KUSURA BAKMA AMA HARİKA AVCI’YLA KONUŞUYORSUN!
MAGAZİNCİ FOTO GALERİ- Güzel kadın deyince bir zamanlar herkes onun ismini söylerdi: Harika Avcı! Şan, şöhret, para, güzellik, hepsine sahipti. Sonra bir şey oldu, karanlık bir döneme girdi. Evlendi, dolandırıldı, şiddet gördü, hiç konuşmadı. Şimdi yeni albümü ’Mavi Siyah’ ile kaldığı yerden hayata devam edecek. Harika Avcı, hakkındaki her şeyi anlattı.
80’ler... Gazino yılları... Türkiye’nin en güzel kadını, assolist Harika Avcı. Şan, şöhret, para... Hadi o kapıdan içeriye birlikte girelim.
- Bir dakika, seni ben mi doğurdum? (Gülüyor) Ne alakası var? 80’ler değil o bahsettiğin, 90’lı yıllar. Şöhrete gelirsek, tabii çok güzel. Ama diyeti bir o kadar ağır.
Siz o ağır bedeli ödeyenlerden misiniz?
- Bir bedel var ve ben bunu kabullendim.
Kabullenince ne oluyor?
- Önce sindirmek gerekiyor. Yoksa mümkün değil, yapamazsın. Zaten işin başında aslında şöhret olarak doğuluyor. Sonradan olunmuyor. Mesela ben alaylıyım. Hiçbir eğitim almadım. Ama 14 yaşımda Dalyan Gazinosu’nda sahnedeydim. İlk solistim Emel Sayın, ikincisi ‘isim annem’ Gönül Yazar’dı. Sinemaya da daha sonra Fahrettin Arslan’dan izin alınarak başladım. Ama bu konuları değil, yeni albümü konuşmak için buradayım.
BEN ÇIKTIKTAN SONRA BİRÇOĞU KAÇACAK
Ama hayatınızda karanlık bir dönem de var. Neler yaşandı o süreçte?
- Kapatıldım. Tabii müzik yapmak istedim ama engellendim.
Kim engelledi sizi?
- Aslında her şey dolandırılmamla başladı. Sonrasında kâğıt üzerinde evli olduğum kişi İbrahim Öztürk tarafından engellendim.
Neden?
- Aslında bunları konuşmak istemiyorum... Bu kadar yeter.
Aşk evliliği miydi?
- Ne aşkı? Dedim ya, sadece kâğıt üzerindeydi bizim evliliğimiz.
O zaman neden evlendiniz?
- 2005, ‘Deliyim’ şarkısı zamanıydı. Arkadaşlarımla yemeyi, içmeyi, paylaşmayı severim. Öyle bir dönemdeydim. Bunu İzmir’de yaşayan abim “Harika paralarını etrafa saçıyor” diye duyuyor. Ve akli dengemin yerinde olmadığını iddia ediyor. Hem anneme imzalatıyor hem kendi imzalıyor. Beni vesayet altına almak istediler. Bu süreçte kendi avukatım beni İbrahim’le tanıştırdı. Abimin bu vasi olayına karşı kâğıt üzerinde evlendik. Sonuçta akli dengem bomba gibi çıktı.
Peki, hangi noktada İbrahim Bey’den şiddet görmeye başladınız?
- Abimle yaşadığım olaylar sırasında kendi avukatım beni üçkâğıda getirdi. Psikolojim kötüydü. Avukatım bir gün geldi, Türk kahvesi içtik. Sonrasını hatırlamıyorum. Davayla ilgili altlı üstlü kâğıtlar vardı. Bir şeyler imzalattı. Meğer her şeyi almış elimden.
Nasıl anlamadınız?
- Benim kadar zeki bir insan anlamadı. Abla-kardeş gibi ilişki kurdu benimle. Zaten bu avukatın ilk olayı da ben değilmişim. Dolandırdığı başka kişiler de varmış ve onlar da ortaya çıktı. İşte İbrahim de beni dolandıran kadına karşı bütün malvarlığımı almak için şahlanmaya çalıştı. Ama maalesef yapamadığı için kötü alışkanlıklara bulaştı. Ondan sonra da bana zarar vermeye başladı. Elimden telefonları, bilgisayarları aldı. Hiçbir şekilde iletişim kuramadım.
Bu dönemde mi şiddet başladı?
- Evet, İbrahim madde kullanmaya başladıktan sonra. Onu da hâlâ suçlamıyorum. Önceden böyle değildi. Ailesi de kötü bir aile değil.
Hangi noktada “dur” dediniz?
- Bir gün sabaha karşı saat 03.00’te şakağıma silahı dayayıp beni uyandırdı. Aslında çok güçlü bir kadınım. Elinden silahı aldım. Duvara yapışıp kaldı. İnanamadı. Bir elimle silahı ona doğrulttum, diğer elimdeki telefonla 155’i aradım.
O noktaya kadar neden sessiz kaldınız?
- Rezil olmak istemedim.
Zaten âşık da değildiniz...
- Hayır. Benden yaşça küçüktü ve ayakları üzerinde durabilen biri değildi.
Çok birikiminiz var mıydı?
- Evet. Asla gereksiz para harcamam. 11 yaşımdan beri çalışıyorum. Halk tipi bir insanım. Marka takıntım hiç olmadı. Önemli olan üzerindekini iyi taşımak. Sadece iyi beslenirim ve cildime harcarım. Ama işte...
Hiçbir şey kalmadı mı?
- Tabii sokakta kalacak kadar değil ama milyon dolarlarım dolandırıldı. Ama hepsini alacağım. Bunun hesabını soruyorum. Dava devam ediyor. Ve bu davayı da kazanacağım.
Harika Avcı ile İbrahim Öztürk, 2009 yılında evlendi. Bu fotoğraf nikâh gününden...
Peki akli dengenizin yerinde olmadığını söyleyen abinizle konuşuyor musunuz?
- Evet, kinci değilim. Abimle babalarımız ayrı. Aramızdaki yaş farkı büyük. Bir de ben doğmadan ölen ablam vardı. Abim şimdi annemle yaşıyor. Onu nasıl hayatımdan çıkarayım?
Yaptıklarından pişman mı?
- Hem de çok pişman.
BENDEN BİR TANE DAHA YOK
Peki, geri dönmeye ve yeni bir albüm çıkarmaya nasıl karar verdiniz?
- Prodüktörüm Firuz Anlı sayesinde. Firuz bir şekilde benimle iletişim kurdu. Başta albüm olayına sıcak bakmadığımı düşünmüş. Oysa ben zaten çok istiyordum.
Kaç şarkı olacak albümde?
- Önce iki şarkıyla çıkış yapacağım. Albümün adı ‘Mavi Siyah’. Ama bu seferki şarkılar çok farklı.
Nedir farkları?
- Slow şarkım ‘Mavi Siyah’. ‘Alışırım’ isimli şarkımın tadında ama çok daha güzeli. Bir de ‘Deliyim Ben’ havasında ‘Çelişki’ diye bir şarkım var. Gerçekten çok iddialıyım. İkisinin de sözü-müziği Suat Sakarya’ya ait.
Siz yokken piyasa nasıldı?
- Çoğu işi beğenmedim. Benden bir tane daha yok. Ben çıktıktan sonra bir- çoğu kaçacak.
İKİ ODA BİR SALON KADINIM
Soldaki fotoğraf 2001, sağdaki 2006 yılına ait.
Sacit Aslan bir röportajında “Harika Avcı’nın en büyük belası güzelliği oldu” demiş...
- Doğru!
Çok çektiniz mi güzellikten?
- Güzellik göreceli. Kendimi seksi bulmam. Masum bir yüze sahibimdir. Mesela çırılçıplak fotoğraf çektireyim. (Ellerini göğsüne doğru götürüyor)
Ellerinizle göğsünüzü mü kapatırsınız?
- Neremi ellerimle kapatacağım canım! İki oda bir salon kadınım ben! 1.78 boyumdayım. Topuklularla iki metre oluyorum. İyi de sen şimdi niye kızardın
Hakan? Korkma! Bak saten bir çarşafa sarılayım. Bacaklarımı göğsümü kapatayım, o bile bende avam durmuyor. Çünkü yüzümde masumiyet var.
Sizin assolist olduğunuz dönemde korkup Seda Sayan’ı parlatmaya çalıştıkları doğru mu?
- Mat olan bir şeyi ne kadar parlatabilirsin canım. Cila kendinden vardır zaten.
ERKEĞİMİ YÜCELTİRİM
Çok âşık oldunuz mu?
- Hayır. Birlikte olduğum insanların sayısı beş parmağı geçmez.
Ama geçmişte hakkınızda çıkan haberler öyle söylemiyor.
- O yazılanlarda hayatıma girenlerden adeta futbol takımı kurmuşlar. Ama ben o isimlerin hiçbirini tanımıyorum.
Çapkın mısınız?
- Göz çapkınlığım var. Bakarım. Ama yanımdaki erkeğe baktırmam, oyarım! Şaka tabii. Ben erkeğimi yüceltirim. Onun yakışıklı ve bakımlı olması beni sevindirir.
Bir erkekte sizi ne etkiler?
- Hiç kolay değil beni etkilemek. Kulisime gelen çok hediyeler oldu... Ama hepsini fırlatıp atmışımdır şimdiye kadar. Beni dürüstlük ve duruş tavlar.
BANA ÂŞIK ÇOK KADIN VARDI
Oysa 1994’te bir röportajınızda “Benim için boy pos önemli değil. Cüzdanı dolu erkek yakışıklıdır” demişsiniz.
- Asla öyle bir şey demedim. Babamı kaybettiğimde iki yaşımdaydım, onun serveti bana yeterdi. Anne tarafım zaten varlıklıydı. Ama ben çok asi bir çocuktum. 11 yaşımdan itibaren kimseye eyvallah demedim.
Şimdiki popstarlar başlarına gelen tacizleri anlatıyor. Mesela Murat Boz bir röportajımızda “Kulise iç çamaşırı geliyor” demişti...
- Bıraksın ya. Sen de inanıyorsun. Neden atsın insanlar külodunu? Çorap bile atan yoktur. Bunlar size karşı kullanılan ve “Ben seksapelim” demek için yapılan şeyler. Valla bu yeni jenerasyona çok gülüyorum. Komikler.
Gazino yıllarında tacize uğradınız mı?
- Ne tacizi ya? Ben sahneye çıktığımda insanlar sigaralarını söndürürdü.
Bu camiada dostunuz yok mu?
- Çok sevdiklerim oldu ama hiçbirine inanmadım. Bazılarını gidemediğim işlere bile yolladım ama kimse değerimi bilmedi. Çok nankörler. Samimiyetlerine asla inanmıyorum. Kimse yaşadıklarımdan sonra geçmiş olsun bile demedi.
“Kadın kadının kurdu” derler ya... Kadınlardan çok çektiniz mi?
- Onu bilmem ama bana çok âşık olan kadın var.
Peki hiç öyle bir ilişki yaşadınız mı?
- Ne diyorsun sen ya? Benim masajımı bile yapan masördür. Bir kadının eli elime değdiği takdirde öldürürüm. Asla!
Şimdi hayatınızda biri var mı?
- Yalnızım, hem de uzun zamandır.
KUSURA BAKMA AMA HARİKA AVCI’YLA KONUŞUYORSUN
2004
Çocuk yapmadığınız için hiç pişman oldunuz mu?
- Kızım vardı zaten. Erken doğumda öldü. O defteri kapadım. İstesem şimdi de doğururum. Evlat alırım. Ama artık bu konuları kapat! Zaten röportaj vermiyorum. Bugün de prodüktörüm Anlı’nın sayesinde buradayım.
Kapatamıyorum çünkü konuştukça açılıyorsunuz...
- Kusura bakma ama Harika Avcı’yla konuşuyorsun. Benim kadar dolu dolu yaşayan biri olduğuna inanmıyorum. Benden bir tane daha yoktur.
SOL TARAFIM KANLAR İÇİNDEYDİ VE YÜZÜMDE NEREDEYSE ET KALMAMIŞTI
Kaç kilo verdiniz?
- Hiç kilolu değildim ki. Bende ödem var. Sen Saba Tümer’in programından bahsediyorsun. Ama o dönemde kortizon almıştım. İbrahim beni merdivenlerden itmişti.
Nasıl yaşandı o olay?
- Beni merdivenlerden itti. Düştüğüm zemin hindistancevizi kaplamasıydı. Çok sertti. Zaten sonrasını hatırlamıyorum. Bir Golden cinsi oğlum var. O beni yalayarak uyandırdı. Sol tarafım kanlar içindeydi ve yüzümde neredeyse et kalmamıştı.
Peki ‘alkol bağımlısı, madde kullanıyor’ iddialarına ne diyorsunuz?
- Böyle saçmalık olabilir mi? Kullansam İbrahim’e kapanırdım. Bağımlı olmaya karşıyım.
Yaşadığınız son olaya gelirsek... Kaza da dendi, intihar da. Ne yaşandı o gün?
- Kendimi bilerek vurdum. Bu yaşadıklarıma karşı bir protestoydu aslında.
Nasıl oldu?
- İbrahim’in silahlarını avukata teslim etmek istedim. Ama almadı. Sabaha karşı sinirlerim zaten bozuktu. Odama gittim. Yatağın kıyısına oturdum. Silah sol elimdeydi ve yere düştü. Aniden karar verdim. Ve kendimi vurdum.
O noktaya nasıl geldiniz?
- İşin içinden çıkamıyordum işte.
Şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
- Çok iyiyim. Hayat benden korksun. Beni tanımıyorsun Hakan! Küllerinden doğdu derler ya. Ben küllerimden doğmadım çünkü hiç yanmadım. Ateşin ta kendisiyim.