Amine Gülşe, Miss Turkey birincisi. Geçtiğimiz günlerde ülkemizi Miss World’de temsil etmeye gitti ilk 25’e giremedi ama o orada ülkemizi temsil ediyor olmaktan dolayı çok mutlu döndü. Çünkü gurbetçi bir ailenin kızı olarak Türkiye’ye aşık. Öyle ki dövmesinde “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazıyor. Gülşe İsveç’te doğmuş ve büyümüş. Babası  Iraklı. Ailesine, örf ve adetlerine çok bağlı olduğunu ve onun için aile kavramının çok önemli olduğunun altını çiziyor. Annesi ise idolü. Deyim yerindeyse zaten o bir ana kuzusu. Çok sıradışı bir güzelliği var. Herkesin dönüp iki kere uzun uzun bakacağı bir güzellik… Yeşil gözler, esmer ten, dolgun dudaklar ve iddialı bir fizik... Bir çok oyunculuk teklifi almasına rağmen kararını ‘Sevda Kafesi’ adlı dizide kıldı. Dizi başladıktan sonra Amine, bir süre hiçbir yerde röportajıyla yer almayacak. Bizim kapak kızımız oldu ve işte bu bakmaya doyamadığımız harika kareler Cengiz Dikbaş’ın objektifinden çıktı. Gülşe’nin bilinmeyen dünyasına keyifli bir yolculuk yapıyoruz

İlk olarak yeni projenizden bahsedelim. Hangi dizide ne rolde göreceğiz sizi?

Show Tv’de yayınlanacak olan Sevda Kafesi  adlı dizide Nur adıyla Adana’dan İstanbul’a gelen ve İstanbul’da aşka tutulan bir genç kızı oynayacağım.

Siz de güzellik yarışması sonrası oyunculuğa başlayıp dizi sektörüne girenlerdensiniz. Nasıl görüyorsunuz bu alanda kendinizi?

Evet çok doğru. Miss Turkey’de birinciliği kazandıktan sonra bir sürü teklif aldım ama ilk başta oyunculuk dersleri almak istedim. Sonuçta daha önce böyle bir tecrübem yoktu bu da benim için yeni bir tecrübe olacak. Çok çalışmam lazım ama hırslıyım, hedeflerim çok yüksek. İleri baktığımda çok güzel şeylerin beni beklediğine inanıyorum.

Türkiye’nin yeni güzellik kraliçesini yakından tanıyalım istiyoruz.

Babanız Iraklı, siz İsveç’de doğdunuz. Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Bu yaşıma kadar çok güzel bir hayat yaşadım. Bunu da tabii ki de güzel aileme borçluyum. Yurt dışında büyümeme rağmen kültürümüzü, aile terbiyesini, hep saygılı davranmayı eksiksiz öğrendim sayelerinde. İsveç’te akrabamız yoktu o yüzden aile olarak birbirimize çok düşkün bir aileyiz. Her zaman birbirimize destek olduk. Birbirimizin seçtiği yolu saygıyla, anlayışla karşılarız. Ben de ileride bir yuva kurduğumda böyle güzel bir aile tablosu diliyorum kendime.

“Kamptaki her kız gibi ben de birinciliği istiyordum; kim istemez ki bu gururu yaşamak…”

Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz? Diğer finalistleri görünce ne düşündünüz; dereceye gireceğinize inanıyor muydunuz?

Yarışmaya katılmak aslında hiç aklımda olan bir şey değildi. Annemle televizyon izlerken Miss Turkey reklamı çıktı ve ben şaka yaparak katılacağımı söyledim. Annemin de “tabii ki katıl” demesiyle başvuru formunu doldurdum.  Sonrada olan oldu; top 20’ye seçildim ve birinci olarak açıklandım. Her şeyde bir hayır vardır diye düşünüyorum. Bu da benim kısmetimdi demek ki. Diğer yarışmacılar da birbirinden güzel, yetenekli, akıllı kızlardı. Onlarla birlikte bir ay geçirmek benim için çok güzel aynı zamanda harika bir tecrübe oldu. Kamptaki her kız gibi bende birinciliği istiyordum; kim istemez ki bu gururu yaşamak…

Liseyi İsveç’te International High School Of The Gothenburg Region’da okudunuz. “Üniversiteye gitmeyi düşünüyorum. Ama hangi bölümü seçeceğime henüz karar veremedim” diyorsunuz bir röportajınızda. Çocukluk hayalinizin de hosteslik olduğunu biliyoruz. Eğitiminizle ilgili bir karar verebildiniz mi? 

Liseyi İsveç’te IHGR´da bitirdim. Mezun olduktan sonra çocukluk hayalimi hostes olmayı düşündüm ama sonra vazgeçtim. Çünkü aileme çok düşkün bir kızım ve hosteslik mesleğinin beni ailemden biraz da olsa uzaklaştırmasından korktum. İleride üniversitede okumak istediğim bölüm de psikoloji.

Amine adını size kim koydu? Dikkat çeken bir isminiz var.

Amine ismimi babam koymuş. Babanemin ismi, aynı zamanda Peygamberimizin annesinin ismi.

“Vücudumda ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ dövmem  var. Bu dövmeyi taşımaktan çok mutlu ve gururluyum ve hep de bu sözü söylerim: ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’”

Vücudunuzda dövme var. Bir özelliği var mı? Başka dövme yaptırmayı düşünüyor musunuz?

Evet. Benim için çok büyük bir anlam taşıyan “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazılı bir dövmem var. İlk başta dövme fikrine annem “hayır” demişti ama yapmak istediğim dövmeyi öğrendikten sonra kabul etti. Bu dövmeyi taşımaktan çok mutlu ve gururluyum, hep de bu sözu söylerim, “Ne Mutlu Türküm Diyene!”

Ne kadar güzel… Peki sizin gibi güzel bir kızın kalbini kazanmak zor mudur?

Bilmem, belki de…

Aşka inanıyor musunuz? Şu an bir ilişkiniz var mı?

İnanıyorum tabii ki, aşk çok güzel bir duygu... Bana sorarsanız şu an aşkımı paylaşabileceğim kimse yok hayatımda.

Kendinizin ve güzelliğinizin farkına ne zaman varmaya başladınız? Güzelliğiniz kız arkadaşlarınızla ilişkilerinizi nasıl etkiliyor? Sizi kıskanmıyorlar mı?

Çocukluğuma dönüp baktığımda çok şeker bir çocukmuşum; o yüzden küçüklüğümden beri güzel olduğumu söylerlerdi bana. Daha gençken ya da daha küçükken kıskançlık vardı herhalde ama liseye geçtikten sonra hiç öyle bir durumla karşılaşmadım.

“Amine olarak tanınmak isterim; Adriana’ya benzeyen kız olarak değil”

Sizin için yarışmada birinci seçildiğiniz günden beri “Adriana Lima ve Irina Shayk’in karışımı.”diyorlar. Siz bu benzetmelerden rahatsız oluyor musunuz? Ne hissediyorsunuz?

Hiç rahatsız değilim sonuçta ikisi de dünya çapında tanınan ve sektörde yükselmiş iki isim. Ama tabii ki Amine olarak tanınmak isterim, Adriana’ya benzeyen kız olarak değil. Sonuç olarak hepimiz farklıyız öyle değil mi?

Kesinlikle. Peki, güzelliği nasıl tanımlıyorsunuz?

Bence güzellik sadece dış görünüşten ibaret değil asıl güzellik içindedir bir insanın.

Avrupa kültürü almış bir genç kız olarak Türkiye’de mi yoksa yurt dışında mı bir hayat kurmak istiyorsunuz?

Şu an Türkiye’deyim bence sorunun cevabı açık ve net.

Evlilik yapmak, çocuk sahibi olmak gibi hayalleriniz var mı?

Tabii ki de var. Doğru insan karşıma çıktığında böyle bir şey düşünebilirim.

Formunuzu nasıl koruyorsunuz? Spor yapıyor musunuz?

Düzenli beslenerek, bolca su içerek ve tabii ki de spor yaparak formumu korumaya çalışıyorum.

Özel ilgi alanlarınız, hobileriniz neler?

Dil öğrenmeye ve fotoğraf çekmeye bayılıyorum.

Saç ve vücut bakımınıza özen gösterir misiniz?

Kozmetik ve bakım ürünleriyle aranızı nasıl?

Evet gösteririm. Çünkü ne yazık ki saçlarım çok yıpranıyor o yüzden özen gösterip bakım yapıyorum. Kozmetik derseniz günlük hayatımda çok kullanmayı sevmiyorum doğal olmak bence en güzeli ama tabii ki de bir yerlere gideceksem hafif bir makyaj yaparım.

Genç kızlara bir tavsiyeniz olacak mı? Yaşadığınız tecrübeleri yaşamalarını tavsiye eder misiniz?

Her genç kıza tavsiye ediyorum çünkü bu harika bir anı; aynı zamanda hayatınızın en büyük tecrübesini yaşıyorsunuz. Ama bence bir genç kız ilk başta eğitimini bitirmeli ondan sonra böyle bir adım atmalı. Çünkü çok yoğun bir hayat seni bekler bundan sonra…

Modayla aranız nasıl? Alışveriş yapmayı her kadın gibi seviyor musunuz?

Kim sevmez alışveriş yapmayı… Her kız/kadın gibi ben de bayılırım alışverişe. Modayı takip etmeye çalışıyorum ama ben kendime yakıştırdığım her şeyi giyerim.

İsveç erkekleri mi Türk erkekleri mi daha kibar, sıcak ve nazik?

Çok açık ve net, tabii ki de Türk erkeği.

Bu iki ülke erkekleri arasında sevdiğiniz veya sevmediğiniz huylar davranışlar nelerdir?

O kadar tecrübeli değilim.

Sizin nasıl hırslarınız ve beklentileriniz var?

Şu an en büyük hırsım dizi sektöründe iyi bir oyuncu olabilmek, bunun için de çok çalışıyorum.

Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz oyuncular kimler?

Dünya da Angelina Jolie,  Türkiye de Tuba Büyüküstün.

Türk müzisyenler arasında en çok kimi dinliyorsunuz?

Sıla.

Tarkan ve Kenan Doğulu sizce bir star mı?

Tabii ki de…

“Hayatımda şu şöyle olmasaydı daha iyi olurdu.” dediğiniz bir anınız oldu mu?

Yok. Benim hayatımda yaşadığım her şey başka bir güzel.

İlişkilerde yaş sınırınız var mı? Kendinizden yaşça büyük biriyle flört eder misiniz?

Aşk bu bilemezsin...

Gencecik kızların babası yaşında erkeklerle flört etmesine veya evlenmesine nasıl bakıyorsunuz?

Bence çok yanlış, söyleyecek kelime bulamıyorum üzülüyorum böyle şeyler olmamalı.

Kendinizde en çok nerenizi beğeniyorsunuz?

Ağzımı. Komik gelebilir ama sebebi de şu; bir gülümseme ya da tebessüm karşındaki insanı o kadar mutlu edebilir ki bu yüzden ağzımı diyorum.

En keyif alarak yaptığınız şey nedir?

Şarkı söylemek.

Sizi en çok ne kızdırıyor?

Haksızlık.

“Benim için Miss World’de Türkiye’yi temsil etmek bu hayatta bana verilen en büyük onur”

121 yarışmacının katıldığı Miss World’de Türkiye’yi temsil ettiniz. Yarışma sonrası çok içten bir şekilde Facebook hesabınızdan, “Bu uzun yolculukta beni hiç yalnız bırakmadınız. Bütün destekleriniz ve güzel yorumlarınız için çok ama çok teşekkürler. Top 25’e kalamadım ya da birinci olamadım ama elimden gelen her şeyi yaptım, olmadı. Ama güzel bir yolculuktu. İyi ki varsınız. Tekrar teşekkürler” yazdınız. Orada neler hissettiğinizi öğrenebilir miyiz?

Benim için Miss World’de Türkiye’yi temsil etmek bu hayatta bana verilen en büyük onur. Orada diğer yarışmacı kızlara Türkiye’yi anlatırken aldığım tepkiler ve hepsinin Türkiye’ye mutlaka gelmek istediklerini söylediklerinde harika bir duygu hissetim. Bence bunları duymak benim orada Türkiye’yi doğru temsil ettiğimi hissettirdi bana. Tüm kamp boyunca güzel yorumlarıyla beni destekleyen ve hep mutlu eden bütün takipçilerime o an teşekkür etmek istedim. Çünkü onların desteği benim için çok önemliydi ve onlardan güç aldım her zaman… Bu yüzden canlı yayın biter bitmez onlara bir mesaj göndermek istedim ve yine  söylüyorum iyi ki varsınız, sağolun. “Anneme ne kadar teşekkür etsem az… İyi ki varsın annem, neşe kaynağım, her şeyim, seni seviyorum.”

Son zamanlarda sizi en çok mutlu eden şey nedir?

Son zamanlar demiyelim ona her zaman beni mutlu eden annem. Beni mutlu eden şey annemin hep benim yanımda olması ve beni bu süreçte hiç yalnız bırakmamış olması. O yüzden anneme ne kadar teşekkür etsem az… İyi ki varsın annem, neşe kaynağım, her şeyim, seni seviyorum.

Futbola ilginiz var mı, hangi takımı tutuyorsunuz?

Futbol seyretmeyi severim.

Tuttuğum takım da Galatasaray.

“Teşekkür ediyorum  bu yolda benimle olan herkese…”

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bundan 6 ay önce Miss Turkeye basvurduğumda, bugün yasadığıma benzer hiçbir şeyi düşünmemiştim… Bu yolculukta çok değerli insanlarla tanıştım ve bir çoğu bana destek oldu, sponsor oldu. Onları onere etmek istiyorum bu röportajda. Her şeyden önce Miss Turkey diyorum, yok böyle bir yarışma. Miss World’den daha kaliteli bence. Miss Turkey seçildikten sonra, en başta ajansım BlackSwanCasting’e yani Can Sandıkçıoğlu’na, Yasin Soy ve ekibine ilk teşekkür… En estetik ve saglıklı gülümsemem için Dr. Galip Gürel’e, muhteşem kıyafetlerim için, ustadımız Yıldırım Mayruk’a, çok sevdiğim, canım Raşit Bağzıbağlı’ya, Nihan Peker’e ve Burcu Bekrek’e minnettarım. Beni fit tutan AcıbademSports’a, bana bu şansı sağlayan Doğuş Medya Grubu’na, Unilever ve Elidor’a ve burada adını sayamadığım bir sürü insana çok ama çok teşekkür ediyorum.