19 yaşın saflığı ve tazeliği, yüzüne bakınca fark ettiğiniz ilk şey Ebru Şam'da. O kadar ki, poz verirken yüzü kızarıyor, utancından elini kolunu nereye koyacağını bilemiyor.
      
Almanya'da geçen çocukluk yıllarını konuşmaya başlıyoruz röportajın başında, gülümseyerek anlatıyor. Kendisinden bir yaş küçük kız kardeşiyle yaptıklarını hatırladıkça gözleri parlıyor.

Ondan beklendiği üzere Barbie bebek düşkünü bir prenses değil, futbol oynayan bir erkek Fatma'ymış aslında. Sigortacı bir baba ve ofis yöneticisi bir annenin ilk çocuğu. Yaşıtlarına göre çok uzun boylu olmuş hep.

MANKENLİK İÇİN BABASI ISRAR ETTİ        

16 yaşına geldiğinde, özellikle babası mankenlik yapması konusunda ısrarcı olmuş. Babasıyla el ele mankenlik ajansının kapısını çalıp, bu renkli dünyadan içeri ilk adımını atmış. Bu yolculuğun devamında güzellik kraliçeliğine uzanan hikayesi ise oldukça enteresan:
"Almanya'da bir arkadaşım güzellik yarışması duyurularını görür görmez yanıma geldi, 'Bu yarışmaya katılacaksın ve sen kazanacaksın, adım gibi eminim' dedi. Benden bile daha heyecanlı ve emindi. Hiç aklımda yokken o arkadaşım sayesinde yarışmaya katıldım. Bir ay sonra elemelere kaldığımı öğrenince, çok hasta olmama rağmen Almanya'dan İstanbul'a geldim."

HAYALLERİNİN PEŞİNDEN İSTANBUL'A GELDİ

Yarışmada birinci olduktan sonra sıra Güney Afrika'da yapılan Dünya Güzellik Yarışması'na gitmiş. Derece alamasa da bir aylık Güney Afrika deneyiminden çok mutlu döndüğünü anlatıyor. O yarışma da bitince tüm ailesini Almanya'da bırakıp hayallerinin peşinden İstanbul'a gelmiş.

Lise ikinci sınıfta okulu dondurmuş ama ne olursa olsun tamamlamayı düşünüyor: "Moda tasarımı okumayı istiyorum. Modayı takip ederim fakat stilime kendim bir şeyler katmayı ve yeni bir şeyler yaratmayı seviyorum."

KIVANÇ SORUSUNA YANIT VERMİYOR

Ebru'nun İstanbul'da mankenlikle başlayan kariyeri, şimdilerde "Adanalı" dizisindeki oyunculuk denemesiyle devam ediyor: "Ünlü olmak hiç aklımda yoktu. Ama 2009 Türkiye Kraliçesi olmak çok şey getirdi bana. Adanalı dizisinde oynama şansı yakaladım. Kendimi bir dizide izlemek inanılmaz heyecan verici."

Tüm bunların yanı sıra Kıvanç Tatlıtuğ'la birlikte olduklarına dair dedikodulara istinaden sorumu yöneltiyorum. Yanıt yok! Bu kız yaşına rağmen fazlasıyla kontrollü: "Genç yaşta böyle mesafeli ve kontrollü olmak beni yormuyor. Tam tersi, hayata pembe gözlüklerle bakmak yerine, her şeye daha gerçekçi ve olgun bakmayı tercih ediyorum."

TUZAK KURMALARINDAN KORKTUM

"Çok genç yaşta olduğum için iş hayatıyla ilgili korkularım ve endişelerim oldu. Özellikle bana tuzak kurabilecek insanların varlığı beni korkutuyordu. Ama çevremde iyi insanlar var. Ben de çok mesafeli biriyim."

YANITIM JÜRİNİN ÇOK HOŞUNA GİTTİ

"Güzellik yarışmasında bana '15 dakikalığına görünmez olsaydın ne yapardın?' diye soruldu. O an aklıma gelen iki şey vardı; bu yüzden 15 dakikayı ikiye böldüm. '7,5 dakika ailemin yanına gidip onları görmek isterdim, 7,5 dakika da gidip şahane pastalar yerdim' dedim. O an içimden gelen buydu, jürinin de çok hoşuna gitti."

 Eda Şentürk-Kelebek