LİNET DİYOR Kİ; ERKEKLER EVLENMEKTEN ÇOK KORKUYOR!
Linet 10 yıllık suskunluğunu ?Paylaşmak İstiyorum? isimli bir albüm ile bozdu. Ülkesinde, yaşanan savaşa denk gelen bu albüm için, ?Kötü bir tesadüf değil, bu albümün hayırlı olacağına inanıyorum? diyen Linet, verdiği 30 kilonun kaybettiği güveni kazandırdığını söylüyor.
Bu albümü için cebinden 150 bin YTL harcadığını söyleyen Linet, kriz ortamında harcadığı bu para için korkmadığının da altını çiziyor.
Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Sıla, Hakan Altun, Emirkan,Metin Güneş, Bülent Özdemir, Hakkı Yalçın gibi ustaların şarkılarını seslendiren Linet'in albümünün süpervizörlüğünü Mehmet Güngör, müzik direktörlüğünü Emirkan, düzenlemelerini ise, Erhan Bayrak, Mustafa Ceceli, Bülent Özdemir, Aydın Kara, Hakan Sarıca, Ercüment Ekin ve Ozan Özkök yaptı. 6 dil bildiğini söyleyen Linet, "Ben Türkiye'nin ey iyi sesiyim. Son on yılın en bomba albümünü yaptım" diyerek iddialı olduğunu bir kez daha belirtip kaybettiği zamanı çok kısa sürede kazanacağını söylüyor.
- Ülkeniz savaşta. Ve siz 10 yıl aradan sonra yeniden Türkiye'ye döndünüz ve albüm yaptınız.
İsrail de doğdum ama aynı dini paylaşıyoruz. Ben Türküm demekten de geri kalamıyorum. Benim genlerim ve atalarım 500 yıldan bu yana Türkiye'deler. Ben burada varoldum. Sadece vatandaş olarak vicdanlı bir insan olarak kesinlikle bir an önce ateşkes imzalanması ve insanların canına kıyılmaması gerektiğini düşünüyorum. Benim elimden gelen bir tek şey var, ben dünyanın konuştuğu bir tek dili konuşabiliyorum. O çok büyük bir zenginlik o da müzik. Bu şekilde bir şeyleri değiştirebiliyorsam, çok mutlu olurum. Baştakiler maalesef kararları veriyor. Elimizde hiç bir şey olmadan, fikirlerimizi, duygularımızı, üzüntülerimizi söyleyebiliyoruz. Ancak ben bu şekilde ifade edebiliyorum kendimi.
- Albümün böyle bir zamana gelmesine üzülüyor musunuz?
Aslında asla kötü bir tesadüf olamaz. Belki de çok büyük yardımcı olacak diye düşünüyorum. Çünkü ben uzun yıllardan bu yana çalışıyorum ve büyük bir cesaret ile böyle bir albüm yaptım. Ve bu işin inşallah dünyaya hayırlı olmasını temenni ederek yola çıktım. Başka bir şey de söyleyemiyorum. Herkes gibi bende üzüntülüyüm.
- Ve bu albümde, Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur'un iki klasik eserine yer verdiniz.
Eski şarkılara her zaman daha çok meyilliyiz insan olarak. Beyninde bildiğin bir şeyi daha rahat adapte olursunuz. Orhan Gencebay'ın Çilekeş, Ferdi Tayfur'un Derbeder aynı dönemin iki hit şarkısı. Onları ben düşündüm ve seçtim. Bugüne taşıdım. Her ikisi de bana büyük bir destek vererek, 'Senin sesinden okunmayacakta kimin sesinden okunacak' dediler. Orhan Ağbi biliyorsunuz şarkılarını vermiyor hiç kimseye.
-Çok para istediler mi?
Aslında hediye denebilecek kadar simgesel bir para ödedim. Ama olay bu değil. Trilyon de versen böyle iki cevherin şarkısını albümü de okumak çok büyük bir onur benim için. Her anlamda verilmesi gereken bir olaydır bu. Pırlanta satın alıyorsunuz. Pırlantanın da bir fiyatı var. Kimse durup dururken pırlanta hediye etmez size. Öncelikle böyle bir yeteneğe sahip olduğum için Allah'a her zaman şükrediyorum. Son on yılın en iddialı albümü.
- Bu albüm için çok para harcadınız mı?
Evet 150 bin YTL harcadım ve kendim yaptım. Ama hayırlı olarak geri dönecek biliyorum.
- Allah vergisi bir sesim var deyip 10 yıl neden ortadan kayboldunuz?
Bu dünyada herkesin ödeyeceği bir bedel vardır. Ben cezalandırılmış gibi hissediyorum kendimi. Bir ses sanatçısı olarak işimi yapmamanın cezası büyük bir cezası. Müebbedete çarptırılsam belki bu kadar acı çekmezdim. Bu bedeler hayat ödetiyor bir yerde. İş meseleler, ailevi meseleler bazen insanı bu duruma sürükleyebilir. Ben bir iki yıl gider dönerim diye gittim. Ama on yıl kaldım. Ama bu süreç içinde olgunlaştım, kişiliğim oturdu. Bu albümü kendim yaptım. Çok güzel bir ekip oluşturdum. Şanslıyım o konuda.
- İsrail'de, 10 yıl kaldıktan sonra ne zaman dönme kararı aldınız?
Bakırköy Felek'den bana bir teklif geldi. Bir aylık bir anlaşmamız vardı. Bir ay çalıştık, bana 'Daha insanlar yeni yeni alışmaya başladı. Uzatalım kalın burada bize bir ev tutalım' dediler. Öyle bir macera başladı. Kalıyım mı, kalmayayım mı diye çok gidip geldim kendimle. Çok ürkektim çünkü. Unutuldum diye kesin karar verdim kendi kendime. Ama ikna ettiler beni. İki yıla dayanan bir çalışmamız oldu. İnanılmaz bir hatırlatma oldu. İnsanlar hatırladı, benimsedi, istedi. Televizyon çekimleri başladı. Sonra Nispet'te çalışmaya başladım. Ve şimdi de Günay'da çalışıyorum. Bu süreç kısa anlatılıyor ama çok uzun bir zaman içinde oldu.
-'Ben unutuldum' korkusunu çok mu yaşadınız?
Evet evet çok yaşadım. Ama her zaman bana haberler geliyordu. İnsanların ben aradığını ve unutmadığını biliyordum ama Allah hiç kimseye vermesin. Bunu yaşıyorsunuz. Benim tek silahım sesim. Küçük bir sesim olsaydı bu kadar üzülmezdim.
- İsrail'de ne yapıyordunuz?
Tatlıcı dükkanı açtım. Çikolata satıyordum.
- Kiloları çikolata dükkanında aldınız yani.
Evet sıkıntı stres 90 kiloya kadar beni şişirdi. Sonra bi baktım ki, 100'ü bulacak rejime başladım ve beş altı yıl kadar sürdü. Dükkanı kapattım ve rejime başladım.
- 90 kilo olunca mı kapatmaya karar verdiniz?
Yok iflas ettim. O yüzden kapattım.
- Yalnızca ailevi sorunları yüzünden mi geri dönme kararı aldınız?
Evet ama eskiden işlere gitmek çok zordu. Bugün de zor ama o zaman bir tekelleşme vardı. Belirli başlı isimler vardı. Onların artıkları ile yetinmek zorunda kalıyordum. Ben çok az kazanç elde ediyordum burada. Ben hiç bir zaman zengin olayım, trilyoner olayım gibi bir hedefim yok. Ben mütevazi bir sanatçıyım. Şimdi mesela Günay'da çıkıyorum insanlar, çok pahalı olduğunu düşündüğü için korkuyorlar. Ama hayır korkmasınlar. Akın akın gelsinler Günay ucuz. Ben pahalı olan bir yerde çıkıp insanları zedelemek istemem. Her şey ortada. Çok pahalı olmanın bir anlamı yok.
- Gazinoların kapanmasını assolistlerin çok para istemesi yüzünden oldu.
Benim insanların beyninde yarattığı imajın devam etmesini istiyorum. Ben bir halk sanatçısıyım. Ben halka aidim. Ben halktan doğdum. Beni hiç kimse yapmadı. Beni halk bir yere taşıdı. Ben ilk albümü yaptığım zaman ne bir klip çektim, ne bir acayip promosyon yaptım. Ne medyadan bir desteğim oldu. Hayır bunların hiç biri olmadı. İnsanlar halk karar verdi benim yetenekli olup olmadığıma. Orhan Gencebay'ın da tabii büyük bir desteği olmuştur. İlk albümlerimi onun müzik şirketinden çıkarttım o da büyük bir etken ama en büyük etken halk beni sevdi ve inandı.
- Yani Günay'a çok zengin olmayan biri de gelip sizi izleyebilir mi?
Kesinlikle kesinlikle. Telefon edip sorsunlar. Diğer mekanlardan farklı değil. Eskiden çok pahalıymış ama şimdi öyle değil. Günay'ın yeni sahipleri bu konu da, çok hassaslar. Fiyat politikaları eskisi gibi değil.
- Peki rejime dönersek tam ne zaman kilo vermeye başladınız.
Tam kiloları ben 3 yılda verdim. Spor da yapmadım. Bir tek yürüyordum. Yürüyüşü seviyorum zaten. Sadece yürüyüş yaptım. Ağır bir egzersiz yapmadım.
- Diyetisyene mi gittiniz?
Evet. Besleyici ve doyurucu bir diyet yaptım. Günde altı öğün yiyordum. Psikologa da gittim ve bilinçli yeme alışkanlığı edindim. Kalori hesapları yaptım ve hayat biçimim haline getirdim.
- Ailenizde çok kilolu insan var mı?
Hepsi kilolu hepsi çok şişman.
- Siz onların arasında nasıl kilo vermeyi başardınız?
Onlardan uzaktım. Ben tek başıma ev kiraladım ve inzivaya çektim kendimi. Hiç biriyle görüşmedim. İmkansızdı o kalabalığın içinde. Benim kendi buzdolabım olması gerekiyordu.
-Eski resimlerinize bakıyor musunuz?
Tanımıyorum o resimlerdeki insanı.
- 30 kilonunun gitmesi size ne kazandırdı?
İlk düşündüğüm şimdi işimi çok iyi yapabilirim. Benim güvenim yerine geldi. Sahne de duruşum değişti. Şimdi daha kararlı ve istikrarlıyım. Kök salarak hedef koydum kendime. Allah'ın izniyle çalışmalara tam hızla devam edeceğim. Artık bu kadar ara vermeyeceğim. Hedef, istekler, arzular, hayaller hiç bir zaman bitmez.
- Siz Türkiye'den giderken çok kişi sizin aşık olup işi bıraktığınızı ve evleneceğinizi düşündü.
Evet çok söylendi bu. İlişki her zaman var olması gerek olmaması anormal. Ama evlilik duygusunu tatmadım daha. Çok istiyorum. Ama önemli olan sadece evlenmek değil önemli olan o evliliğin çok doğru insanla yapılması. Sonra güzel bir fidan yetiştirmek. Benim hedeflerim bu.
- Aşk Ordusu diye bir şarkınız var. Aşk'ı yürekli yaşıyorsunuz gibi geldi bana.
Evet ilişkilerim uzun sürer. Ama ilişki sonunda bir tatlıya bağlanmadı.
- Siz evlenme teklif edin.
Ben dolaylı bir şekilde soruyorum. Ama düşmüyorlar kolay kolay kapana. (Gülüşmeler) Erkekler evlenmekten çok korkuyor. Ben bunu fark ettim. Ve bana çok güveniyorlar, benimle olan insan bana çok güveniyor. Belki de hayırlıdır böyle olması. Belki de doğru insanı bulamadım. Çok çabuk gidemiyorum ilişkilerden kopamıyorum. Uzun süreçli oluyor. Ama bunu da söyleyebilirim ki, asla mutsuz olduğum ortamda kalmam ve çok çabuk kaçarım. Az ve öz seçtim. İlişkilerim çok az oldu.
- Siz sahneye çıkıyorsunuz. Çiçeklerin arasında bir tek taş gelmiyor mu?
Ben tek taşımı hep kendim aldım. Kimse bana yüzük almadı.
- Sahneye çıkan sanatçılara hep çiçeklerin arasında yüzük gidermiş hep öyle söylenir.
Bunlar hayal bence. Hayal ürünleri diye düşünüyorum. Ben bu kadar senedir bu işin içindeyim asla bana anormal bir teklif kişiliğimi zedeleyecek bir teklif gelmedi. Ve çok güzel çekici bir kadın olduğumu biliyorum. Ama ben öyle bir elektrik vermemişim kimseye. Kadına bağlı. Arkanda bir kuyruk oluşturmak senin kuyruğuna bağlı. Kimse kimseye zorla hiç bir şey yaptırmıyor. Ve siz verdiğiniz elektriği erkekler çok iyi anlıyor.
- Siz çok seksi kıyafetler de giyiyorsunuz
Evet giyiyorum. Güzel bir vücudum var, güzel bacaklarım var. Minimi giyerim, göğüs dekoltemi de veririm. Ben dekolteyi seviyorum. Dekolte olmalı. Yırtmaçsa yırtmaç. Bunlar olması gereken şeyler. Görsellik çok önemli. Ama beni izleyen seyirci oraya takılmıyor. Sahnede bir bütün bakıyor. Sesimi dinliyor, beni izliyor. Duruş çok önemli. Her şey duruşta bitiyor.
- Hırslı bir kadın mısınız?
Hırslıyım ama hırslarıma yenik düşmem. Ben Türkiye'nin en iyi kadın sesiyim. Bunu biliyorum ve herkes biliyor. Ben bir yere gelebilmek için her şeyi yaparım demiyorum. Bekliyorum. Uzun yıllar bile geçse bekliyorum.