ALPER KUL "ASKERDE PSİKOLOJİM BOZULDU, SESLER DUYMAYA BAŞLADIM"
Cine5 ekranlarının beğeniyle takip edilen programı İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme?nin dün akşam yayınlanan bölümüne ekranların sevilen oyuncusu Alper Kul konuk oldu.
“Korku filmlerini izleyemem”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de kendisiyle ilgili bilinmeyenleri samimiyetle paylaşan Alper Kul korku filmi seyredemiyormuş. “Ben korku filmi izleyemem, benim bir ara at hevesim oldu, binicilik hocalığı yapıyordum. Bora diye bir atım vardı, öldü dediler. “Halka” diye film vardı gittim, atların intiharı çıktı ben gerildim epey korktum ara oldu çıktım. Çıktığımda sıfır sıfırlı numara aradı beni gerildim, otele gittim battaniye kapattım telefonun üzerine. Korku filmi seyredemem. Biz Kemal Sunal filmleri izlerdik annem yeni yıl programını videoya çekerdi” günlerde filan izlerdi.” diyerek paylaştı.
“Çok dayak yerdim”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de çocukluk günlerini anlatan Alper Kul o günlerde çok dayak yemiş. “Ortaokulda çok dayak yiyordum, eziktim. Fatih’te oturuyorduk Fındıkzade Orta Okuluna gidiyorduk. Ezik bir çocuktum, bond çantam vardı her gün okulun önünde duran bir arkadaş bende döner tekme denerdi. Dayak yemenin de avantajı dayak arsızı oluyorsun. Allah ne verdiyse yiyip oturuyorsun. Ufak, celimsizdim kız arkadaşım da yoktu lise sona kadar. Yerim dayağımı otururum, hatta bir gün burnumu kırdılar. Bu da şöyle oldu o taksi şoförü arkadaşı “tebrik ediyorum” böyle güzel dayak yemedim. Yolda kapışılır ya sağa çekilir, o seni iter, sen onu itersin, sonra mahalleli ayırır kimse kimseyi görmez.Zincirlikuyu mezarlığının orada giderken taksiciyle kapıştık, ben kırdım, o kırdı üstüme çek sağa dedim. İndim, o da indi. Kısa boylu tıknaz, yere yakın abi. Bekliyorum o beni itecek, ben onu iteceğim diye küt diye kafa attı, çekti gitti. Ben dayak yedim, deşarj olamadım, o yoluna gitti. O arkadaş her kimse sevgiyle anıyoruz.” diyerek anlattı.
“Şenol Güneş benim kahramanım”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de koyu bir Trabzonspor taraftarı olduğunu anlatan Alper Kul için Şenol Güneş’in yeri ayrı. “Kahramanlarımdan biri Şenol Güneş. Şenol Hoca ile akrabalık bağımızda var, benim gerçekten kahramanım, rol model aldığım adam gibi adamdır.” dedi.
“Futbol öğrenince sette daha iyi davrandılar”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de önceleri futbol konusunda pek bilgisi olmadığını anlatan Alper Kul, sette bunun avantajlarını görünce futbol konusunda kendisini eğitmiş.
“Benim çok fazla futbol bilgim yoktu aslında, Kınalı Kar zamanında çalıştım bunun üzerinde. Prodüksiyondaki çocuklar, ışık ve set grubu çok iyi futbol biliyordu. Bir baktım futbol bilen oyunculara da set ekibi çok iyi davranıyor, yemeklerini getiriyorlar, erken bitiriyorlar, ışıkçı ayrı ışık yapıyor. Benim futbol bilgim az diye kimse benimle muhabbete girmiyor. Ben bunu kırarım dedim, futbol dergisi aldım “Santraforun Rüyası diye kitap okudum. Oturdum maçları inceledim bir ay çalıştım bir ay sonra Fener Galatasaray maçında sessizliği bekledim “ofsayttan gol attılar” dedim bir baktım, beni kucakladılar. Yemeğim geldi, set erken bitti. Çok büyük avantajları vardır futbol bilmenin toplumun en altından en üstüne konuşursun.” diyerek anlattı.
“Babam beni otobüsçü yapmak istedi”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de hayatıyla ilgili bilinmeyenlerini samimiyetle anlatan Alper Kul’un babası onun oyuncu olmasını hiç istememiş. “Babam otobüs firmasında yöneticilik yapıyordu. Yazları otogardaydım sürekli. Oyuncu olmamı istediğimi sınavlara gireceğimi söylediğimde babam beni Karadeniz Bölge Müdürü yapmak istedi, Karadeniz Devlet Tiyatrosu’nda birilerini buldum, gizli gizli çalıştım. Savaş Dinçel Müjdat Gezen’de hocaydı, onun öğrencisi oldum. Kazandım, üç dört hafta söylemedim, gizli gizli gittim geldim. ine Karadeniz’e yollamak istediler, yok gitmem dedim. Ertesi sene de otobüs şirketi kuracağım diye beni Ukrayna’ya götürdü, orada da bir Tiyatro Enstitüsü buldum, iyi de bir okuldu. Sonra da Amerika’da Indiana Üniversitesi’ne gidip eğitim aldım.” diyerek anlattı.
“Askerde psikolojim bozuldu, sesler duymaya başladım”
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de askerlik günlerini de anlatan Alper Kul o günlerde ciddi bir travma yaşamış deliliğin eşiğine gelmiş.Aslında Amasya’da askerliğe başladım sonra Ankara’ya yolladılar, çok rahattım. Babam aradı torpil yaptım, sabah seni alacaklar İstanbul’a geleceksin dedi. Ertesi sabah geldiler bir açtım Bitlis Tatvan. Telefon açtım babama Bitlis’e gidiyorum diye.Ben Bitlis’e düşünce annem Ankara’ya mektup yazmaya devam ediyor. Babam annem bu durumu kaldıramaz diye Bitlis’i silip Ankara yazıyordu. Beni Koruma Tim komutanı yaptılar. Herkesi dağıtıyorlar, mesleğini soruyorlar, “oyuncuyum” dedim. “Koruma Tim Komutanlığı yapabilir misin?” dediler. Cevap veremedim. “Bunu yazın” dedi. Millet iki kilometre koşuyor bizi 4 kilometre koşturuyorlar, bayılıyorum kantine götürüyorlar. Bereliler dövmeli abiler bunlar sana emanet dediler. Komutanım ben kendimi koruyamam dedim. “Yap askerliğini git” dedi. 12 askerim vardı. “Arkadaşlar lütfen” diye söze başlardım.Tatvan’a ilk defa gidiyorum enteresan geldi. Sonra tepelere yolladılar, psikolojim bozuldu, sesler duymaya başladım. Delirdim bildiğin. Hizan Yolalan köyü, bir tepedeyim gidiyoruz oniki adam yanlarındayım. İlk babamın sesini duydum “Alper” diye şaşırdım, dönüp baktım. Biraz daha gittim. Barış Başar en arkadaşımın sesini duydum. Delilerin niye güldüklerini de anladım. Çünkü sürekli kendi iç seslerini duyuyorlar. Savaş Bey’in eşi Sumru Dinçel’i aramıştım karakola gidince “gelince hallederiz, sakin ol” dedi. Geldiğimde iki ay tavanlara bakıyordum.” diyerek anlattı.
“Askerlik yerine kamu hizmeti daha faydalı olur”
İpek Tuzcuoğlu’nun bedelli askerlikle ilgili düşüncelerini sorması üzerine Alper Kul “Askerlik kaldırılsın. Paralı askerlik saçma bir durum ama çıkmasına sevindim, bir sürü arkadaşım yararlanıyor. Askerlik profesyonelce yapılması gereken, profesyonellerin yapması gereken bir iş. Benden çok yararlandıklarını zannetmiyorum. Mesela benden Koruma Tim komutanı olmaz. Kamu hizmeti olabilir. 3 ay olur, 6 ay olur ben herhangi bir devlet dairesinde daha faydalı işler yapabilirim. Ne yapabilirim, mesela Hakkari de iki yıl tiyatro yapsaydım köylerde, daha verimli olabilirdi. Yer süpürebilirdim, paspas yapabilirdim, tuvalet temizlerdim, bir hastanede çay demleseydim evrak düzenleseydim daha avantajlı olabilirdi. Benim yaptığım askerliğimin orduya faydası olduğunu zannetmiyorum. Askerlik profesyonellerin yapması gereken bir iş. Parası olmayıp da gidemeyen arkadaşlarda hırslanıyorlar. Türkiye’de zenginle fakirin eşit olduğu tek yer askeriye kalmıştı. Zengin çocuğuyla fakir çocuğunun eşit statüde altlı üstlü ranzada yattığı en son yer askeriyeydi. Bu gibi durumlar eşitliği bozacak durumlar. Parası olanda yapmasın olmayanda yapmasın. Bence bu işi profesyoneller yapmalı, geri kalanlarında kamu hizmeti yapması gerekiyor bence.” diyerek cevap verdi.
“Oğlumun isminin anlamı “iyi temiz insan”
İpek Tuzcuoğlu ile Yüzleşme’de oğlu Arel ve eşinden de bahseden Alper Kul “Allah herkese umarım huzurlu yarısını versin.Hayatta herkes yarım doğuyor, birbirini kırmayacak paylaşacak diğer yarı olursa iyi oluyor. Baba oldum. Bir yaşında oğlum, ismini Arel koyduk “iyi temiz insan” demek ailemden gördüğüm eğitimle net temiz dürüst bir insan olmaya çalıştım. İyi bir insan yetiştirmek ve iyi bir insan olmaya çalışmak tek motivasyonum. Nazara inanırım. İster nazar, ister kötü enerjiye karşı şükretmek gerek. Bana şükretmek iyi geliyor. Önce sağlık için, neler neler görüyor insan, ne insanlar var şükür iyidir.” diyerek paylaştı.