KIRAÇ AYDINLIK’A KONUŞTU: "YARIN AMERİKA BURAYI İŞGAL ETSE..."
Kıraç, "Çocuklar yabancı dil öğrenmesin demiyorum. Eğitim anadille olmalı diyorum. Atatürk’ün ölmeden önce söylediği son şey Türkçeydi" diye konuştu
Şarkıcı Kıraç, geçen günlerde yaptığı açıklamada İngilizce eğitime son verilmesi ve Türkiye’nin Amerikan hegemonyasından kurtulması gerektiğini söyledi. Şarkıcı Kıraç’ın İngilizce eğitim ve Türkiye’nin Amerika’ya yönelik politikalarına ilişkin yaptığı açıklama tartışılmaya devam ediyor.
"BEN ŞOVENİZM YAPMIYORUM"
Kıraç, konuyla ilgili olarak Aydınlık'tan Ersoy İrşi'ye bir röportaj verdi. Kıraç, "İngilizce dediğimiz dil Amerika, İngiltere gibi egemen ülkelerin dünyayı sömürme biçimidir" derken, "Yarın Amerika burayı işgal etse, yaşam şekli zaten onlarınki gibi olmuş. Yabancı dille eğitim olmaz" diye belirtti.
"Yabancı dille eğitim olmaz" diye belirten Kıraç, "Çünkü sanat ve bilim üretiminde yetersiz kalınır, yaratıcılık ölür. Üniversitelerde de İngilizce olmamalı" dedi. Kıraç, "Türkçe giderse Türk de gider" derken, "Ben burada şovenizm yapmıyorum" diye de ifade etti.
Kıraç ayrıca, "Bugün dünyada büyük bir savaş var. Amerika’yla savaşıyoruz. Darbe yapmaya kalkıştı Amerika. Biz şimdi bunları söylediğimiz zaman iktidar tarafındasın diyor. Hayır biz vatanımızın tarafındayız" dedi.
Kıraç ile yapılan röportaj şu şekilde:
"EGEMEN ÜLKELERİN SÖMÜRME BİÇİMİ"
"- İngilizce eğitim üzerine bir açıklama yaptınız. Bazı kesimler açıklamanıza sosyal medyada tepki gösterdiler. Bu konu üzerine neler söylemek istersiniz.
- İnsanlara çok radikal geliyor. Biraz da yalnız kaldığımı söyleyebilirim bu konuda. Ama aklı başında olan bu konuda düşünen bilim insanlarının gerçek aydınların benimle aynı kanıda olduklarından eminim. Bu dil eğitimiyle birlikte bütün anne babalar okullara gidiyorlar, 'Benim çocuk İngilizce öğrendi mi?' İngilizce öğrendiyse o okul başarılı. Bütün okullar da bunun için seferber olmuş durumda. Bu da özellikle 1980’lerden sonra fışkırdı. İngilizce öğrendiklerinde hayatlarının kurtulacağına inanıyorlar. 40 yıldır böyle bir algı yaratıldı. İngilizce dediğimiz dil Amerika, İngiltere gibi egemen ülkelerin dünyayı sömürme biçimidir. Tankla tüfekle bazen ülkeleri işgal ediyorlar. Ama bir ülkenin yaşam şeklini değiştirirseniz kendinize benzetirseniz artık o ülkeyi silahla işgal etmenize gerek kalmaz. Ben sürecin çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Yarın Amerika burayı işgal etse, yaşam şekli zaten onlarınki gibi olmuş. Yabancı dille eğitim olmaz. Çünkü sanat ve bilim üretiminde yetersiz kalınır, yaratıcılık ölür. Üniversitelerde de İngilizce olmamalı. Şu an akademide İngilizce sunum yapmazsanız adamdan saymıyorlar. Ben bunları tek başıma düşünmüyorum. Profesörlerle hocalarla konuşuyorum onlarda bu gerçeği söylüyorlar. Ben çocuklara yabancı dil öğrenmesin demiyorum. Eğitim anadille olmalı diyorum. Kendi dilimiz varken ne diye İngilizce’yi konuşuyoruz. Bana Atatürk’ten örnek verip Fransızca bildiğini falan söylüyorlar. Atatürk’ün bütün icraatları ortada, Türk Dil Kurumu’nu kurdu. Ölmeden önce söylediği son şey Türkçe’ydi. Çünkü Türkçe giderse Türk de gider. Ben burada şovenizm yapmıyorum. Şu an da şirketlerde Türkçe konuşulmuyor. Unutmamak için günlük hayatta da İngilizce konuşuyorlar. Türkçe’yi hayatlarından çıkarıyorlar. Bir de Orhan Pamuk gibileri çıktı. İngilizce kitap yazıp onu Türkçe’ye çeviriyorlar. Bu da utanç verici. Türkçemiz İngilizce’den çok daha kaliteli bir dildir. Matematik olarak mükemmel bir dildir.
"SLOGANIMIZ TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE OLMALI"
- Türkiye’nin sorunlarına çözüm için sizce bugün çıkış yolu nedir?
- Türkiye bir an önce 1930’ların politikalarına dönmelidir. Atatürk politikalarına geri dönüp Tam Bağımsız Türkiye’yi en önemli sloganımız yapmamız gerekiyor. Şirketlere karşı devlet eliyle kooperatiflerin gündeme getirilmesi gerekiyor. Şirketleşmenin özel sermayede önüne geçilerek işçilerin sahibi olduğu kooperatifler yapılması ve kazanılan gelirin de yerli üretime ayrılması gerekiyor. Maalesef şu an Türkiye kendi kendine yeten bir ülke değil. Bu serbest piyası’cılığın küreselleşmenin yalan olduğunu bizi sömürdüğünü görelim. Bir an önce Atatürk’ün devletçilik ilkesine dönelim. Bakın bunu bir ölçüde Çin’in kalkınmasında görebiliriz. Türkiye’nin üretime dayalı, kendi tarımını, hayvancılığını, sanayisini yapan, oradan çıkan gelirle sanatı bilimi geliştiren politikalara dönmesi gerekiyor. İşin özeti Atatürk politikalarına dönmemiz gerekiyor. Lafta değil ama sırf muhalefet olsun diye Atatürk diyenler de var. İcraatta Atatürk’e dönmemiz lazım.
AMERİKA’YA KARŞI BÖLGE ÜLKELERİYLE İŞBİRLİĞİ
- Sık sık birlik vurgusu yapıyorsunuz. Sizce birlik için neye ihtiyacımız var?
- Vatanseverliğe ihtiyacımız var. Hangi görüşten olursak olalım, ideolojik olarak birbirimizle savaşa da biliriz. Ama şu an Türkiye’nin vatan bilinci içinde kenetlenmesi lazım. Bugün dünyada büyük bir savaş var. Amerika’yla savaşıyoruz. Darbe yapmaya kalkıştı Amerika. Biz şimdi bunları söylediğimiz zaman iktidar tarafındasın diyor. Hayır biz vatanımızın tarafındayız. Daha geniş bakmalıyız meselelere. Güncel olaylara kilitlenip kalıyoruz. Sanatçılar, aydınlar bilim insanları olarak yurt bilincini vatanseverliği vurgulamalıyız. Türkiye’nin yıllardır Amerika’yla yaşadığı ilişkiden kurtulması gerekiyor. Amerikan üslerini kapatmak ve Nato’dan çıkmak için beklediğimiz kabahat. FETÖ’cü uçaklar o üslerden yardım alarak darbeye kalkıştılar. Bir an önce bölgemizdeki ülkeler Suriye, Irak, İran ve Çin’le Rusya’yla birlite Amerika’ya karşı birlik olmamız gerekiyor.
"ONLAR KÜÇÜK AMERİKA’DA VE İNGİLTERE’DE YAŞIYOR"
- Sosyal medyada sizi hedef alanlar niye hedef alıyorlar? Özellikle sizi karşı dünya vatandaşı olduklarını ve küreselleşdiklerini söyleyerek eleştirenler oldu.
- Ben 30 yıldır gördüklerimi söylüyorum. Onlar yaşam şekillerine müdahele edilmiş gibi hissediyor. Tabii bilinçili olarak hedef alanlar da var beni, onları buna katmıyorum. Çok yerleşmiş bir anlayış var. Yıllarını vermişler İngilizce öğrenmek için. Çok fazla para harcadılar, yurtdışına gidip ezildiler. Bu anlamda onlar için acıklı benim söylediklerim. Bunların İstanbul’un belli bir yerinde kurdukları dünyaları var. Orası onların küçük Amerika’sı, küçük İngiltere’si. Ama maalesef bu tipler çok ön planda, bir de örnek gösteriliyorlar."