TRİKOTİLOMANİ VEYA SAÇ KOPARMA HASTALIĞI İLE NASIL SAVAŞILIR?
Bu insanları biz pek görmeyiz, yaşadıkları sıkıntıları da duymayız. Hep saklanırlar, gizlerler bu derin yaraları. Acı şeyler yaşadığı için kendine zarar verdiğini kim anlatmak ister ki? Nasıl bir yara ki bu, insanlar durmadan saçlarını koparır, kopardıkça daha da çok haz alır hale geliyorlar hatta kafada neredeyse saç kalmayacak kadar uğraşıyorlar saçları ile...
Sonrasında ise pişmanlık geliyor….
“Ben neden bunu yaptım? Yine yaptım… Aslında söz vermiştim kendime, yapmayacağım diye ama nafile…”
Hep böyle olur bu işler. İnsanlar yaşadıkları travmalardan veya bulundukları aşırı stresten dolayı inanılmaz bir dürtü ile kendi saçlarını koparmaya başlıyor. Kimisi kollarındaki kılları koparıyor (bu tarz olaylar daha çok erkeklerde görülür), çoğu kişide kafasındaki saçları tutup acımasızca çekip koparıyor.
Bu hastalığın adı Trikotilomani veya halk arasında “saç koparma hastalığı”. Peki bunun tedavisi var mı? Birçok müşterim var bu rahatsızlık ile savaşan. Çok kez onların hikayelerini dinledim. Yalan söyleyemeyeceğim, çoğu kişinin anlattığı bu hikayeleri dinlerken benim bile saçlarım dibinden oynadı, nasıl o kadar korkunç şeyler yaşadı insanlar! Tecavüzlerden aile içinde şiddete kadar... Çocukken yaşamış oldukları korku bazen uzun yıllar sonra trikotilomani gibi bir lanet olarak insanları takip ediyor. Bazı kişilerde de ani kayıplardan dolayı daha ileri yaşlarda başlıyor. Yani genel konuşmak zor ama bütün bu olayların ortak noktası var ki – insanlar acı çekiyor.
Dış görünüm bizler için ne kadar çok önemli değil mi? Saçlarımız, kıyafetlerimiz, makyajımız, aksesuarlarımız ve daha birçok sayamadığım detaya ne kadar düşkünüz değil mi? Ama trikotilomani hastası saçlarını hep saklamak zorunda, perukların ve bandanaların arkasında. Saklayamadığı zamanlarda, kendini saklıyor, insanlardan uzak yerlere, evlere kapanıyor. Ne yazık ki bu durum kısır döngü gibi, insan daha da mutsuz oldukça dış görünümünden dolayı, saçları ile daha da çok uğraşmaya başlıyor. Kopardıkça koparıyor, kafada açılmalar başlıyor, bu açılmalara rağmen durduramıyor kendini insan. Ve yakınlarına yalanlar uydurur, ben artık yapmıyorum, bu bir yanık, ben bir şey yapmadım der. Masum gibi olayların içinden sıyrılmaya çalışır… O kadar çok zor ki bütün bunlar, yazarken bile gözlerim doluyor…
Tedavisi var mı dersiniz?
Bu bir psikiyatristik rahatsızlık olarak görülüyor tıpta ve tabi doktorlar bir takım ilaçlarla bu dürtüleri sakinleştirmeyi, bu alışkanlığı unutturmaya yönelik çalışmaları yapıyor. Bazı insanlarda başarılı olup bazı insanlarda ne yazık ki olamıyorlar. Bu yüzden kişiden kişiye fark var ne yazık ki. Büyük ihtimalle dürtüyü tetikleyen yaranın derinliğine ve bu rahatsızlığının geçmiş süresine bağlıdır tedavi başarısı. Yani, ne kadar eski bir vaka ise herhalde o kadar zordur tedavisi. Ama sonuçta doktorlar bu konuda eminim ki ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar.
Ben geçenlerde bir akım başlattım, #saçkoparmayakarşısavaşcılar diye. İstiyorum ki insanlar yazsın ve tecrübelerini birbirleri ile paylaşsın. Çünkü bazıları kendi kendine yenebiliyor bu rahatsızlığını, çeşitli metotları geliştirerek, ve bu metotları birbiriyle paylaştıkları zaman belki de daha da çok yardım edebilirler. Bu insanlar için başkalarına açılmak çok zor geliyor ama aynı sorunu yaşayanlarla daha rahat konuşabilirler. İşte ben de bir gün bu iki kişi arasında kaldım, biri bana çaresizlikten bahsederken, diğeri bana bu olayını ne kadar iyi bir şekilde başardığını anlatıyordu. İşte o gün anladım, benim bu insanlar arasında bir köprü olmam lazım. Çünkü umut var, sadece daha da çok savaşmaları gerekiyor!
Ben Instagram sayfamda periyodik olarak bana yazılan mesajları yayınlıyorum, hem sorun yaşayanların yazdıklarını, hem de (ve umarım ki bu hastalığını yenmiş olanların başarı hikayelerini daha çok yayınlama şansım olur) başarı ile çözüme ulaşmış olanları. Bunları tabi ki isimsiz yapıyorum, çünkü insanların canları zaten yanıyor, isimsiz kalmaları çok daha huzur verici olacak….
Peki ya ben, saç dedektifi olarak tavsiye edebileceğim bir metot yok mu?
Öncellikle çocuklarınızı iyice takip edin, bazen çok ufak yaşlarda başlayabiliyor. Geçer deyip durmayın, çocuğunuz saçlarını koparıyorsa, kısacık kazıtmayı deneyebilirsiniz, daha ufak olduğu için unutma şansı çok yüksek ve büyüyünce bu dürtü kalmayabilir.
Daha olgun insanlar için, medikal saçları kullanmayı tercih edebilirsiniz. Birçok müşterim var, bu yöntemi kullanan. Medikal saç uygulaması yapıldığında kişi kendi saçlarına ulaşamıyor ve dolayısıyla koparamıyor. Medikal saçları koparsa bile haz alamadığı için ( en önemli kısmı saçı koparırken kişinin yaşadığı tatmin duygusu), o saçlar ile uğraşmıyor. Haliyle zamanla bu rahatsızlık daha pasif bir hale geliyor. Saçlarını koparmadığı için de saçları geri uzamaya başlıyor…
Yakınlarınızda böyle kişiler var ise bunun önemsiz bir şey olduğunu sakın düşünmeyin. Onlara benim @sacdedektifi instagram sayfamı gönderin. Bir şekilde iletişim başlasın. Bu insanlar mutlu olmayı hak ediyor, bu “Mania” içinde hapis olmayı değil…