Moda çekimi için en doğal haliyle objektiflere poz veren Azra Akın, duru güzelliğini ve profesyonelliğini konuşturdu. Modaya ve hayata bakışıyla ilgili çok özel fikirlerini HT Mag’a anlattı.

■ Bugüne kadar size en yakın moda akımı veya dönem hangisi oldu?
1950'lerin moda akımı benim en ilgimi çeken dönemdir. Deri ceketler ve jean'leri her zaman etkiLeyici bulmuşumdur.
■ Moda akımları ne olursa olsun giysi ve aksesuvarl arınızda vazgeçilmez olanlar hangileridir?
Tişört, botlar, trençkot, jean ceket ve yüksek bel pantolonLar benim günlük yaşamımdaki vazgeçilmezlerim. Gece için ise siyah klasik elbise ve yüksek topuklardan asla vazgeçmem.
■ Bir kadının giysileri ile nasıl bir ilişkisi olmalı sizce?

Üzerine giydiğiniz zaman kendinizi içinde rahat ve güzel hissetmelisiniz. Ayrıca ilham verici olmalı.
■ Moda olana körü körüne bağlanmadan, trendlerin dışında kalarak tarz sahibi olmayı başarmış birçok isim var. Bu isimlerden en etkileyici olanlar kimler sizce?
Moda akımlarına kendini çok kaptırmadan tarzını yaratmış ve bu haliyle dikkatimi çeken başarılı çok isim var. Frida Kahlo, Sophia Loren, Marilyn Monroe, Jackie Onassis, Prenses Diana, Diane Keaton, Agyness Deyng, Diana Kruger ve Sienna Miller'ı sayabilirim.
■Bu isimlerin her biri kendine güvenen risk alabilen ve kendilerine özgü olan kişiler benim gözümde...
■ Özellikle saç ve makyajınızda yıllardır radikal değişiklikler yapmadınız. Değişikliklere mesafeli misiniz?
Değişiklik hayatla birlikte geliyor. Her şey değişim içinde. Ben dışımdaki değişikliklerden çok içimdeki değişikliğe yakınım.

■ Yıldız Kenter, Gülriz Sururi gibi sanat dünyasında ikon olmuş iki önemli isim ile birlikte oblektif karşısında olmak nasıl bir duygu?
Tüm çekim boyunca heyecanım geçmedi. Olağanüstü bir deneyim yaşadım. Onların mütevazı kişiliklerinden dolayı kendimi onlara çok yakın hissettim. Tutkularını örnek aldım. Ara ara çocuk gibi sarılmak istedim. Ama her şeyin ötesinde inanılmaz bir saygı duydum.
■ Gençlik ve kusursuz bedenler üzerine kurulmuş bir sektör olan moda endüstrisinde bir kadının yaşı ne olursa olsun hâlâ ilham kaynağı olmasını neye bağlıyorsunuz?
Hayatı tutku ile yaşaması, kendini geliştirmesi, kendine saygı duyması, kendini sevmesi, hayatın tüm gerçeklerine rağmen kendini hayatın akışına bırakmasına bağlıyorum.