Huzurluyum içimde rengarenk/denizde yüzüyorum perdeler açılmış sabah olmuş görüyorum/içim birlik olmuş dışardan seyrediyorum" Bu sözler, Deniz Arcak'ın Cesur albümünden... Altı yıllık bir aradan sonra dört şarkılık bir maksi single'la dinleyici karşısına çıkan Arcak, "farklı bir şey yaptık"larını söylüyor. Albümdeki bütün şarkı sözleri Deniz Arcak'a ait. Besteler Can Algeç imzası taşıyor. Deniz Arcak, doksanlı yılların başında çıkan pop müzik furyasının en popüler ve önemli isimlerindendi. 1993 yılında çıkardığı ilk albümü Nerde ile büyük çıkış yakalamıştı. Daha sonra peşpeşe albümler yayımladı. Çıkışını sürdürdü. 2000 yılının başında mesnevihan Şefik Can'la tanışması hayatında dönüm noktası oldu. Mesnevi okumalarına başladı. Bu okumalarını hâlâ da sürdürüyor... Arcak şimdilerde afla döndüğü Marmara Üniversitesi'nin müzik bölümüne devam ediyor. Bir buçuk yıldır öğrenci, düzenli olarak okula gidiyor. Son olarak Arcak'ın Osmanlıca ve Farsça öğrenmeye merak sardığını hatta ders aldığını da söyleyelim. Arcak'la Cesur albümünden yola çıkarak söyleştik...

En son albümüzün üzerinden beş yıl geçti. Niye bu kadar beklediniz?

Aslına bakacak olursanız beklemedim. Hep bu albümü yapmaya çalıştım. 2004'teki albüm bittikten sonra üç yıl onun çalışmaları devam etti. Ancak ilk aranjör arkadaşımızla fikir ayrılığına düştük. 9 aylık emeğimiz ve 7 şarkımızı arkamızda bırakıp yeniden çıktık yola. Aslında bu 12 şarkılık bir albüm.

Cesur'da dört şarkı yer alıyor. Bütün sözleri de size ait. Bu sizin ilk söz yazarlığınız sanırım.

Küçüklüğümden beri bir şeyler karalamaya merakım vardı. Fakat yazdığım şeylerle çok dalga geçmişlerdi. Benim de gururum kırılmıştı. Yazmayı bıraktım. Ama zaman içinde duyduklarım, dinlediklerim, okuduklarım, yaşanmışlıklar bu şekilde dışarı çıkabilmeye başladı. Sonra düşüncelerimi şarkı sözü olarak söylemeyi öğrendim. Bardak dolunca su içebilmeye başlıyorsunuz; benim de bardağım dolmuş.

Albüm çıkalı iki aydan fazla oldu. Piyasa nasıl tepki verdi?

Şimdi şimdi albüm duyulmaya başlandı. Farklı bir şey yaptık. Değişik işlerin şansı ne kadar olabilir ki pazarda. Ama hiçbir şekilde umudumuzu yitirmiyoruz. Benim ilk çıkan albümüm de dört ay sonra çıkış yapmıştı.

Farklı bir şey yaptık derken?

Farkında olmadan yaptık bu albümü. Biz bu piyasaya çok farklı bir şey yapalım diye çıkmadık ortaya. Yaptığım işi paylaşmaya dair bir umudum var. Yoksa çok paralar kazanayım, yatlar, katlar alayım beklentisinde değilim. Benim için önemli olan işi paylaşabilmek.

Popçuların geneli hemen tüketilen parçalar yapıyor ve müzikleri birbirine benziyor, basit sözlerden oluşuyor...

Bir şeyleri eleştirirken yargılamaktan çok korkuyorum ben. Düşünerek yaşamaya çalışmaya başladıktan beri yargılamanın çok büyük bir yanlış olduğunu keşfettim. Sanıyorum bahsettiğiniz türde müzikleri tercih edenler de var. Öbürünü tercih edenler de... Her şey zıddıyla görünür. Çirkin olmasa güzeli fark edemeyiz. Her şey olmalı.

Albümün ismi Cesur. Kime karşı, neye karşı cesur?

Herhalde önce kendime karşı cesur. Korkularınla yüzleşmeden kendini bir yere taşıyabilme ihtimalin yok. Nasıl hasta, hasta olduğunu kabullendiği zaman ilaç alıyor öyle değil mi? Biz de kendimizi kabullenirsek onu ileriye taşıyabiliriz. Şefik Can dedem, ben kapıdan çıkarken hep "Cesur ol, yeise kapılma, başaracaksın, korkma" derdi. O sözün üzerine yazdım "Cesur ol" diye. Bu hayatı umutsuzlukla yaşamak çok zor bir şey. Onun için umut bu hayatı göğüslemenin tek yolu. Umudu olmayan cesur olamaz.

Siz şu an kendinizi cesur mu hissediyorsunuz?

Hayır. Bazen tam tersi korkak hissettiğim de olur. Son aylarda peşpeşe vefatlar yaşadım. Sevdiğim insanlar öldüler. Yakın bir arkadaşıma dedim ki: Yaşayacağız, yaşayacağız bir süre sonra öleceğiz... Peki şimdi ne yapacağız? Ne yapmamız lazım. Cesur olmak için şimdi ne yapacağını bulmak lazım.

'Şimdi ne yapacağız?' sorusuna sizin nasıl bir cevabınız var?

Soruyu yeni sorduk! Sanırım şimdi erdem sahibi olmaya gayret etmek lazım. İnsan olmaya çalışmak... Einstein'ın bir sözü var son zamanlarda sıkça tekrarlıyorum: "Başkaları için yaşanmamış bir hayatı yaşanmış sayamayız." diyor adam kısaca. Ben bu söze bayıldım. Gerçekten öyle. Günümüzde Allah rızası için yaşamak böyle bir şey sanırım. Şu anda bunları yapmaya çalışmak gerekiyor. Şefik Can dedem de "İnsan olmanın en büyük göstergesi insanlığa hizmettir." derdi. Sahip olduklarınla, becerebildiklerinle hizmet etme gayretinde olmak önemli diye düşünüyorum. Çünkü hayat bir bumerang sistemiyle çalışıyor. Sen ne yaparsan yap o sana sonuçta geri dönüyor.

Bir şarkınızda diyorsunuz ki: 'Huzurluyum, içimde rengarenk denizde yüzüyorum' Şu anki ruh halinizin özeti mi bu sözler?

Ben kim huzura ermek kim.... Fakat öyle huzura erdiğim anlar da var. İçinde bulunduğum hal bu dersem yalan olur. 'Benim bir sahibim var' canı gönülden dediğim zaman huzurlu oluyorum gerçekten. Çünkü her şeyi O yapıyor. Benim tek yapmam gereken üzerime düşenleri hakkıyla becerebilmek.

Camiye imam mı olacaksın dediler

Mevlânâ'nın eserlerinin sizin hayatınızda özel bir yeri olduğunu biliyoruz. Bir söyleşinizde "Tasavvuf hayatımın temeli" diyorsunuz. Ne demek bu?

Bir örnek üzerinden anlatmaya çalışayım. Sabah kalkınca benim ilk işim kendime bol sütlü bir kahve hazırlayıp oturup yarım sayfa kitap okumak... O gün okuduklarım hayata dair bana abdest gibi gelir. Aklımı fikrimi yıkar. Bu huzursuzluk ve stres çağına Mesnevi okuyarak göğüs geriyorum. Bu sözler tasavvufla yoğruldum, hale geçtim gibi anlaşılmamalı lütfen. Bu sabah okuduğum kitapta Mevlânâ "Mum yanmadan pervane ona gelemez ve yanamaz. Önce mumun yanması lazım." diyordu. İçimizdeki mumu önce yakmamız gerekiyor.

Siz kendinize popçu mu diyorsunuz?

Şükür ki popçuyum. Neden? Popçu olunca özgür oluyorsunuz. Sizi absürt davranışlarınızda mazur görebiliyorlar. İşimle ilgili tereddüt yaşamıştım. O zaman bana demişlerdi ki "Ne yani camiye imam mı olacaksın?" Evet camiye imam olacak halim yok. Ama bu camianın içinde hizmet edebilirim diye düşünüyorum.

Çelişki yaşadığınız oluyor mu? Tasavvuf ve müzik dünyası?

Ben dünyayı da yaşıyorum. Kendime göre ama... Sonuçta kendinizi yalıtmak, uzlete sokmak çare değil. Yaşadığım topluluğun içinde çok güzel insanlar da var ayrıca. Ondan sonra kimin ne olacağı belli olmaz ki.

(Zaman)