Pop müziğin sevilen isimlerinden Bengü, 17 yaşında İzmir'den İstanbul'a gelen bir kız çocuğunun hikâyesini bu ayki FHM Dergisi'ne anlattı.
■ İzmir'den geldiğinde müzik kariyerine adımını atmadan önce yaşadığın sıkıntılı zamanları paylaşır mısın?
İstanbul'a geldiğimde sıkıntı çekmedim desem yalan olur. İlk hayal kırıklığımı üniversiteye başladığımda yaşadım. Umarım yanlış anlaşılmaz ama İzmir'de okuduğum kolejden sonra Marmara Üniversitesi'nin Bahçelievler Kampusu çok küçük geldi. 17 yaşında bir kızın şehir dışında yaşaması zordu, ama yıkılmadım.
■ Yıkılmadığın belli. Her yıkılan ayağa bu kadar güzel kalkacaksa, yıkılalım gitsin.
Uzun lafın kısası ilk senemi Ataköy'de geçirdim ve yer yer İstanbul burası mıymış diye sorduğum oluyordu kendime. Çünkü kısıtlı bir alanda yaşıyordum.
■ İstanbul'un renkli yaşamını ne zaman keşfettin?
Etiler'e taşındığımda işler değişmeye başladı. Bu sefer de gezmekten okula uğrayamadığım oldu.
■ Bengü'nün anlamı ebedi, ölümsüz demek. Ölümsüz olmak ister miydin? Yani bundan bir 200 sene sonra yine yaz döneminde patlattığın bir şarkıyla hayranlarına seslenmek ister miydin?
Aman Tanrım! Ortalama bir hayatın hepimize yeteceğini düşünüyorum. 200 sene bir hayat yorar. Yeniden geleceğimize inanan biri olduğum için, yeterli bu kadar.
■ Hem çocuk gibisin; saf, duru ve cici bir duruşun var.
Hem de oldukça dişisin, seksisin... Nasıl oluyor bu?

Formülünü bilmiyorum. Ruhumu her haliyle dışarıya yansıtmamdan kaynaklanıyordur.
Geçen bir röportajımı izledim televizyonda. Spordan çıkmışım, kafamda kapüşonlu bir
hırka. Dedim bu ne? Bariz küçük bir erkek çocuğu gibi gözüküyordum.
■ Aslında güzel bir şey ama şikâyetçisin gibi geldi, çocuksu tavırlarından.
Hâlâ insanlar beni yolda çevirip yanaklarımı sıkıyor. Biraz daha olgun, vamp göstermek isterdim. Çocuksu olmak dişiliğime göre daha ağır basıyor herhalde.
■ Kıskanç bir kadın mısın?
İlişki yaşadığım erkek hayatıma yeni girdiğinde rahat olabiliyorum. Ama ne zaman ortak paylaşımlar artıyor, sevgi tavana vuruyor, işte o zaman içimden bir canavar çıkıyor diyebilirim. Kötü bir canavar değil ama Bengü' ye dikkat etmek lazım o zaman.
■ "Herkes tarafından sevilmeliyim" şeklinde bir kaygın var mı?
Sevdiğim insanları kaybetmemek için elimden geleni yaparım. Çok vefalıyımdır. Görüştüğüm arkadaşlarımın çoğu liseden.
■ İlişkiye başladığında o ilişkinin ne kadar sürebileceğini tahmin edebiliyor musun?
Tahmin ediyorum, o yüzden hep uzun sürdü ilişkilerim.
■ Karar verip çivilerini tek tek söktüğün, dikenlerini kestiğin bir dönemin oldu mu? Oldu. Üç sene önce hayatımı bir güzel temizledim.

'HAYIR' DİYEBİLİYORUM
■ Sen de mi "Hayır" diyemeyenlerdensin?
Yok, artık diyorum. Çivileri sökmeye başladığımdan beri diyorum.
En çok neye şaşırırsın?
İnsanlara karşı bu kadar iyi olurken, suiistimal edilmek beni çok şaşırtıyor.
■ Bu işi bıraktın diyelim, hayatının sonuna kadar geçinebileceğin paran var mı?
Neye göre, kime göre şekerim? (Gülüyor) Şimdiki yaşadığım tüm standartlarımı eğer düşürürsem, hayatımın sonuna kadar rahat yaşarım.
■ Albümü yaz dönemine getirme telaşından daha yaratıcı bir fikir geliyor mu aklına?
Gelmez olur mu? Mesela bu sene mart ayında çıkaracağım. Ama mayıs ayı geldi mi insanın içi içine sığmıyor ve bu yüzden daha çok müzik dinleyesi geliyor.
■ "Tam bir şirinlik abidesisin!", "Senin kadar güzel bir kadın görmedim!" hangi iltifatı tercih edersin?
Şirinlik abidesi daha içten bence... Zaten dünyanın en güzel kadını de ben değilim.HT MAGAZİN / JEFFY ANCEL