AYŞE ÇINAR ’’İDOLÜM AJDA PEKKAN YÜZÜNDEN BİR HAFTA DIŞARI ÇIKMAMA CEZASI ALDIM’’
MAGAZİNCİ FOTO GALERİ- Pırıl pırıl bir ses olan Ayşe Çınar ile müzik şirketinin şık mı şık dekorasyona sahip ofisinde bir araya geldik. Kıbrıs,İzmir ve İstanbul’da müzikal kariyeri için neler yaptığından, 2014 yılında 4 binden fazla kişiye Monica Molina ile Harbiye Açıkhava sahnesinde unutulmaz dakikalar yaşattıkları anlara kadar ve ilk albümü Deniz Gibi Sev’i konuşurken biz çok keyif aldık. Yunan,Latin,Akdeniz havasından esintilerin bulunduğu ilk albümünü anlatırken,ikinci klibin hazırlığında olduğunu da dile getirdi sımsıcak samimiyete sahip Ayşe Çınar.
BEN RÖPORTAJA HERŞEYDEN ÖNCE ŞU SORUYLA BAŞLIYORUM. BU GÜZEL SESİN KAYNAĞI NEREDEN GELİYOR?
Yetenek tüm sanat dallarında Tanrının insanlara bahşettiği hediyelerdir bence. Tabi bunun derecesi kişiye göre değişir. Artık bana ne kadarını lütfettiyse onu dinleyenler söyleyecek.
NASIL KEŞFETTİNİZ SESİNİZİ?
Hiç hatırlamıyorum ama Orta okuldan itibaren hep kendimi şarkı söylerken buldum. Kimseden olumsuz bir yorum almayınca şarkı söylemeye devam ettim.
Eğitim aldınız mı alaylı mısınız?
Alaylıyım, Konservatuvar okuyamadım, İşletme ve sonrasında pazarlama master yaptım. O dönemlerde ailem altın bileziğini oluştur ondan sonra ne istersen yap demişti.
Üniversite yıllarında da Kıbrıs’taki radyo tv programlarına çıkardım. Hala da kayıtlarım durur. ilk şan eğitimim Beyhan Demirdağ'dan aldım halen de sevgili Gül Sabar Hocam ile devam etmekteyim.
Anılara saygılıyız da diyorsunuz yani? Altın bileziğinize devam ediyor musunuz?
Müzik ile ilgili olan her anımı saklıyorum. Tabi ki Kariyerime de devam ediyorum.
Hem zekiyim hem sesim güzel diyorsunuz?
Çalışınca oluyor. Üniversitede notlarım iyiydi ve burslu okudum o nedenle okulum 1sınıflara uygulamalı matematik dersi vermemi istemişti hikayemde aslında öyle başladı diyebilirim. Öğrencilerimden biri ‘’Bizim akrabamız var Metin Özülkü’yle birlikte yapım şirketi kurdu tanışmak ister misiniz?’’ dedi . Böylece İstanbul macerası başladı..
METİN ÖZÜLKÜ İLE ÇALIŞMALARINIZ DEVAM ETTİ Mİ?
O dönemki maddi durumlar nedeni ile olmadı . Bu işlerde maddiyat çok önemli. Ama devam ettim. İstanbul'a geldiniz bir hayaliniz var ve peşinden koşturuyorsunuz olmayınca üzülüyor insan tabi.
Kaderci misiniz?
Çok kaderci değilim ama ya vakti gelmedi ya da olmaması gerektiğinden olmadı diye düşünürüm. O zamanlar hem çalışırdım, hem şan eğitimi alırdım ,hem de okurdum. İzmir, Kıbrıs arası mekik dokurdum. Bugüne kendimi hazırlamaya gayret ettim, hiç vazgeçmedim.
''EŞİM HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI OLDU''
Monica Molina ile nasıl tanıştınız?
Bir gece sabaha karşı uyandım , televizyonda bir klip vardı şarkı çok hoşuma gitti baktım söyleyen şarkıcı bana çok samimi geldi keşke dostum olsa, arkadaşım olsa diye hayaller kurarken uyuyakalmışım. Sonrasında katıldığım bir seminer arasında o gece televizyonda dinlediğim şarkı çalıyordu, hemen şarkının adını ve sanatçısının ismini öğrendim. Sonrasında Monica hayranlığım başladı.
Peki ya sonra?
Sonrası hikaye gibi . Sıradan bir gündü taksiye bindim Taksici kapıları kilitledi ve "programımıza hoş geldiniz" dedi. Korktum, şaşırdım ne yapacağımı bilemedim. Kamera şakası falan sandım. Bir yandan korkuyorum, bir yandan da kamera şakası ise saçım başım nasıl ? nasıl çıkıyorum ?diye düşünüyorum. Yol boyunca taksici aynen bir radyocu gibi program yaptı. Bu olaydan birkaç yıl sonra yağmurlu bir günde yine aynı taksiye denk geldim.’’Ay amca dedim sen delimisin divane misin niye böyle yapıyorsun yıllar önce yine taksine binmiştim ve çok korkmuştum’’ dedim. Taksici gülmeye başladı ve ’’Bak kızım ben hep radyo spikeri olmak isterdim ama hayat şartları taksici yaptı beni, neden olduğum ortamı kendi istediğim gibi yaşamıyorum ki dedim ve kendi programımı yapmaya karar verdim" dedi. Bu açıklamasından sonra Allah’ım bu bana işaret dedim.
Bu olaydan sonra ne oldu peki? Taksici nasıl ilham verdi?
O dönemde kurumsal bir şirkette çalışıyordum ben kendi ortamımda nasıl şarkı söyleyebilirim diye düşündüm ve bir fikir oluşturdum. Genel müdürüm ile konuştum, şirket çalışanlarından oluşan bir müzik grubu kurdum. Bu grup ile her yıl düzenlenen Şirket Vizyon gecesinde sürpriz olarak biz sahne alacaktık. Gitar ve piyano çalacak müzisyenlerin profesyonel olmasını istedik . Erkin Hadimoğlu’da tesadüf bu ya piyano da bize yardımcı oldu, bu arada burnundan da kıl aldırmıyordu. İlk başta gıcık olmuştum ama sonrasında o kadar çok ortak noktamız ve arkadaşlarımız çıktı ki buzlar eridi.
Benim için bir dönüm noktası oldu diyor musunuz Erkin Hadimoğlu ile tanışmak?
Evet. İlk tanıştığımızda çok iyi bir dost olduk. ‘’Sen Almanca biliyor musun?’’ demişti bana bende "Evet biliyorum" demiştim. "Yunus Emre ile ilgili albüm yapıyorum ve albümün adını taşıyan şarkı 3 dilde okunuyor Almanca bölümü okuyacak kimse bulamadık sen okur müsün?" Diye sordu hayır der miyim? Asla.
Gerçekten Almanca biliyor muydunuz?
Hayır hiç bilmiyorum. Bende o gelene kadar Almanca öğrenmeye çalıştım. Korkuyorum da elimde patlayacak diye. Stüdyo günü geldiğinde şans eseri hazırlıklar yapılırken eski bir arkadaşları çat diye uzun yıllar sonra ziyarete geldi hem de Almanya’dan. Bir ara yalnız kaldığımızda adamcağıza yalvardım "lütfen bana bir dörtlük okumamda yardımcı ol bir tek kelime bile Almanca bilmiyorum nedenini de sorma lütfen" diye. Sağ olsun yardımcı oldu ve işin altından kalktım. Müziği o kadar güzeldi ki müzik güzel olunca Japonca bile olsa şarkı okurum.
O sırada duygusal bağ var mıydı aranızda?
Hayır yoktu ama o beni gördüğünde içine mi doğmuş neyse arkadaşına "ben bu kızla evleneceğim" demiş. Saç baş nasıl anlatamam sana, dağınık en kötü halimdi bir de.
Erkin Beye söylediniz mi Almanca bilmiyordum diye?
Yok söylemedim daha yeni yeni öğreniyor. Ne diyorsun ya var mı başka bilmediğim sırların diye soruyor. Pembe yalan bu yahu.(Gülüyor)
Yani iş arkadaşlığından aşka döndü, film gibi bir hikaye aslında, Tanrı’nın tesadüfü diyebiliriz?
Kesinlikle öyle ..Sen vokal yapmak ,jingle vss okumak ister misin dedi? Allah dedim. İlk önce aramızda çok kuvvetli bir dostluk oluştu. Dost olmayı seviyorum;otur şimdi, derdini tasanı anlat sabaha kadar dinler yardımcı olmaya çalışırım..
''RAHMETLİ ANNEME ŞARKI YAPTIM''
Peki gelelim ilk albümünüze. ’’Deniz Gibi Sev’’ nasıl oluştu?
Erkin’in bana yaptığı hediye bir şarkı o. Bu yüzden albümün adını Deniz Gibi Sev koydum. Şarkının sözleri de Rafet El Roman’ın şarkılarını yazan Ender Gündüzlü’ye ait. Bende manevi tarafı çok yoğun olduğu için bu şarkıyla çıktım ve albümün adını koydum.
Deniz Nasıl Sever, sizle ilgisi ne peki bu tabirin?
Biz aynı deniz gibiyiz, bir bakarsın inanılmaz hırçın bir bakarsın ponçik ponçik. İkimizde birbirimizi tutkuyla seviyoruz. En şiddetli kavgada bile hiç küs kalamayız beş dakikada barışıyoruz. On yıldır birlikteliğimizin sürmesindeki en büyük neden ise birbirimizi değiştirmeye hiç kalkmadık.
Eşinizde en sevmediğiniz özellik nedir?
Ben her türlü seviyorum, sinirlendiği zaman gözü hiçbir şeyi görmez. Ama o halini de seviyorum. En sevdiğim özelliği ise inanılmaz bir kalbi var sevgi dolu yol gösterici öğretici bir özelliği var. Keman çalınca bambaşka biri oluyor. Seyahat etmeyi çok sever ama ben eşlik edemiyorum çünkü kimsenin gitmediği zorlu ve maceralı parkurlar yapıyor. Geçen sene Moğolistan'a Gobi Çölüne, bu sene Tibet ve Everest ana kampına gitti ve önümüzdeki ay Myanmar'a gidecek. Ben ise rahatıma düşkün ve titiz olduğum için gittiği yerleri belgesel kanallarından izlemeyi tercih ediyorum. (gülüşüyoruz)
Sizin kendi bestelediğiniz şarkınızda var albümde, hem yorumcu hem müzisyen olma yolunda mısınız?
Besteci olmak gibi bir iddiam yok Paramparça şarkısı benim için özel bir şarkı çünkü rahmetli anneme yaptım. Erkin'de şarkının giriş bölümünü yaptı yine sözler de Ender Gündüzlü var tamda annemi anlatan sözler ile harmanladı şarkıyı. Bu şarkıda anneme teşekkür etmek istedim. Bana çok destek olmuştu, ona vefa borcu gibi bu şarkı.
''CANLI OKUMANIN KEYFİ BİR BAŞKA''
En büyük destekçiniz kimdi bu yolda?
Annem ve kız kardeşim. Tabi ki en başta Erkin.
Albümünüz bambaşka kalitede, zıpır pop şarkıları yok. Müziği neden yapıyorsunuz?
Albümdeki şarkıların hiçbiri ticari amaç gütmüyor, ben neleri hissettiysem onu yaptım bu albümde. Hayal gibi bir şey olsun, maddiyat karışmasın istedim. Erkin bana bu zor sektörde her şeyi sağladı. Müziği sevdiğim için yapıyorum.
Ayrıca şarkılarınızda sesiniz ön planda, aslanlar gibi canlı okurum mu diyorsunuz?
Ben stüdyoda okumayı sevmiyorum, canlı okumayı daha çok seviyorum. Canlı okumanın keyfi bir başka. O anda tüm duyguları insanlarla birlikte yaşayıp birlikte söylemek inanılmaz keyifli. Bu birliktelikte performansım daha yüksek oluyor.
Monica Molina’nın şarkısına albümde yer verdiniz Türkçe haliyle, ortak bir iş yapar mısınız?
Valla bir şeyler olacak ama bu kış belli olacak. Çok isterim onunla bir şeyler yapmak.
HARBİYE SAHNESİ UNUTULMAZDI..
Şarkının sözlerini Ender Gündüzlü ve Zafer Rengin Baykal yazdı. Şarkının sözleri yazılırken ara ara gelişmeleri Monica’ya bildiriyordum. Son olarak 2014’te o Harbiye konseri için prova yaparken gittim ve prova bitiminde en son halini dinlettim. Stüdyoda Monica’da sen Türkçe ben İspanyolca söyleyelim derken ertesi gün beni Deniz Gibi Sev albümümün yapımcısı ve aynı zamanda Monica'nın menajeri sevgili Sinan Nergis aradı. "Monica şarkıyı senle birlikte söylemek istiyor" dedi. O an dünyadan koptum, saç makyaj ne yapacağımı bilmiyordum. Üstüne bir de konuşma yapmamı da istemişlerdi. 4 bin kişiye nasıl hitap edecektim, çok heyecanlıydı.
Harbiye’nin hayalini kurmuş muydunuz?
Kurmaz mıyım? Bir yıl önce Yeni Türkü’nün konseri için provalara gitmiştim. Kendi kendime sahnede şarkı söylüyordum Erkin ’’Senin burada sahneye çıkman için kırk fırın ekmek yemen lazım ’’deyip gülüyordu bana. Ama bir seneye kalmadan sahneye çıktım yine de. (Gülüyor)
Peki Deniz Gibi Sev’in klibi nasıl oluştu?
Ben daha önce hiç klip çekmediğim için, arkadaşım Gökçe’yi aradım. O da ben kendi klibimi kendim çekiyorum, sana da ben çekeyim deyince şaka mı yapıyorsun dedim ve hemen organize olduk. Şarkının bize hissettirdiği şey denizde bir yaz klibi çekmekti, özel bir yelkenli tekne ile Boğaz’da çektik.
Öyle Sev ki şarkındaki yorumunuzu ben Zerrin Özer’e benzettim.
Gerçekten mi? Bayılırım Zerrin Özer’e. Ne mutlu bana. Erkin bu şarkıyı dinlettiğinde İstanbul’a ilk geldiğim zamanlarım ve hayallerim gözümde canlanmıştı. Bende çok seviyorum bu şarkıyı..
Albümle neyi hedeflediniz?
Patlamak gibi bir hedefim yok. Kaliteli ve kalıcı olmak istiyorum. Ne kadar emek verirsen o kadar tanınırsın. Şarkılarım dinlendikçe anlaşılıp yer edinecek..
Daha popüler şarkılar dinliyor musunuz?
Ben her şeyi dinliyorum. En çok Ajda Pekkan ,Sertab Erener, Zuhal Olcay ..
Yan yana gelmem dediğiniz isim var mı ?
Yok öyle bir isim..
Eşinizden başka kimle çalışmak isterdiniz?
Hiç düşünmedim. Gerçi çalışırken beni biraz zorluyor ama.. (Gülüyor.)
''İDOLÜM AJDA PEKKAN YÜZÜNDEN BİR HAFTA DIŞARI ÇIKMAMA CEZASI ALDIM''
İdolünüz var mı?
Ben Ajda Pekkan hastasıyım, çalışkan ve azimli insanlara bayılırım. Bir gün konseri vardı, ben o zamanlar 12 yaşlarındaydım. Çeşme yaz konserlerine o zamanlar ortaokul çocukları alınmazdı. Atladım yine de gittim konserin olduğu yere ve konser bitene kadar bir arabanın üzerinde oturdum bekledim. Kuzenim vardı yanımda, oturduğum arabaya doğru bir süliet geliyor. Bir baktım Ajda Pekkan, ne işin var burada dedi. Ben sizin hayranınızım, fotoğraf çekilebilir miyiz dedim, otelinin adını verdi ve oraya gel demişti. Ben tabi atladım taksiye gittim otelinin önüne. Otelin kapısında yattım, sabah saat 3'e kadar bekledim, iki kişi yürüyerek geliyordu. O zamanlar Ali Bars ile evliydi, hemen atladım üstüne. ''Aa ne yapıyorsun hala burada'' dedi. Biraz sohbet edip fotoğraf çekildik.. Tabi sonra eve geri döndüğümüzde bir hafta dışarı çıkmama cezası almıştım. Hoş yine olsa yine aynısını yaparım. Pişman değilim.
Son zamanlarda müzik piyasasını nasıl buluyorsunuz?
Şimdilerde emek verilmiyor gibi geliyor, her şey ticarete döndü. Müzik ticarete dönmemeli. Yurt dışındaki sanatçılara bakıyoruz çok genç yaşta olmalarına rağmen içleri dolu, eğitimleri var. Çabuk başlayan çabuk biter. Yemek bile ağır ateşte piştiği zaman lezzetli olur değil mi?
Çocuk düşünüyor musunuz?
Belki 1-2 sene içerisinde evlat edinmeyi düşünüyorum. Bu dünya o kadar acımasız ki ailesiz kalan çocuklar var ki eğer durumlar kriterler uygun olursa Erkin de çok sıcak bakıyor.
Erkin Bey’in oğluyla anlaşabiliyor musunuz?
Evet o da müzisyen anlaşmaz olur muyuz? Muhteşem Piyano çalıyor, esas enstrümanı yan flüt gerçi onun dışında Keman ve yenilerde saksafon çalmaya başladı. Bu arada oğlumuz diye söylemiyorum ama çok yakışıklı .. Bilkent Üniversitesine başladı bu yıl, Yurt dışında da sınavlara giriyor bakalım.
''EN SEVMEDİĞİM ÖZELLİĞİM PİMPİRİKLİ OLMAM''
Boş gününüz nasıl geçiyor?
Sabah erken kalkar ve kahvaltımı hiç aksatmam. Dışarıda yemeği sevmediğim için yemek yaparım. Haftada 3-4 gün 45 dakika yürürüm. Kahvaltımı, sporumu atlamam.
Haftanın 2 günü Şan derslerim var. Kitap okurum, bulmaca çözerim. Film izlemeyi çok seviyorum.
Aşk ve evlilik size ne kattı?
Yalnız olmayı hiç sevmiyorum, Erkin en güvendiğim kişi. Bodrum’da arkadaşımı yolcu ediyordum, arkadaşımı yolcu ettikten sonra Erkin'i arayacaktım beni alması için ama yaz günü kalabalığın içinde kalakaldım çünkü cep telefonum, cüzdanım vs. her şeyim arabada kalmıştı.. Ama Erkin beni bir şekilde bulur dedim. Buldu da. Bu inanılmaz güzel bir duygu. Tam da tanımlayamıyorum bunu.. En büyük eğitmenim her konuda.
Eşiyle evde nasıl bir Ayşe Çınar var?
Mıcık mıcığız, scrabble oynarız hatta oyun oynarken mızıkçı çocuklar gibiyiz küseriz hemen, film seyrederiz yemek yapmayı severiz. Bir de uzun sohbetlerimiz olur..
Kendinizde sevdiğiniz ve sevmediğiniz özellikler nelerdir?
Pimpirikli ve aceleciyim. Biraz sakin olmam gerekiyor.
Albüm çalışmalarınız devam edecek mi?
İkinci klibi çekeceğiz Monica’nın şarkısına. Klipte yer alsın istiyorum. Kasım ayının ikinci haftası gibi klip çekilecek. Bakarsınız İspanya’da çekeriz.
RÖPORTAJ : HAKAN KANBUROĞLU
FOTOĞRAF: ECEM BÜŞRA MOL