* Son olarak haziran ayında, sezon finalinin çekimleri sırasında görüşmüştük. “Kendime, bedenime çok haksızlık yapıyorum, dinlenmem lazım” demiştiniz. Dinlenebildiniz mi?
- Evet, evet... Çok iyi dinlendim hem de, kendime verdiğim sözleri tuttum. Beş altı hafta şehir dışında, çok sakin yerlerde tam anlamıyla inziva tatili yaptım. Sonra bir ara Bodrum’a gittim. Dinlenerek, yapmak istediklerimi yaparak keyifli bir tatil geçirdiğimi söyleyebilirim. Kendimi yeni sezona hem fiziksel hem de psikolojik olarak hazırladım, bomba gibi geldim.
           
* İzleyici de sabırsızlıkla ekranlara bomba gibi dönmenizi bekliyor zaten...
- Beklediklerine değecek... Hikayemiz bu sene çok hoş bir rotada ilerliyor. Yeni eklenen karakterler de oldu biliyorsunuz, ayrılanlar da... Başka bir heyecanla giriyoruz üçüncü sezona...       

* Ben küçükken okul başlamadan bir gece önce heyecandan uyuyamazdım. Set günleri yaklaşırken sizi de öyle bir heyecan sarıyor mu?
- Sarmaz olur mu... Ben de ilk çekimlerden bir önceki gece uyuyamadım... Bir de bu sezon benim rolümde fiziksel olarak da bazı değişiklikler var. Cemile yaşlandı, saçı başı, hali tavrı değişti. Ben daha çok bunun kaygısı, yani nasıl olacak, nasıl inandırıcı olacağım kaygıları yüzünden uyuyamadım.

MÜCADELEYE DEVAM ETMEK ZORUNDA

* Cemile’nin yeni haline kendinizi nasıl hazırladınız?
- Onu daha çok kendi içimde hallettim.

* Nasıl yani?
- Tatilde bile geçen yılları, yaşanan acıları, sonra o acıların kabuk bağlamasını düşündüm durdum. Aklımda hep bunlar vardı. O zihinsel ve ruhsal hazırlık bir nevi ön çalışma oldu benim için...

* Tatilde dinlendiğinizi söylüyorsunuz ama sürekli bunları düşünürken yeterince dinlenebildiğinizden emin değilim.
- O bir refleks gibi, mecburiyet ya da zorunluluk değil. Denize bakarken de düşünebileceğiniz bir şey.

* Zaman en iyi ilaç denir ya, Cemile için de bu geçerli mi? Yaraları kabuk bağlamış mıdır biraz?
- Tabii ki... Hayat devam ediyor ve sonuçta bu kadının üç çocuğu daha var, mücadeleye devam etmek zorunda. Sağlıklı olanı bu.

* Cemile, geçtiğimiz sezonun sonlarına doğru daha güçlendi, daha sert bir kadına dönüştü. Yeni sezonda da bu devam edecek mi?
- Cemile’nin ayakları yere bastı demek daha doğru. Atölyesi rayına oturdu, çocuklarının geçimini tek başına sağlayabiliyor. Ama şimdi de dönemin siyasal portresi hayatlarında baskın bir yer edinecek.

* Yeni bölümler hangi dönemde geçecek?
- Darbe öncesi en karışık dönemler diyelim. Biz hiçbir zaman tam tarih vermiyoruz.

ERKAN’LA SON SAHNEYİ ÇEKERKEN DAĞILDIK

* Küçük Osman gitti, genç Osman geldi. İzleyici küçük Osman’ı aramaz mı?
- Eee tabii bir alışma süreci gerektiriyor bu durum. İzleyiciye hak veriyorum. Yeni sezon için çekimlere gittiğim ilk gün Emir Berke (Zincidi) bir yerlerden çıkacak gibi geldi. Bu bir süreç işte... Biz alışmaya başladık yavaş yavaş, seyirci de alışacaktır. Bir de genç Osman’ı oynayan Gün de (Koper) çok yetenekli, adaptasyonu çok güçlü bir oyuncu. Aramıza girer girmez kaynaştık. Bence seyirci bu yüzden çok çabuk kabullenecek onu.

* Giden oyuncuları da analım, çok üzdü mü sizi ayrılıklar?
- Farah’cım (Zeynep Abdullah) okuluna gitti. Erkan (Petekkaya), yeni bir işe başladı. Herkes için her şeyin hayırlısı olsun diyorum. Ayırlırken çok hüzünlendik tabii.

* Ağlama, sızlanma?
- Oldu tabii ki (gülüyor), olmaz mı? İki sene iç içeydik sonuçta. Tabii ki hâlâ görüşüyoruz ama setteki o 7/24 görüşme durumu olamayağını bilmek ağlattı bizi. Son sahneleri çekeren Erkan’la dağıldık resmen.

* Cemile’nin hayatına yeni bir aşk girecek mi peki?
- Onu ben de merak ediyorum. Bir karakter var, Arif (Muhammed Uzuner)... Cemile’nin hayatında da önemli bir insan olacak ama ne denli önemli olabilir biz de zamanla göreceğiz.

* Son olarak... Dönem değişti, Cemile değişti, sizde ne gibi değişiklikler var?
- Bir şey değişmedi bende. Hayatım aynı akışında devam ediyor. Mutlu mesut yaşamaya devam ediyorum.

O PERUĞU TAKINCA ANNEANNEME BENZEDİM

* Cemile’nin saçları artık beyaz. O peruğu taktığınızda neler hissediyorsunuz?
- Yaşlanınca anneanneme benzeyeceğim herhalde dedim aynaya bakınca...

* Sizi set dışında görenler aslında ne kadar genç olduğunuzu fark edip şaşırıyor, yanılıyor muyum?
- Evet. Bu güzel bir şey. Demek ki yarattığım karaktere insanlar inanmış.

Hürriyet-Röportaj: Gülbahar KARAKUŞ Fotoğraflar: Sinan ÖZBALKAN