Eylem Şenkal'la kapak çekimi için Kanyon'da buluşmaya karar verdik. Epey bir zaman bekletilebiliriz kuşkusuyla Kanyon'un yolunu tuttuğumuzda otoparkta hazır ve nazır bizi bekleyen Eylem bize ilk şaşkınlığımızı yaşattı. Şaşkınlığın ikinci perdesi hemen ardından geldi. Otomobilinin içinde 'Cumhuriyet'gazetesi okuyan bir Eylem. Dünyadan habersiz  'Bir elinde cımbız bir elinde ayna, umurunda mı dünya'tipi mankenlere inat bir kadın vardı karşımızda.
Hem de aynayla cımbızı bir elinde tutup öbür eline de gazeteler, dergiler, kitaplar almayı becerebilmiş bir güzel. Şimdi bu röportajla baş başa bırakıyoruz sizleri.

-Nihayet İzmir'li olmayan bir manken var galiba karşımızda?
Evet İstanbul doğumluyum. Gerçi babam Tunceli'li annem ise İspanyol.
-Melezler güzel olurmuş. Siz kendinizi güzel buluyormusunuz?
Güzelliğin ötesinde,kendimi çok iyi buluyorum. Kusursuz güzelliği kabul etmiyorum. İçi akılla doldurulmayan güzellikte yetersiz bir güzelliktir. Bakmayı bilmeyen nice güzellerde var. Bakmayı bilmek güzelliği tamamlayan.hatta artıran bir özelliktir. Yine de ben hiçbir zaman 'Ben çok güzelim,ben en güzelim diye orta yere çıkmam'böyle davrananları da şaşkınlıkla karşılıyorum.
-Bu sözlerinizin ucu Hülya Avşar'a dokunuyor.
Valla birilerine dokunuyor diye görüşlerimizi açıklamayalım mı? 'Kim en güzel benim diye orta yerde dolaşıyorsa O psikolojik vakıadır. Bunun adı psikolojide suç bastırmadır. Hülya Avşar 20 sene önce 'Ben en güzelim'diye ortalıkta dolaşıyor muydu? Ne zaman ki güzel olmaktan çıkmaya başladı, psikolojik savunma başladı.
-Hülya Avşar artık güzel değil mi?
Bence değil tabii. Haa yaşına göre hala güzel ama, o kadar.Kimsenin 'Ah ne kadın dediğini sanmıyorum. Hakkını yemeyelim zamanında güzelmiş. Ama sadece yüzü çok güzelmiş. Bütün vücuduyla bütün bir güzelliği hiçbir zaman sahip olamamış.
-Arabanızda Cumhuriyet gazetesi okuyordunuz.
Evet, ben solcu bir babanın kızıyım. Yaşadığın dünyaya karşı duyarlı olmayı, sorumluluk sahibi olmayı babamdan öğrendim. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Aldığım eğitimde duyarlılıklarımı,ilgilerimi artırdı. Hayatım boyunca emekçilerin yanında yer aldım. Lümpenlerden hep nefret ettim.
-Gönlünüzden geçen bir Cumhurbaşkanı adayınız var mı?
Esasında Cumhurbaşkanı olacak kişi siyasi anlamda ağdalı olmayacak. Yani O insanı gördüğünüz anda 'Bu kişi solcuydu,bu kişi sağcıydı gibi 'bir düşünce aklınıza gelmemeli. Bu anlamda Ahmet Necdet Sezer iyi bir Cumhurbaşkanıydı. Gönlümden Zülfü Livaneli geçebilir. Yaşasaydı Bedri Rahmi Eyüboğlu olabilirdi.

         ' SIFIR BEDEN EŞCİNSEL MODACI İŞİ'
-Mankenler dünyasında Sıfır beden çılgınlığı yaşanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu hakikaten bir çılgınlık. Gün boyu sadece bir elmayla yaşayan insanlar tanıyorum. Bu bir kere insan sağlığı için bir intihar. Koca insan bir elmayla yaşayabilir mi? İnsan ölür be. Hadi bir de 0 beden kadını güzel gösterse gene  anlarım. Tahta gibi kızcağızlar çıkıyor ortaya.
-Niye 0 beden olacağız diye yırtınıyorlar?
Bu da modacıların bir dayatması. Kim ne derse desin dünya modasını eşcinsel modacılar  belirliyor. Türkiye'de de modacıların çoğu eşcinsel. Aslına bakarsınız kadının güzel olmasına dayanamıyorlar. Kadını kadınlıktan çıkartıyorlar. Kadını da erkekleştiriyorlar. Bunu ya bilerek yapıyorlar. Ya da bilinç altından yapıyorlar.32 beden kadın olur mu? O zaman ortaya düz bir tahta çıkar. Kadın dediğinin kıvrımları olacak. Kadın 38 beden olur. Bu çılgın ve eşcinsel modacılara sağlık
Örgütleri, doktorlar,medya kuruluşları savaş açmalı. Bu ölümüne diyete dur denmeli.

EYLEM'LE CİNSELLİK VE ERKEKLER ÜZERİNE MEMLEKETTE 50 KOYUNA SATILAN KADINLAR VAR.BUNLARIN ÜZERİNE KUMA GELİYOR , KADINLAR GIKLARINI  ÇIKARAMIYORLAR.

CİNSELLİK İSE BİR TABUDUR. AYIP BİR ŞEYDİR. AYIP OLARAK NİTELENEN BİR ŞEYDEN ZEVK ÇIKMAZ. ŞUNU DA SÖYLEYEYİM. CİNSELLİĞİ TABULAŞTIRAN DA, AYIP  YA DA GÜNAH GÖSTEREN DE YİNE KADINLARDIR

-İlk cinsel deneyiminizi kimle ve ne zaman yaşadınız?

Böyle bir soruya cevap vermem.

-Bir erkekle beraber olmak için önce neye bakarsınız.

Aklına bakarım. Ben erkeğin aklına hayran olmalıyım. Fiziğine bakarak insanlarla beraber olmam.
-Evlilikte sadakate inanıyor musunuz?

Tabii ki inanıyorum. Sadakat olmadan evlilik olur mu? Ama çevremde müebbet evlilikler görüyorum. Bu insanlar evcililik oyunu oynuyorlar. Birbirlerini aldatıp sineye çekiyorlar. Bu bana çok anormal geliyor.

-Siz aldatılsanız ne yaparsınız?

Başıma gelmediği için bilmiyorum. Ya da geldi de haberim olmadı. Bilmiyorum. Evliysem boşanırım. Berabersem terk ederim. Ama terk etmeyen ya da boşanmıyan kadınlarıda kınamıyorum. Çok seviyor olabilir. Ekonomik nedenleri olabilir. Memlekette 50 koyuna satılan kadınlar var. Bunların üzerine kuma geliyor, gıklarını çıkaramıyorlar. Böyle gerçeklerde var.

-Aşık olmadan yatağa girebilir misiniz?

Hayır, asla. Çevremizde böyle insanlar var ama benim kabul edebileceğim bir şey değil.

-Ergenlik çağının Eylem'iyle şimdiki Eylem arasında ne gibi farklar var?

Çok büyük farklar var. Şimdi bir bakışta dostumu düşmanımı ayırt edebiliyorum.Daha kırılgan olduğumu fark ediyorum. Çok daha duyarlıyım. Şimdiki Eylem'i daha çok seviyorum.

-Dünyada yapılan araştırmalar kadınların ciddi bir orgazm sorunu olduğunu gösteriyor. Türkiye'de bu sayı daha fazla. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Dünyayı bilmem ama bizde kadına öğretilen, erkeğini mutlu etmektir. Özellikle Anadolu'da erkek mutlu olsun da kadının mutlu olması önemli değil anlayışı hakimdir. Cinsellik ise bir tabudur. Ayıp bir şeydir. Ayıp olarak nitelenen bir şeyden zevk çıkmaz. Şunu da söyleyeyim. Cinselliği tabulaştıran da, ayıp  ya da günah gösteren de yine kadınlardır. Çocukların eğitiminde annenin rolü büyük değil mi? Erkeklerin hiç mi suçu yok. Var tabi. Bebeklere bile tecavüz edebilen hayvanlar var bu toplumda, buna göz yuman anneler de var. Otobüste önündeki kadını elleyen, yolda yürüyen kadını en adi sözlerle taciz eden magandalar var. Nikahlı karısına tecavüz eden, kafa atan profesör var. Pek çok kadının yatağa bile girebildiğine şükredin. Bunları yaşayan kadınlar orgazm olabilir mi?
Kaynak:Perfect Dergisi

DOĞUM GÜNÜNÜ PROGRAMDA KUTLADI
Eylem Şenkal, Star TV'de ilgiyle izlenen "Olmaz Böyle Şey" proğramının yorumcularından biri. Geçtiğimiz hafta sonu 30 yaşına giren güzel mankene, programcı arkadaşları ve yapım ekibi, sürpriz bir doğum günü partisi hazırladı... Stüdyoda yapılan doğum günü partisinide kuşkusuz en mutlu olan kişi Eylem Şenkal'dı...

Haber ile ilgili diğer fotoğraflar