YELİZ: ’’AYNAYA GECELER BOYUNCA BAKTIM. KENDİMİ KENDİMDEN ÇIKARTIP O AYNAYA KONUŞTUM...’’
Yeliz bu yıl 45. sanat yılını kutluyor. Şimdi, 1995 yılında Ahmet Kaya tarafından yorumlanan Beni Vur’la müziğe döndü.
Yeliz bu yıl 45. sanat yılını kutluyor. Hepimizin kulağında bir Yeliz şarkısı mutlaka var.. Bu ne Dünya Kardeşim, Yalan, Sel Suyu Gibi, Hoşgeldin Bahar... Şimdi, 1995 yılında Ahmet Kaya tarafından yorumlanan Beni Vur’la müziğe döndü. “Yıllarca bir sürü hata yaptım. Şımarıktım, aklım on karış havadaydı, paranın pulun kıymetini bilmezdim… Artık yüreğimin götürdüğü yere körü körüne gitmem” diyor.
- Astroloji merakınızı duydum.
Daha çok astronomi. Galaksi beni çok cezbediyor. Morgan Freeman’ın belgeselini izliyorum. Gökyüzüne, uzaya çok meraklıyım. Uçaktan ödüm kopar, ama şimdi beni çağırıp uzaya yollayalım deseler, koşa koşa giderim.
-Ben sizi sanatçı olarak da, deli dolu ve harbi yanınızı da hep çok sevdim.
Ah çok teşekkür ederim. Deli dolu ve harbiyim, doğru!
- Fenerbahçelisiniz, Bebeklisiniz, mahallenin içten kızısınız.
Çok Fenerbahçeliyim, doğru. Hepsi doğru. Şimdi 17.00’da sokağa çıkacağım, tanımazsınız beni. Hırpani, eşofmanlarla hayvanları beslemeye çıkıyorum. Buradaki komşularım 20 kişi beni dinlemeye geldiler bir akşam. “Biz sizi hep hayvanları beslerken görüyoruz, tanıyamadık Yeliz Hanım” dediler. Orada başka bir Yeliz oluyorum ben. Birçok Yeliz var da; şarkıcı ve günlük hayat Yelizleri’yle çok iyi geçinmem lazım. Sahnenin Yeliz’i, mücevherlerle bezenmiş bir elbise. Eve gelince onu çıkartır asarım…
- Çıkartmadığınız zaman oldu mu?
Olmaz mı hiç? Yıllarca oldu. Bir sürü hata yaptım. Onlardan ders alabildiğim için de ödüllendiriliyorum bence.
- İnsan ders almayı nasıl beceriyor? Ders aldığını nasıl anlıyor?
Şu arkanızdaki ayna var ya, o aynaya geceler boyunca baktım. Kendimi kendimden çıkartıp o aynaya konuştum. Hatayı bulup kendinizi bundan sonra nasıl onaylayacağınıza karar veriyorsanız, sorun yok demektir.
- Hata nerelerdeymiş?
Şımarıktım, aklım 10 karış havadaydı, paranın pulun kıymetini bilmezdim… Artık yüreğimin götürdüğü yere körü körüne gitmem.
- Sanıyorum zengin ve okumuş bir ailenin kızı olarak doğdunuz.
Zengin bir aileye doğmadım. Ben doğduğumda varlıklarını kaybetmişlerdi. Altyapı, görgü, asalet parayla olmuyor zaten. Kimler biliyorum, beş kuruş parasız, elli tane sosyete hanımefendiye şapka çıkartırlar… Ben mahalle kültürüyle büyüdüm. O tarafımı çok seviyorum. Sitede, rezidansta oturamam ben. Çıkıp bakkalımla, sokaktaki esnafla, caddedeki işportacılarla konuşmayı çok seviyorum. Muhtarlığa adaylığını koy diyorlar bana! Seviyorum böyle yaşamayı. Kedilerle, köpeklerle konuşurum… Deli diyecekler bana… Ama sahne başka.
- Çok mu şık olursunuz?
Tuvalet giymem, ama çok şıkırtılıyımdır. Çok aksesuar kullanırım. Küpesiz yatamam bile, o derece. Sahnede daha da fazla.
- Bu İtalyan Lisesi’nin şarkıcı yetiştirmede ciddi bir rolü var herhalde. Baktım da, siz, Nilüfer, Parla Şenol, Asu Maralman; kimbilir başka kimler…
Asu önceydi tabii. İtalyan Kız Ortaokulu’ydu o zaman ilk başlanan okul. Ben hazırlıktayken, Nilüfer Orta 2’deydi. Öğle aralarında ona şarkı söyletirlerdi. Ay bu ne güzel ses diye içim giderdi. Sonra liseye geçti, Dünya Dönüyor’u yaptı. Baktım onun gibi ben de söylüyorum. Hemen Nilüfer’i aradım.
- Arkadaşlığınız var mıydı?
Tabii, vardı. Ben de şarkı söylemek istiyorum dedim, çok yardım etti. 45 sene evvel yani. Lise 1’deyken okulu bıraktım maalesef. Koşturmaktan okulu bıraktım. O zaman tabii kavak yelleri. Gerçi biz o yaşlarda çocuktuk, şimdiki gençler birer küçük kadın – adam. Biz çocuk çocuk yaşadık.
- Bir de o dönemlerde Eurovision elemeleri var, değil mi?
Evet, 1975 yılıydı. Rahmetli Selmi Andak’ın bestesi, Hayalimdeki Adam. Sözler de Çiğdem Talu’ydu. Çiğdem Abla Bebek’te bizim sokakta otururdu.
- En sevdiğiniz şarkınız hangisi oldu?
Hiç ayırt edemiyorum ki… Bundan bir önceki albümde Soner Arıca’nın bestesini ve söz yazarlığını yaptığı Gidiyorum’u, çok zor bir parça olmasına rağmen çok seviyorum. Ondan sonra Tamer’in bestesi, Aysel Gürel’in son sözleri Bekle Yağmur Geliyorum’u çok seviyorum. Türk Sanat Müziği albümü de yaptım ben. Orada Gündüzüm Seninle Gecem Seninle’yi çok güzel okumuşum.
- Sahnede TSM, arabesk de okuyorsunuz zaten.
Evet, çok da seviyorum. 80’lerin sonunda zaten herkes arabesk okudu. Ama ben severim zaten.
- Geldik son single’a. Nasıl çıktı?
Ben evde oturup bangır bangır müzik dinlerim. Kayahan ve Ahmet Kaya, benim hastalık derecesinde bağlı olduğum iki müzisyen. İnşallah Kayahan’dan da bir şarkı okurum. Ahmet’in şarkılarını sahnede okurum hep. Beni Vur’u okumadım bile.
- Neden?
Biri duyar da okur diye! Yıllardır korkuyordum birisi okur diye, ödüm patlardı. Özgür Aras aradı, hadi 45. Yıl’a özel bir şey yapalım dedi. Samsun Bey’le (Demir) konuştuk, DMC’den, o da çok sevindi. İlk menajerim Şenay Düdek’le konuştum. Ne okusam diyoruz, sürekli yazışıyoruz falan. Birdenbire “Yeliz n’apıyorsun, ‘Beni Vur’ var ya” dedim. Hemen Samsun Bey’i aradım. Şarkıyı çok güzel sözlerle emanet ettiler bana.
- En çok neresi vurdu?
“Sana bir sırrımı söyleyecektim, seni alıp götürecektim…” Beni mahvetti burası. Hep ağladım. Çok ağladım. Bu benim Ahmet Kaya’da bir numaram. Alper Atakan muhteşem bir altyapı yaptı. Gitarla ortak bir ton bulduk. Bir saatte okudum stüdyoda. O kadar dolmuş ki içim zaten…
- Ne heyacanlıdır o bekleme de…
Hem de nasıl. Yayınlanınca da ağladım. Zaten şarkıyı dinleyip hala ağlıyorum. Çok duyguluyum zaten.
- Zaten sanatçı öyle oluyor biraz da.
Aslında sanatçı duygulu olacak diye bir kural yok. Çok duygusuz okuyanları da biliyorum ben. Duygulu kişi kendini belli eder. Duruşun başka olur. Yıllardır benim duruşum hep aynı, hiç bozmadım. Beni yeni tanıyanlar, hep tahmin ettiğim gibisiniz derler. Başka nasıl olacaktım ki?
- Yeni jenerasyonlar da sizi keşfettiler; hatta belki de hiç unutulmadınız…
Yalan’la gençler keşfetti. Bir de Bu Ne Dünya Kardeşim’i biliyorlar.
- Aslında hep çalıştınız, hep sahnedeydiniz…
Evet, hiç kopmadım. İki yılda bir albüm hep yaptım. Çoğunlukla romantik şarkılar, öyle severim. Muhakkak içinde hüzün olan şarkılar severrim.
- Hayatta da öyle değil mi, bir tarafta hüzün hep vardır.
Ya burnumuzun direği sızlar, en mutlu anımızda bile gözümüz dolar…
- En güzel, en tutkulu aşkınız kimdi?
0ooo, çok! Bir tane olmadı. Aşk yaşa göre boyut değiştiriyor. 20 yaşındaki heyecan bambaşka, 50’de başka türlü bir heyecan var. Ama Ahmet, benim hayat boyu hiç unutamadığım tek aşkım. Hiçbir zaman birliktelik yaşamadık, ama benim için çok özeldir.
- Birlikte olmadık ne demek?
Cinsel anlamda birliktelik yaşamadık. Telefonumda yanında bir kalp emojisiyle kayıtlıdır. Aşk zaten kavuşamamaktır bence. Kavuşunca, sevgi büyüyor, yıllar içinde de arkadaşlığa, alışkanlığa evriliyor. Aşk, vuslata erememektir bence.
- Murathan Mungan’ın o şahane şiiri gibi.
Hah, tam öyle.
Kaynak:Cumhuriye.com.tr Fatih Türkmenoğlu