"AKLIMI ALACAK BEYNİMİ TATMİN EDECEK BİRİNİ ARIYORUM"
Saba Tümer, son yılların en çok konuşulan, dikkat çeken TV yıldızlarından biri. Şen kahkahası, dobra sözleri ve samimiyetiyle çok seviliyor, çok izleniyor. CNN TÜRK ekranlarından her akşam evlerimize konuk olan Tümer, başarısının sırrını ?olduğun gibi davranmak, doğal olmak? olarak açıklıyor. Saba Tümer ile işini, hedeflerini, özel hayatını konuştuk.
TELEVİZYONDA YAPTIĞINIZ PROGRAM ÇOK İZLENİYOR. BUNUN SIRRI NE, NELER SÖYLERSİNİZ?
Samimiyet ve doğal olmak. Gülmek istiyorsan gülüyorsun o anda. Evde oturduğumda, karşımdakine sormak istediğim şeyleri konuklarıma da soruyorum.
Çoğunlukla şen şakraksınız programda, bu enerjiyi nereden alıyorsunuz?
Bütün gün enerji çalışmalarından içim dışım enerji oldu. Normalde de konuşkan, şen şakrak bir insanım. Aynısını bir de seçtiğim konuklarla ekranda yapmış oluyorum. Orada tabii ki fazla enerji sarf ediyorsun, kafanı daha fazla çalıştırmak zorundasın. Bunların hepsi enerji gerektiren şeyler. Nefes ve enerji seansları alıyorum. Aydınlıkta, pozitifte kalmaya çalışıyorum.
ZOR BİRİ MİSİNİZ SEVGİLİ OLARAK?
Hiç zor değilim. Takıntılarım yoktur, çok eğlenceli, anlayışlıyımdır; damarıma basılırsa huysuz olurum. Eski sevgilim, ‘Huysuz ve Tatlı Kadın’ şarkısını atfetmişti bana. Benim için her zaman önce ailem, işim ve sonra erkek arkadaşım geldi. Erkek arkadaşımın, ailemin önüne geçmesi söz konusu değil. Ama işimin önüne de geçemedi. Bu da onların başarısızlığı. Bu, erkekler için çok kötü bir şey. Diğer ‘liman’ dediklerimiz, bunu onlara hissettirmiyorlar. Bütün hayatları o olmuş oluyor ama benim için aynı şey söz konusu değil. Önce ben varım, sonra onlar. Erkekler onlara muhtaç olunmasını veya öyleymiş gibi davranılmasını istiyor. Oyunun kuralı buysa ben o oyunu bilmiyorum, öğrenmek de istemiyorum.
AŞKIN GÖZÜ O ANLAMDA KÖR DEĞİL MİDİR?
Her ne kadar aşkta gözüm kara olsa da benim için işim ve kendi ayaklarımın üzerinde durmam daha önemli. Bir erkeğin eline bakmaktansa... Belki psikolojik bir şey. Babam dahil bir erkeğin eline bakmak benim yaradılışıma aykırı. Ben erkekleri sevilecek insanlar olarak görüyorum, kredi kartı olarak değil. Koca parası yemek kolay ama ben zoru seçtim. Kendi paramı kazanıp yemeyi seviyorum. Diğer yolu tercih edenleri yargılamıyorum ama ezik buluyorum. Bundan hiç ödün vermediğim için de o aşkın içinde hep beni yenme hırsları vardı. Yenemediler. Keşke o hırsa kapılmadan, tadını çıkarabilselerdi duygularımın, yaşattıklarımın.
AMA KADINLARIN ÇOĞU DA “GERÇEK AŞKI BULURSAM HER ŞEYİ BIRAKIR, ARKASINDAN GİDERİM” DER
O zaman ben gerçekten âşık olmadım. Bakalım bana öyle dedirtecek biri çıkacak mı, hodri meydan! Aklımı alacak, beynimi tatmin edecek birini arıyorum.
Röportajın devamı HELLO! dergisinde...