ASUMAN?LA MUTLU MESUT YAŞIYORUZ
Son dönemin göze çarpan komedyenlerinden biri olmasına rağmen Asuman Krause ile yaşadığı aşk, zaman zaman bu kariyeri gölgede bırakıyor. Son olarak Krause?nin onu program çekimleri için gittiği Arjantin?de bir yönetmenle aldattığı söylentisi yayıldı, dikkatler bir kez daha üzerine çevrildi. Ama Önder Açıkbaş söylentilere inat gayet keyifli: ?Asuman?la gayet mutluyuz...?
İşlerden başlayalım... Zor mudur Yılmaz Erdoğan, Peker Açıkalın ve Müjde Ar'la çalışmak?
- Yılmaz Erdoğan beni BKM'ye çağırdığında, "Zor adamın yanına gidiyorsun" demişlerdi. Ama ben onun hiçbir zorluğunu görmedim. Benim her zaman ağabeyim, arkadaşım oldu. BKM benim için çok verimli bir süreçti. Peker Açıkalın'la iki film yaptık, onda da hiçbir sıkıntı yaşamadım. Aksine Peker Ağabey benim kahrımı çekmiştir. Şimdi Müjde Ar'la program yapıyorum, yine hiçbir sıkıntı yok. Sanırım ben yapabileceğim işleri seçiyorum. Belki de şekerliyim de kimsenin sıkıntılı halini görmüyorumdur.
Sen arıza mısın?
- Öyle bir havam var ama değilim. Bu meslek anne-babama destek olabilmemi, kazandığımı ailemle paylaşabilmemi, kendime bir ev alabilmemi sağladı. şimdi gel de arızalı, sette bağırıp çağıran bir adam ol!
BKM MUTFAK'TA VEREM OLACAKTIM
Süründüğün dönemler oldu mu?
- Maddi, manevi oldu tabii.
Şimdi ne değişti?
- Parasal anlamda mı? Hiçbir şey. Dedemin mevlüdünde misafirlere pilavı ben taşıdım yani. Sosyetik barlarda puro içen arkadaşlarımla toplanıp da yelkenli muhabbetleri yapmıyorum, "Ay marinalar da ne kadar zamlandı" diye konuşmuyorum yani!
Bu kime gönderme?
- Kimseye... Genelde muhabbetler öyledir ya! Söylemek istediğim şu: Hayatımda hiçbir değişiklik yok benim.
Arabanı hiç valeye vermezmişsin, niye? Cimrilikten mi?
- Evet, vermiyorum. Sadece alışveriş merkezlerinde veriyorum. Çünkü otopark 5, vale 10 lira. Otoparkta yer bulmak için dolaşırken yaktığım benzine yazık. Vale o bakımdan kârlı geliyor. Burada yine Çorumluluk yapıyorum yani.
Az önce puro dedin de aklıma geldi, BMK Mutfak döneminde bir rahatsızlık geçirmişsin...
- Evet, veremin kıyısından döndüm. BKM Mutfak'ta o zaman sigara yasağı yoktu, herkes sigara içerdi. Hele bazı ağabeyler puro içerdi ki sormayın. 150 metrekare dükkanda herkes sigara içiyordu, bir süre sonra öksürmekten ağzımdan kan gelmeye başladı. Ama sonuçta çok güzel günlerdi. Yılmaz Erdoğan'ın bende çok emeği vardır. Yılmaz Ağabey olmasaydı şu an garanti "sırlar dünyası" türü dizilerde oynuyor olacaktım ya da "Aşk ve Ceza"da arkadan geçen adamdım! Kim tanırdı ki beni...
ESNAF RUHLU VE SALAK BİR ADAMIM
Bir de magazinel Önder var...
- Bunu hiç istemiyorum ki Sema... Çünkü ben magazinel tarafı olabilecek kalibrede, şan şöhret meraklısı biri değilim. Tam tersi esnaf ruhlu, saftirik, salak bir adamım. Asuman Krause ile tanışmamız da bir sünnet düğününde olmuştur.
Ne kadar romantik!
- (Gülüyor) Bir vakfın başkanı, önemli birisinin oğlunun sünnet düğününe davet etti beni. Gittim. Asuman da gelmiş. Kolejli tanışması yaşadık. Defalarca "Merhaba" dememe rağmen hiçbir yanıt alamadım. Sonra bir gün onunla bir yerde karşılaştık ve "Sen çok zalim bir kızsın. Ben sana hep selam veriyorum, sen bana bir kere bile yanıt vermedin" dedim. O da "Biz de her merhaba diyene merhaba demiyoruz arkadaşım" dedi, muhabbetimiz böyle başladı. Ama bu "Fear Factor" yazıları çok fena. Kız para kazansın dedik, gitsin dedik, neler neler yazdılar. Yok Arjantinli yönetmen dediler falan, çok ayıp.
Ama Asuman da geçenlerde "Yalnızım, aşka ayıracak vaktim yok" demiş, ayrıldığınızı söylemiş.
- Yalan, kız böyle bir şey demedi.
Arjantinli yönetmen...
- Bu da yalan.
DELİKANLI ADAM, EV MUHABBETİ YAPAR MI
Önder siz şu an Asuman'la birlikte misiniz, ayrı mısınız?
- Sadece şu kadarını söylemek istiyorum. Bizim Asuman ile hiçbir problemimiz yok. Sürekli Arjantinli sevgili gündemde, çünkü bizi sevmeyen birileri var, ayırmaya çalışıyorlar. Ayıp artık... Annem, babam Asuman'a aşık. Hatta onların samimiyetini zaman zaman kıskanıyorum. Çok seviyorlar birbirlerini. Benim ailem onu çok sevdi. Asuman'ın da tertemiz bir hayatı var. Bir evi, bir arabası var, o kadar. Biz mutlu mesut yaşıyoruz. Tek lüksümüz Çin yemeği.
Peki sen "Bana villa aldırttı, terk etti, şimdi dünya kadar borç ödüyorum" demedin mi?
- Bu da yalan. Delikanlı adam böyle bir laf eder mi ya! Aile terbiyesi görmüş bir çocuk, delikanlı bir çocuk, kız onu terk etmiş olsa bile böyle bir şey söyler mi? Böyle çiğlik yapar mı? Mal, yine benim malım. Ayrıca ben o evin parasını nakit verdim. Kenarda birikmiş bir param vardı, annem eve bayıldı, gittim aldım. Öyle villa falan da değil, basit bir ev işte. Bunun dışında çok da söylenecek bir şey yok. Bizi bize bıraksınlar.
ŞAHAN'I YANACIKLARINDAN ÖPÜYORUM
Şahan Gökbakar Twitter'da senin için "Hayatı Fear Factor" diye bir yazı yazmış. Bir gönderme yapmış daha doğrusu...
- Evet, biliyorum. Ben iyi niyetle böyle bir şey yazdığına inanıyorum. Onu yanacıklarından öpüyorum. şahan'ı çok severim, iyi kalpli adamdır. Dolayısıyla gönlü ferah olsun, hiçbir sıkıntı yok. Her şey yolunda.
DİĞERLERİNDEN DAHA KÜÇÜK ÖLÇEKLİ BİR KOMEDYENİM
Hayaliniz nedir?
- Sinema. Ben sadece sinema yapmak sinema ile sevilmek, var olmak istiyorum. Diziye sadece çok iyi bir iş olursa kabul ederim. Mesela senaryosunu kendim yazacağım bir dizi filmde rol almam söz konusu. Bu çok heyecan verici.
Hikayesi nasıl olacak bu dizinin?
- Çin'e yedek parça bakmaya gidip de orada Doğu felsefesiyle tanışmış bir çocuğun hikayesi. Çok eğlenceli bir şey olacak.
Bütün komikler gibi sen de kendi hikayeni yazıp, kendin oynayacaksın yani...
- Yazma yetim olduğu için bu iki gücü birleştirmek istedim. Gerçi Ata Demirer, Şahan Gökbakar, Cem Yılmaz gibi kendi senaryolarını yazıp oynayan isimlerin yanında ben daha küçük ölçekli bir komedyenim, daha lokal bir duruşum var.
Filminin ya da dizinin tek komiği olmak gibi bir derdin var mı?
- Asla! Öyle bir derdim yok. Son dönemde herkes kendini ön plana çıkarıp yan karakterleri es geçiyor. Bu hastalıklı bir durum ve bence hezimeti getirir.
|