sizler için uyguluyorum. Biliyor musunuz, eskiden hep biz giderdik yenilikleri takip etmek için, fuarlara, kongrelere vs.… Şimdi ise bizi davet ediyorlar, konuşmacı olarak toplantılara. Geçen sene mesela İtalya’da, dünya distribütörler toplantısında Cesare Ragazzi firmasının başkanı benden konuşmacı olmamı rica etti. CNC XT kaynak sisteminin mucidi olduğum için, bütün distribütörlere sunum yapmamı istedi. Düşünebilir misiniz? Onlar üretimini yapıyorlar, uygulamayı ise ben tasarlıyorum! Çok onur verici bir şey…
Büyük bir keyifle size ortağımdan bahsetmek istiyorum. Gökhan Örmen… O benim için harika bir örnek oldu ve kendisi sadece ortağım değil, 20 yıllık bir arkadaşım, dostumdur. Ondan bahsederken hep büyük bir gururla bahsediyorum ve onu benden dinlemenizi istedim bugün. Türkiye'yi 30 yıl önce protez saç uygulaması ile tanıştıran bir kişi, ilk protez saç ve saç ekimini birlikte uygulamaya başlatan biri ve daha çok fazla şey… Gökhan saç sektöründe duayen bir isimdir. Sadece Türkiye'de de değil. Dünya çapında bilinen ve saygı duyulan birisi. Ben bugün ondan bahsederken aslında onun ne kadar ileri görüşlü, araştırmacı ve yaratıcı bir insan olduğunu size anlatmak istiyorum. Hiçbir zaman durmuyor, hep yeni bir şeyler katıyor işlere, hayatlarımıza. Bizim ortaklığımız aslında müthiş bir dengede ilerliyor bu yüzden sanırım, ikimiz de inanılmaz çalışkan ve gelişime açık insanlarız. Hep sizler için yenilikleri getiriyoruz, takip ediyoruz. Aslında biliyor musunuz, saç sektörüne olan sevgimi ve tutkumu ben Gökhan’dan aldım. Çünkü o hiçbir zaman işine iş olarak bakmadı, ben ise ona hep hayran olurdum, bir insan ne kadar mutlu olabilir ki işini yaparken… ve bugün aynı kelimeleri ben de yazıyorum sizin için. Gerçekten sevdiğin işini yaptığın zaman, işin değil, o senin hobin oluyor.
İşte böyle, sevgili dostlarım. Ben Saç Dedektifi olarak sizin için buradayım. Sizin saçlarınız için çalışıyorum. Sizden ricam saçlarınız varken onları kaybetmeyin…kaybettikten sonra geri dönüşü çok daha zordur çünkü… Ve isterim ki bana danışın, saçlarınıza bir şeyler yaptırmadan önce. Çünkü şu an bile o kadar telefonların kilitlenmiş vaziyette ki, insanlar ne yazık ki saçlarını kaybettikten sonra çaresizce bana başvuruyor, ama geç olabiliyor… Ne olursunuz, saçlarınız varken onlara sahip çıkmayı öğrenelim. Ben bunun için buradayım!
Sizi seviyorum.
Saç Dedektifiniz…