MURAT KEKİLLİ?DEN KESİN DÖNÜŞ: ?ARTIK DAĞLARA DÖNMEYECEĞİM, İSTANBUL?DA KALMAYA KARAR VERDİM?

30 Mayıs 2010 Pazar | 19:34

Çılgın, Bu Akşam Ölürüm, Eşek Gözlüm, Ahir Zaman isimli parçalarıyla akıllarda yer eden Murat Kekilli, son albümü ?Kalbimdeki Darp? ile İstanbul?a tekrar döndü. Artık İstanbul?da hayatını sürdürecek sanatçı, çok para kazanıp ihtiyaç sahiplerine yardım etmek istediğini ve rap söyleyebileceğini belirtiyor.

Zaman gazetesine konuşan Kekilli, "En büyük isteğim rıza kazanmak ve uzaydan dünyayı izlemektir. Ben kendimle barışık değil savaşık bir insanım. Müslüman biri olarak içinde nefsin var, kendinle nasıl barışık olacaksın?" diyor.

Ve Murat Kekilli tekrar Toros yaylalarından İstanbul'a geldi. Dönüş ne zaman?

Geldim ama bir daha gitmeyi düşünmüyorum.

Hayda, biz sizin böyle gidip gelmelerinizi seviyorduk oysa. Dağda çoban olmayı düşünüyordunuz, vaz mı geçtiniz? (Gülüşmeler)

Git gel, git gel ben de yoruldum artık. Dağda çoban olmak çok kolay, önemli olan şehirde çoban olmak. Nasıl oluyorsun? Bugün bir hastaneye gittik, ben olmasam ne olacaktı arkadaşımın hali? Grubum var, ilgilenmem gereken insanlar ve aileleri var, feyz alacak olanlar var. Burada daha çok savaşmam gerektiğine inanıyorum, şehirde kalmaya karar verdim abi. Zora talip olmak lazım. Sakin, dingin hayatı zaten yaptım, zora geldikçe kaçtım, dayanamadım, yok ettiler kaçtım. Bir de diren be kardeşim, savaş bakalım. Savaşın bu yüzünü görmem lazım.

"Üç albüm daha çıkarır, çeker giderim" sözünü unutalım yani?

Çeker giderim demedim, düşünüyorum dedim. İçimdeki yolculuğu tanımlamam lazım.

Bu 'Kalbimdeki Darp' albümün sizi gaza getirdi herhalde?

Gaza getirirse savaşma gücünü artıracaktır. Kendimi pasifize olmuş hissediyorum hayata karşı. Destek arayışım yok. Allah'tan başka kimseden destek istemem. Karşılıklı hoşgörü filan değil, karşılıksız abicim. 'Ben seni seveyim ki, sen de beni sev.' değil. Bir şey yapacağım, ne olduğunu biliyorum ama adlandıramıyorum. O yüzden geri kaçışlardan vazgeçtim. 'Kısacık bir anda nasıl bu kadar değiştin' dersen hayat böyledir baba. Benim İstanbul'a gelmem de böyle oldu, direndim ama bir anda karar verdim.

Peki oradan sizi özleyenlere ne olacak?

Biraz da onlar özlesin be! (Gülüşmeler)

Maşallah sevginiz geniş, nefretin neye karşı?

Benim nefretim geçicidir. Cenab-ı Allah çok merhamet sahibi ve affedicidir ya, o gelir aklıma, 'O bile affederken sana ne oluyor hıyar.' derim. (Gülüşmeler)Sen nesin ki affedemiyorsun? Hata hepimiz için var. Mesela bir siyasinin hatası oldu, yorganı açtık herkese gösterdik. Halbuki kapatabilirdik yorganı. Yakışan buydu, yakışmayanı yaptık.

İstanbul'da yaşamaya başladığınıza göre sizin için de yorganlar açılacak. Bu korkutmuyor mu sizi?

Ben hata yapacağım ve hata yapmaktan da hiç korkmam. Hatadan korksaydım Allah beni yaratmaz, 'Murat bu dünyaya fazla.' derdi. Toprakla uğraşıyorum filan, onun dışında insanlara katkım var mı? Yok. Elimden gelmeyince kendime kızıyorum. Niye Rönesans döneminde dünyaya gelmedim ki diyorum. Belki tarihin akışına yön verebilirdim. Yemekten obezite olmuş bir Batı ve yenilmekten çöp haline gelmiş bir Doğu. Bu iki çelişkiyi düşününce niye varım ki, neye yarıyorum diyorsun. Varlığımı bile ciddi olarak sorguluyorum, çok sevdiğim müzik yapmak bile ağır geliyor.

Yanlış zamanda doğdum diyor musunuz?

Zaman zaman diyorum.

Şarkılarınız olmasa ne yapardınız?

Konservatuvar eğitimi aldım, onun yerine astronomiyi deneyebilirdim. O en üst noktadaki meslek olarak tabir ettiğim çobanlık var ya, orada rıza yatar. Ütopyanın bir adım ötesi de rızadır, hayatın amacıdır. Rızayı kazanınca benim için yaşamın anlamı çözülmüştür. Şimdi onu şehre taşıdım, inşallah şehirde başarabilirim.

Albüm neden beş yıl gecikmeli olarak geldi?

Bu albümü yapmayı düşünmüyordum. Firma 'Bundan sonra bir şey yapmıyoruz.' deseydi şarkılar benimdi. Bu daha güzeldi. İnternetten zaten bir şekilde paylaşıyorsunuz. İki albüm sonra albüme gereksinim kalmayacak belki.

Organik mi bu albüm? (Gülüşmeler)

Tabii ki nefes alıyor, kanatları var uçuyor.

Üstelik lider özellikli koç burcusunuz. Buna rağmen mi?

Ben burçlara inanmam. Üstelik teleskopumla yıldızlara bakmama rağmen. (Gülüşmeler) Astroloji uzmanlarının salladıklarına inanıyorum. Küçük Tanrı'yı oynama yeter, bencilleşme. Çünkü ben, şeytanın cennetten kovulma nedenidir. Ben hiç baş olmak istemedim.

Koç gibi adam olalım yeter yani! (Gülüşmeler)

Aynen öyle ya!

Ne sağlıyor size gökyüzüne bakmak, ne kadar aciz olduğumuzu mu hatırlatıyor?

Onu dağa çıktığımda belirgin şekilde görüyorum. Hayatımın neredeyse tamamı orada geçti. Toroslar'a çıktığında ne kadar küçük olduğunu anlıyorsun. Evrene bakmak hakikaten farklı, oradan asla bakamayacağız belki ama.

Ya bir gün bakarsanız, uzaydan dünyaya?

Ya bakarsam var ya! Bana en büyük isteğin ne deseler, ilk isteğim rızadır, ondan sonraki uzaya çıkmaktır. Uzay karanlığında bir mavilik var, hayat var abi. Onu görünce herhalde nutkum tutulur.

Birçok insana göre fakir bir çocukluk geçirmişsiniz. Şimdi de çok para kazanma derdiniz yok gibi, öyle mi?

Bugün kararımı değiştirdim para kazanmak istiyorum. Hastanede çok sıra var, insanlar birbirine geçmiş durumda. 'Niye insanlar daha rahat yaşamasın?' diye düşünmeye başladım. Saçlarıma çok güzel diyorlar, şampuanla yıkadığımı bile söylememiştim. Şampuanla yıkıyorum ama markasını söylemeyeceğim. Nasıl ama! Bugün kafama saksı düştü. (Gülüşmeler)

Eskiden kaç TL ile geçiniyordunuz, şimdi kaç lira ile?

Ayda 300 lira yeter. Şimdi bilmiyorum, evim kira.

Sanatçılıktan vazgeçtiniz, şarkıcı mı oldunuz?

Para kazanmak şarkıcılıksa hiçbir sakıncası yok, ne derlerse desinler, bu benim birikimimden hiçbir şeyi alıp götürmez. Amacın yanında araçların hiçbir önemi yok. Ben öyle bir noktaya geldim ki, her şeye sahip olabileceğimi gördüm. Ve bunun zararlarını düşündüm. Ama şu an istediğim şeyler farklı, daha fazla insanlara nasıl faydalı olabilirim diye düşünmeye başladım. Gerekirse vakıf kurarım, okul, cami, yol yaptırırım. Bizim gibi insanların el atması gereken şeyler bunlar. Depremde arabaya bir şeyler doldurup, kamera almadan kendimiz gidiyorduk. Hayır abi, bazı şeylerde örnek olması gerekiyormuş. Topluca hareket etmek gerekiyor, daha büyük inşaatlar gerekiyormuş.

Evlilik var mı ufukta?

Magazinci olmayınca kimse bilmiyor, açıklamam, söylemem.

Kalbinizde darp bırakan birisi var mı?

(Uzun uzun düşünüyor) Kalbimde her an darp var baba ya, hiç boş durmuyor ki! Biri hep vardı ve var olacak.

Çocuk hayaliniz var mı?

Çocuk yeryüzünün süsü ya! İki, üç, dört, beş... Bakabildiğim kadar. Kopyalama yolla değil abi, organik yolla. Kocaeli'nde bir çocuk yurdunda manevi çocuklarım var. Orada 125'e 125 maç yaptık. Maç bitene kadar ayağıma bir kere top değdi. (Gülüşmeler)

Çok sakin görünüyorsunuz ama depresif dönemleriniz olmuyor mu?

Bir şeyi iki üç kere istediğimde olmuyorsa sinirleniyorum. Ama o kontrolden çıkış esnasında etrafıma zarar vermem. Bolca ülserim, gastritim, varisim var.

Gelelim Hegel'e, İbn-i Arabi'ye. Okuyor musunuz hâlâ felsefe?

Olduğu yerde bıraktım. Peygamber Efendimizin dönemini yaşamadan başka şeyler yaşadık. O dönemde zengin olan Müslümanların fakirleştiğini, fakir olanların zenginleştiğini, dengelendiğini görüyoruz. İnsan, kadın, çevre ve hayvan hakkı gibi her şeyin hakkı verilmiş. Bunu yakın arkadaşlarıma anlattığımda bile 'Hadi lan' diyorlar. Kendimizi tanımadan ahkam kesmemek lazım.

Kendinle barışık bir insan mısınız?

Savaşık bir insanım. Bir insan doğuştan itibaren dünyaya savaşmak için gelmiştir. Müslüman biri olarak şeytanla savaşmaya, imanını kurtarmaya gelmişsin. Nefsin var, kendinle nasıl barışık olacaksın? Zaten onunla savaşıyorsun.

Bu savaşın sonunda ahirette Allah'ın sizi nasıl karşılamasını istersiniz?

"O dünyada sen beni dost edindin, bu dünyada da ben seni dost edindim" demesini isterim. Bundan daha büyük kurtuluş yok. Şu an bana İstanbul'un tapusunu getirin, yapacağım tek şey 32 dişimi göstermek olur, ihtiyacım yok. Bu müzikle başarılı olmayı, çok büyük yerlere gelmesini istiyorum, paylaşmak için. Bunlardan kaçmakla bir yere varamadım çünkü.

Sesinizi beğenir misiniz?

Beğenmiyorum ses tonumu. Dışarıdan muhteşem, yumuşak, kadife gibi diyorlar ya, öyle değil, sıradan, Allah'ın bir sesi.

Sizi geleceğin Barış Manço'su, Karacaoğlan'ı olarak görüyorlardı. Ne diyorsunuz?

Ben Karacaoğlan, Barış Manço değilim, kendimi biliyorum, kimse hayal kurmasın. Egolarım adına çok mutmain oldu kalbim ama kendi gerçekliğimde adımların yere basar. Müzikle ulaşabileceğim en uç noktaya ulaşıp insanların arkamdan hayırla dua etmelerini ve rızaya ulaşmış bir insan olarak bu dünyadan ayrılmak isterim. Öğrendiklerimi ,yaptığım müzikle paylaşıyorum zaten.

Rap söyler misiniz?

Ceza ile başladı, bu konudaki takıntılarımı kırdı. Hoşuma gitti, bundan sonra da kullanacağım.

Masum musunuz?

Masum değilim! Umut ve korku arasındayım. Bu dünyadaki en kötü kişi olacak kadar kötü ve korkuluyum, ama o en kötülerin içinde ilk cennete girecek olan benim diyecek kadar da umutluyum.

ÖYKÜ GÜRMAN ’GÖNÜL DAĞI’ AİLESİNE KATILDI! SANATÇI MİNİBÜS ŞOFÖRÜ KİRAZ KARAKTERİNİ CANLANDIRACAK

MURAT KEKİLLİ?DEN KESİN DÖNÜŞ: ?ARTIK DAĞLARA DÖNMEYECEĞİM, İSTANBUL?DA KALMAYA KARAR VERDİM?

Etiketler

Diğer röportaj Haberleri

Bugünkü Popülerler

Kategoriler

Etiketler