VİLDAN ATASEVER İNTERNET MAĞDURUYUM DEDİ VE EKLEDİ:ÖDÜL ALMASAYDIM BUNLARI YAŞAMAZDIM!
İki Genç Kız? filmindeki rolüyle geçtiğimiz yıl Altın Portakal?da ?En İyi Kadın Oyuncu? seçilen, bu çıkışıyla da sanat dünyasını karıştıran Vildan Atasever, internet mağduru oldu. Filmdeki sevişme sahneleri internette gerçek hayattanmış gibi yansıtılan genç oyuncu, olayın kazandığı şöhret yüzünden yaşandığına inanıyor. ?Ödül olmasaydı belki bu kadar dikkat çekmeyecektim, filmin içindeki o sahneler kimsenin umurunda olmayacaktı. Ödül aldığım için bunlar oluyor bence.?
Anlalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü aldıktan sonra, dikkatleri iyice üzerine çeken Vildan Atasever, son dönemlerde hakkında çıkarılan haberlerden dolayı oldukça mutsuz. Vildan Atevser, Hürriyet muhabiri Arzu Akbaş'ın sorularını yanıtladı...
- 'İki Genç Kız' filmindeki sevişme sahneleriniz aylar sonra internette porno görüntülermiş gibi yayınlandı. Neler hissettiniz bunu öğrendiğinizde?
Ben bu mesleğin eğitimini aldım ve bir gazeteci eşi olarak nelerle karşılaşabileceğimi önceden çok iyi biliyordum. O yüzden çok etkilenmedim. Benzer olaylar yıllar sonra da olacak. Fakat yalan habere karşıyım. Bu filmden bir sahne, dolayısıyla filmin içindeyken anlamlıdır. Alınıp da başka bir yerde başka bir şeymiş gibi kullanılınca, görüntü bayağılaşıyor.
- Yönetmenden bu görüntüleri filmden çıkarmasını hiç istemiş miydiniz?
Biz profesyonel insanlarız, dolayısıyla bir sahneyi çekip ondan sonra filmden çıkar demem. Dolayısıyla kimseden böyle bir ricada bulunmadım. Ayrıca ben oyunculuk adına ülkemin en önemli ödülünü aldım bu filmle... Uzmanlar Vildan Atasever iyi bir oyuncudur diye tescilledi. Bu bana yeter.
- Bundan sonra da benzer olaylar yaşayabileceğinizi düşünüyor musunuz? Böyle tatsız durumlara hazırlıklı mısınız?
Ben mesleğimi yapmaya devam edeceğim, önüme de bu tarz senaryolar, sahneler hep gelecek. Bunları düşünmek istemiyorum. İstediğim tek şey işimi düşünmek ve işimi yapmak. İyi bir senaryo gelirse, gerçekten içindeki tüm sahneler senaryo için gerekliyse, yine yaparım. Ne diyecekler diye düşünmem. Bunları düşünmeye başlarsam işimi yapamam zaten.
- Film teklifi aldığında ailenize ve eşinize danıştınız mı?
TÜRVAK'ta eğitim alırken Perihan Mağden'in İki Genç Kız romanını alıp okumuştum. Oradaki Handan karakteri çok hoşuma gitmişti ve karakter analizi dersinde de onu analiz etmiştim. Bu karakteri analiz ederken önüme bir broşür geldi 'Behiye, Handan'ı arıyor' diye. O şekilde görüşmeye gittim ve giderken kimseye söylemedim. Sonra da 'Filme başlıyorum' dedim, beni tebrik ettiler.
- Filmden sahnelerin internette farklı bir üslupla yayınlanması konusunda yasal yollara başvurmayı, dava açmayı düşünüyor musunuz?
Evet, internette bu tarz haberleri yapan kişilere tazminat davası açıyoruz. Ben o sahneleri çektim, filmimde de yayınlandı. Filmde olmayan ya da çıkarılan sahneler değil ki... Sessiz kalmayacağım. Susmam çünkü susarsam gelecekte çok daha fazla yerde susmak zorunda kalırım.
- 'Kadın İsterse' dizisindeki anne ve babanız Hülya Avşar ile Cihan Ünal, sıkıntılı günlerinizde size destek verdi mi?
Cihan Bey geçen gün bana 'Bunlar hepimizin başına geldi' dedi. Hülya Avşar da yaşamış benzer bir olay. Sonuçta ben onlarla birlikte çalışıyorum ve her gün birbirimizi görüyoruz. Benim ne kadar disiplinli, çalışkan ve işini seven bir insan olduğumu bildiklerinden kızlarıyla gurur duyuyorlar. Ben onların gerçek anlamda küçük kızlarıyım. Bana sürekli 'Devam et, iyi gidiyorsun' diyorlar.
- İkinci sinema filminiz de bitti. bu projeden biraz söz edebilir misiniz?
'Masumiyet' filminin öncesini çektik. Derya Alabora ile Haluk Bilginer oynuyor. Senarist ve yönetmen Zeki Demirkubuz yaptı. Ben de 'Masumiyet' filminde Derya Alabora'nın oynadığı Uğur karakterinin gençliğini canlandırıyorum. Kasım ayı gibi vizyona girecek.
- Geleceğe dair endişeler taşıyor musunuz?
Kaygılarım yok ama ben her şeyin farkındayım, nereden geldiğimi de çok iyi biliyorum. Bence en önemlisi insanların nereden geldiğini bilmeleri. Pembe hayaller kurup o hayallerle yaşayan biri değilim. Olgun ve mantıklı bir insan, güçlü bir kadınım. Hayal de kuruyorsam bunların gerçeğe yakın olması lazım. Mesleğimiz suya yazılan bir meslek, yarın ne olacağımızı kimse bilemez.
- Ödülle birlikte daha çok tanındınız, bir anlamda şöhret oldunuz? Yaşamınızda neler değişti peki?
Neye göre şöhret, o çok önemli. Ben işimle şöhret olmuş biriyim. 'Kadın İsterse' dizisi ve 'İki Genç Kız' filminden önce 'Kurtlar Vadisi'nde oynadım mesela, ama kimse beni hatırlamıyor. Ne zaman ki dizi başladı ve film vizyona girdi, o zaman şöhret oldum. Bundan sonra da yapacağım işlerin iyi olması lazım. Bir gün şöhretim gittiği zaman -ki gidecektir- işimi yapmaya devam edebilmeliyim, önemli olan bu. Her yerde görünmek ya da şöhret olmak benim için önemli değil. Çünkü şöhret geçici, başarı kalıcıdır. Ben başarılı olmanın derdindeyim.
- Dizi ve film setleri dışında size dışarılarda pek rastlamıyoruz. İşten arta kalan zamanlarda neler yapıyorsunuz?
Evimde olmayı, ailemle zaman geçirmeyi seviyorum. Bol bol film izliyorum ve işimle ilgili her şeyi öğrenmeye çalışıyorum. Bir de köpeğimiz var, onunla ilgileniyorum. Çocuk yapamıyoruz, sevgimi ona veriyorum işte... Evimde temizliğimi, yemeğimi yapıyor, herkes gibi yaşıyorum. Bir de İngilizce kursu alıyorum.
ÖDÜL ALMASAYDIM BUNLAR YAŞANMAZDI
Ödül olmasaydım belki bu kadar dikkat çekmeyecektim, filmin içindeki o sahneler kimsenin umurunda olmayacaktı. Ödül aldığım için bunlar oluyor bence. Yani nereden ne çıkarabiliriz diye düşünüyor insanlar. Olsun, ben yine de her şeye olumlu bakmayı tercih ediyorum. Ödül almasaydım reklam filminde rol alamayabilir, oradan gelen parayla da 500 çocuğa ayakkabı hediye edemeyebilirdim.
Kaynak:Arzu Akbaş/Hürriyet-Kelebek