DOKTORLAR DİZİSİNİN YAKIŞIKLISI BEKİR AKSOY KONUŞTU:DİZİLERDE KALİTE YOK
Doktorlar dizisinin cerrahlarından, oyuncu Bekir Aksoy, cumhurbaşkanlığı ve genel seçime hazırlanan Türkiye?deki ekonomik gelişmelere, piyasalara ve siyasete ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Business Channel?da Piyasalar Konuşuyor programına konuk olan Aksoy, ?Piyasalar seçim sonuçlarından emin. Bence altı ay öncesinde de eminlerdi. Dolayısıyla ben seçim sonuçlarının beklenildiği gibi olacağı düşüncesindeyim? dedi.
BUSINESS CHANNEL EKRANLARINDA BİR İLK DAHA!
Bekir Aksoy cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi siyaseti ve ekonomiyi değerlendirdi.
"Ekranlardaki dizi furyasına da değinen Aksoy, "Ben utanacağım, sıkılacağım işler yapmak istemiyorum. Sodkağa çıktığımda kimseye, 'mafya babası rolünde çok iyiydin', 'elinde silahla çok karizmatiksin' dedirtmek istemiyorum" diye konuştu.
"PİYASALAR SEÇİM SONUÇLARINDAN EMİN"
Piyasalar Konuşuyor programının sunucularından Demet Karal'ın konuğu olan Bekir Aksoy, "cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarından en emin olan taraf bence piyasalar. Piyasalar neyin ne olacağından bu kadar emin olmasa, herhalde borsa ve dolar bu noktalara taşınmazdı. Şu anda hem içeride hem dışarıda yatırımcıların Türkiye'ye ciddi bir güveni var. Bence herşey belli. Hatta bundan altı ay öncesinde de herşey belliydi. Bu güven olmasa yatırımcı türkiye'ye ara getirmezdi" diye konuştu.
"Partilerin birbirinden farkı yok"
Genel seçimlerin sonuçlarına ilişkin belirsizliklere de değinen Aksoy, "Ben seçime kimin gireceğinin ya da kimin kazanacağının da önemli olmadığını düşünmeye başladım. Bir kere kim kazanırsa kazansın mevcut politikaları sürdürmek zorunda kalacak. Mevcut para politikasına, istikrarına, borsasına sahip çıkmak zorunda kalacak. Bundan sonra gelecek hükümet AKP de olsa CHP de olsa bu istikrarı sürdürmek zorunda" dedi.
Aksoy, olası koalisyon hükümetinin bir miktar moral bozacağını düşündüğünü belirterek, "Çünkü bizde koalisyon sırf muhalif olmak için muhalefet yapmak anlamına gelir" diye konuştu. Koalisyonun aslında birbiriyle anlaşabilecek partilerin bir araya gelmesi olduğna değinen Akso, "Ancak Türkiye'de ANAP, DSP, MHP ya da bir başka partinin, zıt kutupların ortaklığını görürüz. Bu partiler ne demektedir böyle yaparak? Ya bizim aslında birbirimizden bir farkımız yok demektedirler; ya da ortaklık kurabilecek kadar hoşgörülüyüz demektedirler. Kaldı ki ben, bizim siyasetimizde böyle bir hoşgörü olduğna inanmıyorum" diye konuştu.
"DİZİLERDE KALİTE YOK"
Bekir Aksoy programda, Türkiye'deki televizyon anlayışını da ele aldı. Ekranlardaki dizi fırtınasının bir sektör yarattığını, tıpkı bir şirket gibi, iş yapan, para kazandıran dizilerin ekranlarda kaldığını, diğerlerinin elendiğini anlatan Aksoy; "Televizyonda kaliteden çok ratinge endeksli hareket edildiği için sorun yaşanmaktadır" dedi.
Aksoy, bununla birlikte, gerçek başarıyı, kalitesinden ödün vermeden yayınlanan dizilerin elde ettiğini söyledi ve şöyle konuştu: "Kalitesi de düşünülerek yapılan işlerin, hem zamanla halk tarafından sahiplenildiği hem de yıllarca varlığını sürdürdüğünü görüyoruz. Mesela İkinci Bahar, Süper Baba byle dizilerdi. İlk başlarda düşük ratinglerle ilerleyen, ama zamanla sahiplenilen ve bir sonraki bölümü iple çekilir hale gelen dizilerdi. Bugün tekrarı yayınlansa yine izlenecek çalışmalar bunlar. Diğerleri ise, kalitesiz işlerse çöp olup gidecektir"
"Çok teklif alıyorum, ama utanacağım işler yapmayacağım"
Bekir Aksoy, iş yaşamında seçici davranmasıyla ilgili bir soru üzerine de, "Sanırım ben yeterince profesyonel değilim. Profesyonelliğin gereği işini yapıp karşılığında para almaktır. Ben biraz daha duygusalım. Utanacağım, sıkılacağım işler yapmak istemiyorum" dedi.
"Bana kimse 'elinde silahla karizmatiksin' demesin"
Aksoy, "Dışarı çıktığımda kimseye, 'Vay ne güzel mafya babası olmuşsun' ya da 'elinde silahla amma da karizmatik duruyosun' dedirtmeyeyim istiyorum. Yaptığım işten utanmak istemiyorum" diye konuştu. Aksoy, Doktorlar dizisini kabul etme nedeni olarak da bunu göstererek, "Dedim ki herkes can alıyor, biz can vereceğiz, insanlara hayat vermek için uğrşacağız dizide. Bizim dizimizde doktorlar var, hastalar var. Hayatta da böyle. Bizi izleyenler, kendilerinden de bir parça görüyor" dedi.
"Herkesten marka olmaz ki..."
Ünlülerin dünyasında özellikle vurgulanan "marka olma" konusu da programın tartışma konularından biriydi. marka olmanın bir tescil meselesi olduğnu söyleyen Aksoy, "sanatçıya kim o tescili veriyor, kim onaylıyor bilmiyorum," dedi.
Sanatçı olmanın ve sanat dünyasınd bir marka olmanın, kişinin kültürel ve entelektüel birikimiyle, yaratıcılığıyla ve onu geliştirmesiyle bağlantı olduğunu söyleyen Aksoy, şöyle konuştu: "Kültürel birikim ben gazete okuyorum demekle olacak bir iş değil. Kaldı ki onu bile yapmayanı var. Şöhretle marka olunur mu derseniz, o da olmaz. Televolelere, magazin programlarına çıka çıka isim yaparsınız. Bir süre korursunuz o ismi... Sonra yaşınız ilerler ya da başka insanlar çıkar ortaya, unutulmaya başlarsınız. Bir şirketin kurumsallaşması, marka yaratması için nasıl şartsa bu da öyle. Kaliteli ve kalıcı şeyler yaparsanız marka olabilirsiniz. Ben markayım diyen sanatçılardan böyle olanı var mı?"