EYŞAN ÖZHİM MİLLİYET MUHABİRİNE ÖYLE BİR OYUN OYNADI Kİ..
MAGAZİNCİ FOTO GALERİ- Fiziki değişimi birçok gazetenin sayfalarında haber olan eski manken ve oyuncu Eyşan Özhim, CADDE muhabiri İlknur Taş?a öyle bir oyun oynadı ki...
* Cihangir’DE bir mekanda Eyşan Özhim’i bekmeye koyulan İlknur Taş ve foto muhabiri Hüseyin Özdemir tam söylenmeye başlamıştı ki, hop masaya oturan falcı kadın, zorla kaptığı kahve fincanından İlknur’un hayatını okumaya başladı.
* Sonunda çantasındaki CADDE’yi çıkaran kadın, “Eyşan bu güzel kadın değil mi? Siz niye böyle yazıyorsunuz, üzüyorsunuz onu” diye yakınmaya başlayınca kahkaha tufanı koptu.
Bizi falcı olduğuna inandıran?Eyşan?Özhim, işi ileriye götürüp, röportaj
sonrası el falıma da baktı. Laf aramızda iyi fal bakıyor.
Bir dönem podyumda fırtınalar estiren, ardından oyunculuk yapan?Eyşan?Özhim, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle zor günler geçirdiğini söylüyor. Özhim, “İyi bir projede bomba gibi patlamak istiyorum” diyor
Eyşan Özhim'le röportajımız Cihangir 21'deydi. Saat 15.00'te foto muhabiri arkadaşım Hüseyin Özdemir'le mekandaydık. Türk kahvesi söylendi ve adet yerini bulsun diye fincanımı kapatıp Hüseyin'den bana fal bakmasını, daha doğrusu bir şeyler söylemesini istedim. Bu arada yarım saat Eyşan'ı bekledik ama ne gelen vardı ne giden. Tam mırıldanmaya başlamıştık ki, yanıbaşımıza falcı bir kadın ilişti ve "Sana fal bakayım mı abla?" diye sordu.
Hüseyin ve ben "Paramız yok, fal baktırmak istemiyoruz" desek de, elimdeki fincanı kapan kadın "Senin adın İ'yle başlıyor, İlknur" dedi. Ardından benimle ilgili bir sürü şey saydı. Benim gözler fal taşı gibi açıldı. "Her şeyi biliyor Hüseyin" dediğimi hatırlıyorum...
Hüseyin cool bir şekilde "İlknur yolla şunu, mekan sahipleri kızacak", "Abla git işine" gibi sözlerle yanımızdan kovmaya çalışsa da nafile. Kadın yapıştı, gitmek bilmiyor.
Tam o sırada mekanın sahibi gelip falcı kadının hatırını sordu. Karnının aç olup olmadığını, onu çok sevdiğini ve çok güzel fal baktığını söyledi. Ben de "Evet kesinlikle" diyerek onayladım. Bu sırada kadın "Sen kameramancı, abla da yazıcı, ben biliyorum. Siz kimi bekliyorsunuz? Beni de çek kameramancı abi, meşhur et beni" diyerek Hüseyin'i fazlasıyla gerdi. "Çekmeyeceğim abla git başımdan, zaten 45 dakikadır bekliyoruz strese sokma beni" diyen Hüseyin'in aldığı yanıt, "Daha çok bekleyecen. Sen benim fotoğrafını çekecen göreceksin. Demedi deme" oldu.
Yıllardır röportaj yaparım, birçok habere gittim, böyle bir şey başıma gelmedi. Ben hâlâ "Sen Eyşan mısın?" diye şaşkın bir halde sorarken, Eyşan poposuna ve göğüslerine koyduğu dolguları göstererek "Madem, şişmanım, madem çirkinim, alın size çirkin Eyşan" diyerek hepimizi kahkahaya boğdu. Eyşan'ın inanılmaz oyunculuğuyla başlayan günümüz, güzel bir röportajla sona erdi. Bizi çok güzel kandırdın Eyşan, helal sana...
* Önce tebrik ediyorum, çok güzel oynadın ve biz de kandık. Hala şoktayım. Böyle bir şey yapma fikri nasıl çıktı?
Bu fotoğraflarla kim oyuncu, kim değil görsünler. Bunu yapmam için birkaç nedenim vardı. Yıllardır güzel kadın sendromu yaşıyorum. Birtakım işler için teklif geliyor ve sonuç "O bize fazla güzel" oluyor. Fazla güzelsem niye o zaman gazetelerde 'Şişmanladı, çirkinleşti, eski hali, yeni hali' gibi haberler yapıyor. Bu insanın motivasyonunu düşürüyor.
Evet. 10 dakikada yaptım.
* Dişlerine bu hale gelmesi için ne sürdün çok merak ettim?
Aslında kendime diş alacaktım. Su geçirmez eyeliner sürdüm. Bir kaşık kuru kahve attım ağzıma. Pamuk koydum yanaklarıma (Gülüyor). Gözaltıma da göz kalemi sürdüm morarsın diye.
* Öyle telefonlar mı geldi?
Tabii ki bir sürü yapımcı beni arayıp "Şişmanladın mı?" diye sordu. İnsanlar o fotoğrafa bakınca beni hastalıklı, şişmanlamış, çalışamaz biri olarak görüyorlar.
Sekiz ay önce. Boyum ve kilom doğru orantıda gayet iyi. 1.74 boyundayım ve 61 kiloyum. Hatta 2-3 kilo alma hakkım var. Selülitim yok. Gayet güzel şortumu da giyiyorum, bikinimi de. Onlar kilo değildi gerçekten. Tartıya çıktığımda görünmüyorlardı. Şişlik vardı ve attım gitti. Basın beni göremiyor, tatile gitmiyorum ya böyle bir şey yazdılar diye düşünüyorum.
* Neden tatile gitmedin?
Çalışan insan tatili hak eder. Ben yıllardır evde oturuyorum. Tatile gitmeme imkan yok. İş bekliyorum, iş kolluyorum. Gelen senaryoları okuyorum. Ben iyi bir oyuncuyum, iyi bir projeyle ortalığı patlatmak istiyorum. Bunun için bu kılığa girdim, sizi patlatayım dedim. (Gülüyor)
Rahatsızlıklarım birbirini tetikledi aslında. O dönem üzüntüler, sıkıntılar üst üste gelince boyun fıtıkları nedeniyle felç geçirdim. Altı tane fıtık olduğu için biri alınabildi. Beşi duruyor. Ben o beş fıtıkla sağlıklı yaşam için ne yapmam gerekiyorsa onu yapıyorum. Sekiz ay önce kolda sinir sıkışması oldu ve ameliyat olmak zorunda kaldım. Sizde o kadar kortizonlu iğneleri yiyin, siz de şişin.
Bir dönem saçlarını sarıya boyatan Özhim, aranan mankenlerdendi.
"Tüm birikimim bitti"
* Bu sağlık sorunları maddi ve manevi seni nasıl etkiledi?
Sağlık problemiyle uğraşmak kolay bir şey değil. Sigortam olduğu halde çok zorlandım. Aydın'ın çok büyük desteği var üzerimde.
* Yaşadığın sorunlardan sonra hayata bakış açın değişti mi?
Daha deli dolu bir Eyşan oldum. Daha önce çekingen, sakin, olgun, düşünmeden hareket etmeyen bir Eyşan vardı. Şimdi "Amannn, kim ne derse desin" diyorum. İyi gün kötü gün dostlarını gördüm. Dostum dediğim birçok kişiyi hayatımdan çıkardım.
41 yaşındayım, şişmanlasam ne olur ki? Bu yaştaki bir kadına göre taş gibi vücudum var. Ben kendimden çok memnunum, mutluyum. Aşk hayatım süper, erkek arkadaşımı çok seviyorum. Şişman olsam size ne? Şişman oyuncu mu yok? Hatta çok az sayıda var ve onlar da dizi dizi dolaşıyorlar. Şişman olmak çok aranılan bir şey.
* Güzel ve zayıf kadın çok mu diyorsun?
Benim güzellik, şişmanlık takıntım yok. Kendimle barışığım. Sıfır beden diye bir şey çıktı. Manken arkadaşlarım çok zayıflar. O kadar zayıflık hem güzel gözükmüyor, hem seksi durmuyor. Kadın dediğin biraz etli olur (Gülüyor).
AYDIN ÇOCUK iSTiYOR
“17 evli kaldım. Evliliğin kağıt üzerinde gereksiz bir prosödür olduğunu düşünüyorum. Bir çocuk yaparsak evlenebiliriz. Aydın'ın çok istiyor. Doğurmak için geç mi kaldım derseniz treni kaçırdım zaten. 20 yaşında doğursaydım bugün üniversiteyi bitirmiş ya da askere gidip gelmiş bir çocuğum olacaktı.”
FOTOĞRAFLAR: HÜSEYİN ÖZDEMİR