ONU HİÇ BÖYLE GÖRMEDİNİZ
Elle dergisi, ağustos sayısı için Bergüzar Korel?le yollara düştü. Önce Bodrum?a gidilip ?tatil albümü? hazırlandı. Ardından İstanbul?da buluşulup Korel?in mutluluğu, tatilleri, kıskançlığı ve hatta bikiniyle yakalanma durumları konuşuldu.
-Kuruçeşme, Aşşk Kahve’de buluşuyoruz Bergüzar Korel’le... İyice bronzlaşmış. “Elle için gittiğimiz Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum’u çok beğendiğimiz için, Halit ve Ali’yle tatilimizi uzattık. Harika zaman geçirdik” itirafında bulunuyor. Üzerinden tatil sonrası keyfiyle karışık mutluluk akıyor.
Araya ekran girdiğinde, pek çok kişi onu mesafeli ve soğuk bir insan sanıyormuş. “Konuşmaya başladığımda aslında hiç de öyle olmadığımı söylüyorlar” diye ekliyor. “Kişiyi en çok güzelleştiren, bakışlarıdır” diyor. “Bir insan ilerleyen zamanlarda ne kadar estetik yaptırırsa yaptırsın, yaşını bakışları belli ediyor; aynı şekilde kişinin güzelliği de bakışlarına yansıyor. şimdi mesela çok mutlu olduğum için kendimi güzel hissediyorum” diyor.
HALİT, BABAMA HİÇ BENZEMİYOR
Mutluluğunun nedenini hepimiz tahmin edebiliyoruz: Halit Ergenç ve oğulları Ali! Hep merak ettiğim şeyi sormanın tam sırası: Kadınların babalarını andıran adamlara aşık olduğu söylenir. Eşi Halit Ergenç hiç babası Tanju Korel’e benziyor mu?
“Halit babama hiç benzemiyor. Tek ortak noktaları, ailelerine düşkün olmaları. Karakter olarak çok farklılar. Hemen her kız çocuğu gibi ben de babama aşıktım. Ancak ona benzeyen bir insanla olmayı tercih etmedim. Evet, o iyi bir babaydı; ancak eş olarak zor biriydi. Sevgisiyle sınırlarını belirleyen bir adamdı. Halit’le çok özgürüm. Hayatımızda hiçbir kural, hiçbir mecburiyet yok. Sadece özgürlük var. ıkimizin yarattığı bir özgürlük. ılk defa her anımı bir insanla yaşıyor ve kendimi bu kadar özgür ve mutlu hissediyorum.”
Aşkları zaten çok konuşuldu. Bu konuda herkes bir şeyler söyledi. O, bu görüşmeyi bir aşk muhabbetine çevirmeyi istemiyor. “Bizim hikayemiz çok uzun ama bunu anlatmayı, bu konuda konuşmayı hiçbir zaman tercih etmedik” diye hatırlatıyor.
“Benim için Halit’in en büyük özelliği ve onunla bu kadar mutlu olmamın sebebi, bana konuşmayı öğretmesi. Bana konuşarak her şeyi çözebileceğimizi, hiçbir şeyi saklamamayı; düşündüğüm, hissettiğim her şeyi söyleyebilmeyi öğretti. Bu kadar. Sen bunu istediğin gibi yazabilirsin” diyor.
O KADAR KISKANÇ OLSAM EVLİLİĞİM SÜRER MİYDİ
Mutlu, huzurlu, hayatından ve sahip olduklarından memnun... Kendisini kötü hissettiği bir şey yok mu gerçekten, merak ediyorum. Cevaplıyor...
“Olmaz olur mu! Özellikle Ali daha da küçükken, çalışırken, kendimi çok mutsuz hissettiğim zamanlar oldu. Yetersizlik duygusuyla baş edemiyordum. Zannediyordum ki her boş anım Ali’ye ait olmalı. Etrafımdakiler bunu çok abarttığımı söylüyordu. Neyse ki bunun benim veya Ali için iyi bir şey olmadığını öğrendim. Zamanla bu konuda da bir denge yakaladım.”
Peki ya bu (sözde) “meşhur” kıskançlığı? Gerçekten eşini rol arkadaşlarından kıskanıyor mu? Halit Ergenç dizide aşk yaşadı diye kızıyor mu, akşam evde onun başının etini yiyor mu? Üstelik kendisi de bir oyuncu...
“Ben tüm bunları gerçekten yapıyor olsaydım bu evlilik sürer miydi?” diye soruyor. “Özellikle son iki sene bu konu öyle bir noktaya geldi ki, dokuz yaşındaki bir kız çocuğu bile yanıma gelip bunu sorabiliyor. ınsanlar ekranda gördükleri her şeye çok inanıyorlar. Ben Halit’le evliyim, o da Bergüzar’la evli. Dizide bir karakteri canlandırıyoruz. Biz de herkes gibi işimizi yapıp, sonra normal hayatımıza devam ediyoruz” diyor lafı fazla uzatmadan.
“MUHTEŞEM YÜZYIL”A DEVAM ETMEYECEĞİM
Bu arada, laf lafı açıyor, aklıma “Muhteşem Yüzyıl” geliyor. Eşi Halit Ergenç’i bir kat daha yıldızlaştıran dizi olduğu için değil. Kendiliğinden. Bergüzar Korel’in konuk oyuncu olarak final bölümüne katılması, kafaların karışmasına yetmiş.
Diziye neden dahil oldu? Bu, eşi sayesinde mi oldu? Hemen merak edildi tabii ki. Ben de bunları soruyorum. Daha doğrusu, sadece “Neden katıldın?” meselesini kurcalıyorum. Anlatmaya başlıyor:
“Bu tamamıyla Meral Okay ve Timur Savcı’nın ricasıyla gerçekleşti. Çok da keyifli oldu. Bu arada, diziye devam etmeyeceğim. Sadece bir bölümlük bir işti. Hatta jenerikte ismimin geçmesini de istemedim. O bölümün tanıtımında da görünmeyip, akşam doğrudan dizide çıkayım, sürpriz olsun; olsun bitsin diye düşündüm. Meral Abla (Okay) dizinin kutlama yemeğinde ‘Senin için bir karakter yazdım. Sezon sonunda bir bölüm giriyorsun, haberin olsun’ dedi. Yani önceden konuşulmuş, planlanmış bir şey değil. Yazdığı karakteri benim oynamamı düşündüğünü dile getirdikten sonra ben de ne oynayacağım diye sormadım. Yurtdışında da tanınan oyuncular bir diziye konuk oyuncu olarak girerler. Bu yapımcının, senaristin ve oyuncunun birbirlerine karşılıklı yaptığı bir jesttir. Tabii ki kabul ettim. Keyifli bir deneyimdi. ış konusunda Halit kimseden benim için bir şey istemez. Bunun neden bu kadar sorgulandığını anlamıyorum. Sonuçta ben de bir oyuncuyum.”
BİKİNİYLE YAKALANMA MESELESİ ÇOK KOMİK
Sohbetimizin sonunda sıra Elle’le yaptığı çekimi konuşmaya geliyor. Fotoğraflardaki kadın genç, enerjik, mesafesiz... Bu çekimden sonra kimsenin onu “bikiniyle yakalamasına” gerek kalmaz artık diye şaka yapıyorum. “Bikiniyle yakalanma meselesi çok komik. Denize peştamalla girsem ve beni çekseler, yakalanmış olacağım. Hepimiz bikini giyiyoruz!” diyor gülerek. Röportaj: Suzan YURDACAN Fotoğraflar: Barış AKTINMAZ/FABRİKA