HİÇBİR ŞEYDEN PİŞMAN DEĞİLİM
Hâlâ Eurovision?daki performansı ve kıyafeti konuşuluyor, İstiklal Marşı yorumu tartışılıyor.Peki Hadise, tüm bunların üstesinden nasıl geliyor? Tabii ki olumsuz haberleri görmezden gelerek... Ve asla yaptıklarından pişman değil! Güzel şarkıcı, Elele dergisi için Ahmet Hakan?ın sorularını yanıtladı.
Kim seçti Eurovision'daki kıyafeti?
- Stilistim ve ekibimle seçtik.
Pişman mısınız?
- Hiç değilim.
Bence güzel oldu diyorsunuz yani...
- Herkes her şeyi beğenemez. Bir de ben çok hastaydım o zaman. Belki de kıyafetin enerjisini hastalığımdan dolayı yansıtamadım.
Arkadaş çevreniz geniş mi?
- Ailemiz çok büyük ama bana çok yakın olan insan azdır.
Kardeşleriniz var herhalde...
- Evet.
Peki Eurovision sürecinde kıyafetinize, dansınıza karıştılar mı, yoksa kardeşleriniz de olsa işlerinize karıştırmaz mısınız?
- Onlar benim işlerime karışmaz.
Fikirlerini alır mısınız?
- Tabii ki. Demo'yu ilk kez kardeşlerime ve anneme dinlettim mesela...
Beğendiler mi?
- Evet...
HAKKIMDA ÇIKAN OLUMSUZ HABERLERİ OKUMUYORUM
Peki, bu ıstiklal Marşı hikayesi nasıl çıktı?
- New York'ta çok tanınmış bir kulüp var. Orada program yapmak üzere Amerika'ya gittim. Aynı dönemde Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçı vardı Amerika'da ve maç öncesi karşı takımın marşı okunacaktı. "Onlar okuyorsa biz de okutalım, Hadise geliyor zaten, o okusun" dediler. Bu çok gurur verici bir şeydi, yapmak istedim tabii ki...
İstiklal Marşı yorumunuzun dinlettiniz mi peki daha önce birilerine?
- Evet. Anneme, ablama dinlettim. Ayrıca çok fazla prova yaptım.
Türkiye'deki tartışmaları izlediniz mi?
- İzlemedim. Enerjimi düşürüyor öyle şeyler, o yüzden uzak durmaya çalışıyorum. Beni üzmeyen haberleri görmeyi tercih ederim.
Türkiye'dekilerin önemli bir bölümü beğenmedi...
- Benim için çok gurur vericiydi, büyük bir gururla okudum. ınsanların kulağına hoş gelsin diye de elimden geleni yaptım.
İstiklal Marşı zor bir beste mi?
- Çok zor. Öncelikle marş... Ben orada sadece akapella okudum bunu, bu zaten çok zor. ıkincisi Amerika'da kulaklıkla çalışmıyorlar. Kulaklıklar vardı kulağımda ama receiver'ı yoktu. Yani ben aslında kulaklarımı ellerimle kapamış gibi söylemiş oldum. Tabii bundan dolayı yanlış okudum da demiyorum. Sadece size durumu anlatıyorum.
Bestesini öncesinden biliyor muydunuz tam olarak?
- E, tabii ki. Biz küçükken öğrendik ıstiklal Marşı'nı...
Siz Belçika'da yetişmediniz mi?
- Evet ama marşı küçükken Türkçe derslerinde öğrendim.
Türk okulunda mı okudunuz?
- Hayır, Flaman. Ama haftada iki saat bir Türk hoca bize böyle şeyleri öğretiyordu.
ÖZEL HAYATIM HAKKINDA SÖYLEYECEĞİM TEK ŞEY ŞU: ÇOK MUTLUYUM
Erkek arkadaşınız var mı şimdi?
- Özel konuları konuşmak istemiyorum.
Ama haberleri çıkıyor...
- Çıkıyor ama konuşmayı sevmiyorum. Tek söyleyebileceğim şey: Ben çok mutluyum!
"Hadise aldatıldı mı, barışıyorlar mı?" gibi haberler çıkıyor, bunlar sizi etkiliyor mu?
- Hep yazılıyor ve yazılacak. Bu benim hayatımın bir parçası. Ne yapacağım? Ağlayacak mıyım? Hayır. Bu kadar basit.
TEKLİF GELSE İSTİKLAL MARŞI'NI YİNE OKURUM
İstiklal Marşı'nı okumayı tekrar göze alır mısınız, bir daha oku deseler okur musunuz?
- Niye yapmayayım ki? O kadar büyüdü ki bu olay, şaşkınlıkla izledim. şaka gibi! Bana biraz komik geldi bu kadar tartışılmak. Ülkede daha başka sorunlar var sonuçta...
Peki siz kendinizi nerede daha rahat hissediyorsunuz? Belçika'da mı, Türkiye'de mi?
- ıki yerde de...
Belçika'nın hangi şehrinde doğdunuz?
- Mol diye küçük bir semt. 30 bin kişilik.
Hâlâ orada mı yaşıyorsunuz?
- Evet. Annem, babam, kardeşlerim orada. Buraya taşınsam yapayalnız kalırım.
Şimdi Hadise dediğimizde Türkiye'de herkes tanıyor. Belçika'da Hadise dediğimizde herkes tanır mı?
- Evet.
Belçika basınında da, bizdeki gibi bir sanatçının özel hayatına ilgi gösteriliyor mu?
- Belçika'da durum daha farklı. Türkiye'de her an karşınıza bir kamera çıkabilir. Belçika'da ise katıldığınız davetler, kıyafetler yazılır. O yüzden oradaki basın daha sakin.