ÖZCAN DENİZ?DEN İLGİNÇ SÖZLER: GÜÇLÜ KADIN ERKEĞİ YA MAÇO?LAŞTIRIYOR YA DA KADINLAŞTIRIYOR!
Yeni albümü ?Sevdazede?yi kısa bir süre önce piyasaya süren Özcan Deniz, aşk ve kadın-erkek ilişkileri üzerine ilginç açıklamalar yaptı.
Günümüzde kadın ve erkek rollerinin değiştiğini savunan şarkıcı, "Güçlü kadınlar ne yazık ki erkeklerin kimyasını bozdu. Güçlü kadın, erkeği ya maçolaştırıyor ya da tam tersi kadınsılaştırıyor" dedi.
25 Temmuz günü Bahçeşehir'de bir konseriniz var. Bu konserde hayranlarınıza sürpriz yapıp bir de dans gösterisi sunacaksınız.
- Evet... Ama artık sürprizi kalmadı, çünkü siz görüntülediniz bu anı!
Zeybek oynayacaksınız, değil mi?
- Oynamaya çalışacağım, evet... Ayrıca biliyorsunuz zeybek, benim doğduğum topraklara ait bir dans...
Evet, siz Aydınlı'sınız...
- Ana belleğimde görüntü olarak çok yer alır zeybek...
BUGÜNKÜ AŞKI REDDEDİYORUM
* Duydum ki "Sevdazede"nin satış grafiği, yüzünüzü güldürüyormuş...
- Evet, Allah'a şükür her şey çok güzel gidiyor. Beklentinin çok çok üstünde hatta satışlar.
*"Sevdazede", konsept olarak da edebi değeri olan bir albüm. Bu anlamda diğer albümlerinizden farklı...
- Evet, öyle... Edebi değeri olmasını özellikle istedim. şarkılar sırtını nakarata ya da melodiye dayamamalıydı.
* Ama ana konumuz yine aşk ve ayrılıklar...
- Aşk, ayrılık olmazsa, olmaz zaten.
* Yaşınız genç olmasına rağmen şarkı sözlerinizde eski aşklara göndermeler yapıyor, sanki onlara özlem duyuyorsunuz. Diyorsunuz ki, "Evlilikler bir ömür boyu sürerdi, 'bir yastıkta kocayın' yerinde deyimdi"...
- E, öyle tabii... Artık kimseyi anlamıyorsun, tanımıyorsun. Herkes maskeyle dolaşıyor. Gerçek aşkı, kadını ya da erkeği bulabilmek zorlaştı. O yüzen de bir şarkımda "ıllallah aşktan" diyorum. Fakat burada aşkın kendisini reddetmiyorum. Ben şu anki aşkı reddediyorum. Yoksa aşkın kendisi reddedilemez, inkar edilemez.
YERİ GELDİ Mİ HERKES SUSACAK
* Diyorsunuz ki, "Ne söyledim de bu kadar karıştı kafan? Aşk dedim, başka bir şey demedim"... "Sana aşığım" denildiğinde artık insanlar buna inanmıyor mu, ne oldu?
- Artık insanlar aşk kelimesini o kadar sıradanlaştırdı ki? Çiftler birbirlerine bunu söylerken, o kelimenin altı, içi boş kalıyor. "Aşığım" demek, dil alışkanlığı haline geldi. Bunu dolu dolu söyleyen biriyle karşılaştıkları zaman da bocalıyorlar.
* Peki siz "Kadın yeri geldi mi susmasını bilmeli" diyenlerden misiniz?
- Vallahi ben yeri geldi mi herkesin susmasını bilmesi gerektiğini savunanlardanım.
* Günümüzde kadınlar erkeksileşti, erkekler de feminenleşti...
- Evet, roller değişti. Herkesin gözü diğerinin yerinde çünkü... Kadın erkeğe eskisi kadar müsamaha göstermiyor, neden? Çünkü kendi ayaklarının üzerinde durmasını, güçlü olmasını öğrendi. Dolayısıyla erkeğin baskısına izin vermiyor. Doğru bir hareket, ama yeni bir durum olduğu için adaptasyon sorunu yaşanıyor. Erkek alışık değil buna. Alışık olmadığı için de ne yapıyor, o güçlü kadının karşısında maçolaşarak durmaya çalışıyor. Bakın, güçlü kadın erkekte iki türlü arıza yaratıyor: Ya erkeği maçolaştırıyor ya da kadınlaştırıyor... Adam diyor ki ya ondan olayım ya da tam tersi daha sertleşeyim... Bu karmaşa, erkeğin kimyasını bozmuş durumda. Erkeğin kimyasının bozulması, kadının kimyasını da bozuyor. Kadınlar da yalnızlaşmaya başlıyor. ılişki kuracak erkek kalmıyor. Burada etki-tepki durumu var. Yapılması gereken bir an önce adapte olmak...
* Nasıl adapte olunacak peki?
- O güçlü kadını anlamak, dinlemek gerek. O güçlü kadının avantajlarını kullanmak gerek. Çünkü artık erkekler tek başlarına hayatı çekip çevirme gücüne sahip değiller. Artık hayat, erkeğin de tek başına kaldıramayacağı kadar ağır, zor ve karmaşık bir şeye dönüştü. Bu hayatı iki kişi paylaşmanın bence hiçbir mahsuru yok. Güçlü, ayakları üzerinde durabilen, erkeği yıkıldığında taşıyabilecek bir kadın varsa, bunu kullanmak gerek. Ki, ben böyle bir kadını seviyorum.
* Çok konuşulan bir şarkınız var: "Kalp Yarası"... "Gidip sıyırayım ilk gördüğüm entariyi, öldürene kadar aldatayım. Karı gibi acı çekiyor diyorlar" gibi cümlelerinden dolayı bu şarkı kadına hakaret olarak algılandı. Siz ne diyeceksiniz?
- Bunu kadınlara yazılmış bir şarkı olarak algılarsak, tamam, öyle düşünülebilir. Ancak bu sözlerin içinde bir karakter, bir adam var. Bu adamın dillendirdiği bir şarkı bu... Sözlerinde de aşk acısı çeken bir adamın isyanı var. Aşkın, bilinci bir kenara ittiğini hepimiz biliyoruz. Aşkın, insana sansürsüz bir şekilde kendini ifade ettirdiği haller yaşattığını da biliyoruz. Aşk insanlara böyle şeyler yaşatır, söyletir. Bu bir şarkı. şarkı ne diyor: Anadolulu bir adam, muhtemelen Egeli... Kasabalı ve çok eğitimli biri de değil. Sevdiği kadın bir başkasıyla evleniyor ya da nişanlanıyor, dolayısıyla kendini yaralanmış, satılmış, ihanete uğramış hissediyor. Ve kendince bunu dillendiriyor. Dillendirirken de kendini frenlemiyor, sansürsüz konuşuyor, isyan ediyor. Üstelik bu adamın kullandığı bütün terimler, halk dilindeki terimler.
* Bu şarkı elinize ilk geldiğinde okuyup okumamakta tereddüt ettiniz mi?
- Açıkçası sert bir şarkı olduğu için çok düşündüm. Sonra acaba bu şarkıyı kadınlar reddeder mi diye endişelendim. Çünkü çok erkek şarkısıydı. Ama ben çok sevdim ve albümüme koydum, beklemeye başladım.
* Ne çıktı sonuç?
- Kadınların bu şarkıya daha çok sahip çıktığını gördüm. Çünkü kadınlar kendini bu kadar açık bir şekilde ifade eden erkeği seviyorlar. Biraz da acı çeken erkek görmek istiyorlar galiba... Burnundan kıl aldırmayan, cool takılan erkeklerden bıkmışlar.
Röportaj: Sema Eren/Kelebek